Sonu BARIN ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "barın" olan, toplam 1 adet kelime bulunmaktadır. Sonu barın ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında barın olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde barın olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

Bazı kelimelerin anlamları

BARIN

Göğüs: Barnıma bir yumruk vardu. Öküzleri otlatma, doyurma. Çekinlerin çarpışma olaylarında gösterdikleri kesit alanlar için kullanılan ölçü birimi. Bütün, hep. Güç, kuvvet. Göğüs. Diyarbakır şehrinde, Kulp belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.

  -   -   -  

Anlamında BARIN bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde BARIN geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ÇARDAK

Tarla, bahçe vb. yerlerde ağaç dallarından örülmüş barınak. Denizli iline bağlı ilçelerden biri. Asma vb. bitkilerin dallarını sardırmak için direklerle yapılmış yer. Kameriye.

BAKICI

Bakma işiyle görevlendirilen kimse. Bir şeyi satın almayı düşünmeden yalnızca bakarak ilgilenen kimse. Falcı. Yabancı ülkede bir aile yanında kalarak eğitimini sürdüren ve aynı zamanda o evin çocuklarına bakan kimse. Genellikle çocuk, yaşlı ve hastalara bakma işiyle görevli kimse. Yeme içme, barınma ve eğitim karşılığında bakıcılık görevi yapan kimse.

DÜŞKÜNLEREVİ

Çalışma gücünden yoksun, kazancı olmayan yoksul kimselerin barındırıldığı toplumsal bir yardım kuruluşu, bakım yurdu, darülaceze.

ÇÖZ

Bumbar, bağırsak. Bumbarın yağı.

ÇEKMECE

Masa, dolap vb. şeylerin dışarıya çekilen bölümü, göz, çekme. İçinde mücevher vb. değerli şeyler saklanan küçük, süslü sandık. Gemilerin barınabilecekleri koy.

BARINAK

Barınılacak yer, melce.

GÜZLEK

Güz yağmuru. Havaların soğuması üzerine yaylalardan dönen hayvanların otlatılması ve bir süre barındırılması için ayrılmış, dağ eteklerinde bulunan mera. Güz mevsiminin geçirildiği yer.

BARINDIRMAK

Barınmasını sağlamak.

ÇATI

Bir yapının, bir evin damını kuran parçaların bütünü. Bir yapıyı örten ve eğik yüzeyleri olan damın tahtadan iç yapısı. Belli bir maksada yönelik kimselerin oluşturduğu birlik. Özne, nesne durumlarına göre, belirli çatı eklerinin fiil kök veya gövdelerine getirilen türev, bina: Sevinmek (sev-in-), sevdirmek (sev-dir-), sevindirmek (sev-in-dir-) gibi. İnsan ve hayvanda iskeletin kuruluşu. Yapının tavanı ile damı arasındaki kullanılan yer. Birbirine çatılmış, çakılmış şeylerin bütünü. Barınılan, sığınılan yer. Hikâye, roman, piyes vb. edebî türlerde olay kuruluşu, kurgu.

BARINDIRMA

Barındırmak işi.

ÇADIR

Keçe, deri, kıl dokuma, sık dokunmuş kalın bez veya plastik maddelerden yapılarak direklerle tutturulan, taşınabilir barınak, çerge, oba, otağ. Gölgelik olarak kullanılan tente veya şemsiye.

BARINMA

Barınmak işi.

DÜŞMAN

Birinin kötülüğünü isteyen, ondan nefret eden, ona zarar vermeye çalışan kimse, yağı, hasım, antagonist, dost karşıtı. Aralarında birbirleriyle çatışmaya varacak ölçüde anlaşmazlık olan taraflar. Bir şeyi büyük ölçüde kullanıp tüketen kimse. Birbirleriyle savaşan devletler ve bu devletlerin asker, sivil bütün uyrukları. Bazı şeylerden nefret eden, tiksinen kimse. Bir şeyin yaşamasına, barınmasına engel olan (güç, tutum vb.).

GARAJCI

Otomobil, otobüs vb. taşıtları belli bir süre barındıran, gereğinde bakım ve onarımlarını yaptıran işletmeci.

BAKIMEVİ

Bakıma gereksinimi olan kimselerin bakıldıkları, barındıkları kuruluş. Belirli noktalarda özellikle kar mücadelesinde kullanılan araç ve gereçlerin barındırıldığı bina. Kurum ve kuruluşlarda motorlu araçların onarıldığı ve korunduğu yer veya birim. Kademe.

DARÜLEYTAM

Yetimlerin barındığı yer.

ÇENE

Canlılarda baş bölümünde yer alan, kemik veya kıkırdak ile desteklenen, altlı üstlü dişleri taşıyan ve ağzın kapanıp açılmasını sağlayan kasları üzerinde barındıran iki parçaya verilen ad. Baş bodoslamasının omurga ile birleştiği yer, çarık. Köşe. Mengene, kerpeten vb. araçların eşyayı sıkıştıran karşılıklı iki parçasından her biri. Çok konuşma huyu, gevezelik.

HANGAR

Uçak, araba, tarım aracı vb. nesneleri barındırmaya yarar kapalı yer, sundurma.

AĞIL

Evcil küçükbaş hayvanların barındığı çit veya duvarla çevrili yer, arkaç. Hale. Bazı görüntülerdeki çok ışıklı cisimleri çevreleyen ışıklı teker.

AHIR

Evcil büyükbaş hayvanların barındığı kapalı yer, hayvan damı.