Sonu CIVATA ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "cıvata" olan, toplam 1 adet kelime bulunmaktadır. Sonu cıvata ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında cıvata olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde cıvata olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

Bazı kelimelerin anlamları

CIVATA

Birbirine bağlanmak istenen ağaç veya demir parçalarının üzerinde hazırlanmış olan deliklerden geçirilerek ucuna somun takılıp sıkıştırılan iri başlı vida.

  -   -   -  

Anlamında CIVATA bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde CIVATA geçen kelimeler listesi verilmiştir.

SAKULETA

Silindir biçiminde bir demirin içine çivi, cıvata vb. maddelerin doldurulması ile yapılmış olan bir mermi türü.

LOKMA

Ağza bir defada alınıp götürülen yiyecek parçası, sokum. Yemek. Türlü kalınlıktaki cıvataları, boşluğuna geçirip sökmeye veya sıkıştırmaya yarayan metalden alet. Lokma tatlısı. Genellikle haksız olarak ele geçirilen mal veya para.

OTOKLAV

Vida ve cıvatalarla tutturulmuş basit bir kapağı olan, iç basınca dayanıklı kap. Laboratuvar işlerinde ve ameliyatlarda yararlanılan her türlü araç ve gereci mikropsuzlaştırmak için kullanılan basınçlı buhar kazanı. Sterilizasyon için kullanılan, sıcaklık ve basınca dayalı sıkı kapaklı çelik alet. Sterilizasyon için kullanılan, basıncı ve/veya sıcaklığı ayarlanabilen yüksek basınç ve sıcaklığa dayanıklı alet. Çoğunlukla 1 atmosfer basınç altında 121 ºC sıcaklık elde edilerek buharla laboratuvar ve hastane nesnelerinin sterilizasyonunu sağlayan alet.

FİNTİ

Vidanın girdiği Kalka, cıvata somunu.

SOMUN

Yuvarlak ve şişkin ekmek. Cıvatanın ucuna geçirilen, içi yivli demir başlık.

ÇIKSAMAK

Cıvataları, perçinleri gevşemek (aracın ya da aygıtın).

ALYAN

Cıvataları çıkarıp takmaya yarayan, altıgen kesitli, L biçiminde alet.

CIVATALAMA

Cıvatalamak işi.

MENGEZ

Cıvata, vida. Killi toprak.

CIVATALI

Cıvatası olan. Cıvata ile tutturulmuş olan.

CIVATALAMAK

Cıvata ile tutturmak.

PABUÇ

Ayakkabı. Bina kolonlarının temeldeki basma yüzeyinin geniş ve daha güçlü olarak yoğunlaştırılmış bölümü. Masa, sandalye vb. mobilyaların ayaklarına takılan metal veya plastik eklenti. İletken telleri elektrik birimlerine bağlayan veya cıvatalı bağlantıyı sağlayan parça.

PERKİTMEK

İyice gererek, sıkıştırarak, vurarak sağlamlaştırmak : Cıvataları iyice perkittim. Vurmak, fırlatmak: İki taş perkitti, öldürecekti. Katılaştırmak. Sağlamlaştırmak. Eski türkçe berkitmek: kuvvetle çarparak birleştirmek.

USKURU

Cıvata ve somunlardaki yiv.

PUL

Posta parası karşılığı mektup zarfı, kartpostallara ve damga resmine karşılık kâğıtlara yapıştırılan, basılı küçük kâğıt parçası. Vida, cıvata vb. şeylerin boynuna geçirilen, ortası delik metal levhacık. Balıkların, sürüngenlerin ve bazı kuşlarla memelilerin vücudunu kaplayan boynuzsu, sert levhacık. Propaganda amacıyla kullanılan yazılı küçük kâğıt. Akçeden küçük metal para. Üzerinde bulunduğu organa yapışık, biçim ve yapıca çok basit yaprakların her biri. Tavla oyununda kullanılan, plastik, tahta vb.nden yapılmış yassı yuvarlak levhacık. Küçük ve ince tabakacıklar. Bazı giysilerde süs olarak kullanılan parlak, incecik, genellikle metal levhacık.

MAPA

Ucu halkalı cıvata. Gemi içini aydınlatmaya yarayan, içinde zeytinyağı bulunan siperli fener.

YALAMA

Yalamak işi. Fırça izleri belli etmeden yapılmış olan (resim). Üzeri düzleşmiş, dişleri aşınmış olan (vida, cıvata vb.). Sözünde durmayan (kimse).