Kelimeler arşivi içinde; başında "arz" olan, toplam 47 adet kelime bulunmaktadır. arz ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu arz ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde arz olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
ARZULAYABİLMEK
ARZULAYABİLME
ARZUHALCİLİK
ARZAĞALARI, ARZUSUZLUK, ARZUPINARI, ARZULATMAK, ARZULANMAK
ARZULATMA, ARZULAMAK, ARZUHALCİ, ARZULANMA, ARZILAMAK, ARZIENDAM, ARZUSUZCA
ARZULAMA, ARZIMAND, ARZUMAND, ARZETMEK, ARZLAMAK
ARZUSUZ, ARZUHAN, ARZANLI, ARZULAR, ARZUHAL, ARZUGÜL, ARZUMAN, ARZİYAT, ARZIVAL, ARZIMAN
ARZANİ, ARZULU, ARZİYE, ARZELE, ARZBAR
ARZAH, ARZUM, ARZEL, ARZAK, ARZAM, ARZAN, ARZIZ, ARZIL, ARZIK
ARZU, ARZI
ARZ
ARZ
Sunma. Piyasaya mal sürülmesi, sunu. Yer, yeryüzü. En, genişlik. Yüksek bir makama anlatma, bildirme.
ARZULAYABİLME
Arzulayabilmek işi.
ARZUHALCİLİK
Arzuhâlcinin yaptığı iş.
ARZUPINARI
Tokat ilinde, Turhal ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer.
ARZULAYABİLMEK
Arzulama imkânı veya olasılığı bulunmak.
ARZIENDAM
"Boy göstermek, ortaya çıkmak, görünmek" anlamlarındaki arzıendam etmek, arzıendam eylemek birleşik fiillerinde geçen bir söz.
ARZULATMA
Arzulatmak durumu.
ARZAĞALARI
Hasoda görevlilerinden padişaha arz iletmeye yetkili en kıdemli dördü: hasodabaşı, silahtarağa, çuhadar, rikâbdar.
ARZULATMAK
Arzu duyulmasını sağlamak.
ARZILAMAK
Arzulamak, özlemek. Özlemek.
ARZULANMAK
İstenmek, kendisine istek duyulmak.
ARZULAMAK
İstek duymak, özlemek, istemek.
ARZULANMA
Arzulanmak durumu.
ARZUSUZLUK
Arzusuz olma durumu.
ARZUHALCİ
Para karşılığında dilekçe, mektup ve benzerleri yazan kimse.
ARZUSUZCA
Arzusuz bir biçimde.
Bu bölümde tanımı içerisinde ARZ geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ENLEM
Yer yuvarlağı üzerinde herhangi bir noktadan geçen paralel ile Ekvator arasındaki yay parçasının açısal değeri, arz derecesi.
ÇİNGENELEŞMEK
Çingene olmak. Çingene yaşayış tarzını benimsemek.
ÇILDIRMAK
Delirmek, aklını oynatmak. Israrlı bir biçimde istemek, büyük arzu göstermek.
BÖYLESİNE
Bu tarzda, bu biçimde.
ALMANLAŞTIRMAK
Almanlara özgü yaşayış tarzı kazandırmak.
DAYATIŞMAK
Kendi istek ve arzuları doğrultusunda ısrar etmek, inatlaşmak.
ARZULAMA
Arzulamak durumu.
BİÇİM
Biçme işi. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. Yakışık alan şekil, uygun şekil. Herhangi bir şeyin benzeri. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl. Tarz.
DİLEMEK
Birinden bir şeyin yapılmasını istemek, rica etmek, arzu etmek. Kendi düşünce, görüş ve isteğini yapmak. Biri için bir dilekte bulunmak.
AHLAKSIZCA
Ahlaksız bir biçimde veya tarzda, ahlaksızcasına.
EDA
Davranış, tavır. Verme, ödeme, yerine getirme. Naz, işve. Anlatış biçimi, tarzı.
DİNGİNCİLİK
Tam bir gönül rahatlığı, tutkusuzluk içinde bütün arzulardan sıyrılmış olarak direnç göstermeden kendini Tanrı ibadetine vermeyi ve tanrısal ruh dinginliği kazanmayı amaçlayan dünya görüşü, sekincilik.
BİSEKSÜEL
Hem kendi cinsini hem de karşı cinsi arzulayan.
DİLEKÇE
Bir dileği bildirmek için resmî makamlara sunulan, imzalı ve adresli, pullu veya pulsuz yazı, istida, arzuhâl.
ALMANLAŞMAK
Alman yaşayış tarzını benimsemek.
AMERİKALILAŞMAK
Amerikalıların yaşayış tarzını benimsemek.
AŞERMEK
Hamilelikte bazı yiyeceklere karşı aşırı düşkünlük göstermek, çok arzulamak veya nefret etmek, tiksinmek.
AKIM
Akma işi. Sanatta, siyasette, düşünce hayatında ortaya çıkan yeni bir görüş, yöntem, hareket, cereyan, tarz. Debi. Hava, su vb. akışkan maddelerin veya elektrik yüklerinin belli bir yönde akışı, yer değiştirmesi, cereyan.
DÜŞÜNMEK
Aklından geçirmek, göz önüne getirmek. Zihniyle arayıp bulmak. Akıl etmek, ne olabileceğini önceden kestirmek. Bir şeye karşı ilgili ve titiz davranmak. Tasalanmak, kaygılanmak. Bir sonuca varmak amacıyla bilgileri incelemek, karşılaştırmak ve aradaki ilgilerden yararlanarak düşünce üretmek, zihinsel yetiler oluşturmak, muhakeme etmek. Tasarlamak. Farz etmek.
BİLMEK
Bir şeyi anlamış veya öğrenmiş bulunmak. Saymak. İşine gelmek, uygun bulmak. Sanmak, varsaymak, farz etmek. -a / -e ekli fiillerle yeterlik bildiren birleşik fiiller oluşturur. Bir iş yapmaya alışmış olmak, elinden gelmek. İnanmak. Sorumlu tutmak. Bir bilim veya sanat dalında yeterli olmak. Tanımak, hatırlamak.