Kelimeler arşivi içinde; başında "baz" olan, toplam 52 adet kelime bulunmaktadır. baz ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu baz ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde baz olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
BAZİOKSİPİTALE
BAZOFİLOPENİ, BAZİDİYOSPOR, BAZİSFENOYİT
BAZNADOMUZU
BAZİPODYUM
BAZLAMACI, BAZOFİLUS, BAZOFİLİK, BAZLAMBAÇ, BAZLANBAÇ
BAZLIMBA, BAZLAMAK, BAZLAMBA, BAZLAŞMA, BAZLIMAÇ, BAZLAMBO, BAZMALIK, BAZOFİLİ, BAZOFOBİ, BAZÖLÇÜM, BAZYÖRÜK, BAZLAMAC, BAZİTESİ, BAZLAMAÇ, BAZİLİKA
BAZRAKI, BAZOFİL, BAZMENT, BAZİLOM, BAZLIMA, BAZULAK, BAZLAMA
BAZUKA, BAZLAR, BAZİÇE, BAZISI, BAZALT
BAZUK, BAZİK, BAZAL, BAZUT, BAZEN, BAZMA, BAZİN, BAZLI, BAZİS, BAZİT
BAZI, BAZU, BAZA
BAZ
BAZ
Temel. Bir asitle birleştiğinde bir tuz oluşturan madde.
BAZNADOMUZU
Romanya'da bulunan, siyah renkli ancak ön kol bölgesinde beyaz kemer şeklinde tüyler bulunan, Berkshire ve Mangalitsa ırklarının melezlenmesinden köken alan, yağlı et verimi için ideal vücut yapısına sahip, kafa yapısı orta büyüklükte ve içbükey, geniş, derin ve güçlü boyun yapısına sahip, bedeni orta genişlikte, derin ve genellikle yuvarlak, but kısmı oldukça uzun ve kaslı, vücudun genel yapısı hafif dışbükey, butlar oldukça gelişmiş, her bir doğumda ortalama dokuz yavru veren domuz ırkı.
BAZİSFENOYİT
Kafatasının kaidesinin ortasındaki kemik.
BAZLAMAK
Topak halindeki hamuru (pazı) açmak, yassılamak. Acele ekmek pişirmek. Hamuru saca yapıştırmak. Suya batırmak, basmak: Bize bir kilo armut almazsan seni suya bazlarız. Bir şeyi yere yapıştırmak yatırmak: Güreşte Dayak Mehmet, Cırık Hasan'ı sırt üstü yere bazladı. Sacın üzerine hamur koyup şekil vermek.
BAZLIMBA
Mısır, arpa, darı ve buğday unlarından yapılan mayalı, mayasız, yağlı, yağsız, şekerli, şekersiz, ince ve kalın pişirilen saç ekmeği.
BAZİDİYOSPOR
Bazitli mantarların sporları.
BAZİOKSİPİTALE
Art kafa tabanı.
BAZOFİLOPENİ
Kanda bazofil sayısının azalması.
BAZOFİLUS
Alkalin ortamı seven canlılar.
BAZLANBAÇ
Mısır, arpa, darı ve buğday unlarından yapılan mayalı, mayasız, yağlı, yağsız, şekerli, şekersiz, ince ve kalın pişirilen saç ekmeği. Birdirbir de denilen bir çocuk oyunu.
BAZLAMBA
Mısır, arpa, darı ve buğday unlarından yapılan mayalı, mayasız, yağlı, yağsız, şekerli, şekersiz, ince ve kalın pişirilen saç ekmeği.
BAZLAŞMA
Bir maddenin baz durumuna gelmesi.
BAZLAMBAÇ
Mısır, arpa, darı ve buğday unlarından yapılan mayalı, mayasız, yağlı, yağsız, şekerli, şekersiz, ince ve kalın pişirilen saç ekmeği. Birdirbir de denilen bir çocuk oyunu. Yozgat ili, Çekerek ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir bölge.
BAZİPODYUM
Ön ve arka ayak bilek kemiklerinin oluşturdukları bölgeleri kapsayan esas ayak takımı.
BAZLAMACI
Bazlama yapıp satan kişi.
BAZOFİLİK
Bazik boyalarla kolaylıkla boyanan hücre veya histolojik yapı. Kandaki bazı akyuvarlarla ön hipofiz bezindeki bazı hücreler.
Bu bölümde tanımı içerisinde BAZ geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AJAN
Casus. Bir kimsenin, bir ortaklığın veya bir devletin bazı işlerini yapan kimse, temsilci.
AĞIL
Evcil küçükbaş hayvanların barındığı çit veya duvarla çevrili yer, arkaç. Hale. Bazı görüntülerdeki çok ışıklı cisimleri çevreleyen ışıklı teker.
AMA
Çelişkili ve tutarsız iki cümleyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz, amma, lakin, velakin. Uyarma veya şartlı bir ifade niteliğinde olan bir cümleyi, başka bir cümleye bağlamaya yarayan bir söz. Bir yargıyı veya bir buyruğu pekiştirmek için de kullanılan bir söz. Beklenmeyen bir sonucu anlatan iki cümleyi onun sebebi durumunda olan cümleye bağlayan bir söz. Bazen dikkati çekmek için cümlenin sonuna getirilen bir söz.
AMBAR
Genellikle tahıl saklanan yer. Kum, çakıl vb. yapı malzemesini ölçmekte kullanılan ve her yanı çoğunlukla 75 santimetre olan küp ölçek. Genellikle tahılın çok üretildiği yer, bölge. Geminin yük koymaya ayrılmış yeri. Yiyecek ve bazı eşyanın saklandığı yer. Eşya taşıma işleri yapan kurum veya ortaklık.
ALIN
Yüzün, kaşlarla saçlar arasındaki bölümü. Bir ocakta her türlü ayak, galeri, baca, kuyu ve yolun ilerletilmekte olan yüzeyi. Karşı. Bazı şeylerin önü, ön yüzü.
AKROBATLIK
Cambazlık.
AMBER
Amber balığından çıkarılan güzel kokulu, kül renginde bir madde. Güzel kokulu bazı maddelerin ortak adı.
AÇACAK
Şişelenmiş bazı içeceklerin kapaklarını açmaya yarayan araç. Anahtar. Teneke kutu içinde korunmuş yiyeceklerin kapağını açmaya yarayan araç.
AKROBAT
Cambaz.
ABDEST
Müslümanların, belli ibadetleri yapabilmek için bir düzen içerisinde bazı organları yıkayıp bazılarını mesh etme yoluyla yaptıkları arınma.
ACI
Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu, tatlı karşıtı. Kırıcı, üzücü, incitici, dokunaklı, kötü. Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık, ızdırap. Keskin, şiddetli. Çarpıcı, göz alıcı (renk). Tadı bu nitelikte olan. Ölüm, yangın, deprem vb. olayların yarattığı üzüntü, keder, elem.
AMİTOZ
Amip, akyuvar ve bazı bakterilerde hücre bölünmesi yoluyla olan çoğalma.
AKŞIN
Doğuştan boya maddesi bulunmadığı için kıllarında ve gözlerinde, bazen de derisinde ak olan (hayvan veya insan), çapar, albinos.
AMONYAKLAMAK
Bazı yemleri amonyak veya bir amonyum bileşiği ile karıştırmak, doyurmak.
AĞA
Geniş toprakları olan, sözü geçen, varlıklı kimse. Halk arasında sayılan ve sözü geçen erkeklere verilen unvan. Osmanlı Devleti'nde bazı kuruluşların başında bulunanlara verilen resmî san. Ağabey. Cömert, eli açık. Okuryazar olmayan yaşlı kimselerin adlarıyla birlikte kullanılan san. Koca.
ABRAKADABRA
Eski çağlarda bazı hastalıklara iyi geldiğine inanılan büyülü söz. Sihirbazların sıkça kullandığı büyü sözü.
ALGARİNA
Ağır bir şeyi denizden çıkarma veya denize indirme işinde kullanılan büyük vinçli deniz teknesi. Bazı gemilerin baş veya kıç tarafından eğik olarak uzatılmış bulunan makaralı, kısa ve kalın dikme.
AKROBASİ
Cambazlık.
ABDAL
Gezgin derviş. Tasavvufta manevi üst bir rütbe. Safeviler devrinde İran'da yaşayan Türk oymaklarından biri. Dilenci kılıklı, üstü başı perişan kimse. Anadolu'da yaşayan oymaklardan bazısı.
ABAZANLIK
Abazan olma durumu.