Kelimeler arşivi içinde; başında "arol" olan, toplam 1 adet kelime bulunmaktadır. arol ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu arol ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde arol olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
AROL
"Arı, temiz, çalışkan ol" anlamında kullanılan bir isim.
Bu bölümde tanımı içerisinde AROL geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ONTOGENEZ
Birey oluş. Organizmanın varoluşundaki genetik kodlarına dayanan gelişimi.
VAROLUŞÇU
Varoluşçuluk yanlısı, egzistansiyalist.
ÖNCANCILIK
Cancılıktan önce, tektanrısal inançlara dayanan bir çağın varolduğuna ilişkin görüş. bk. can, cancılık.
TAŞYONCASI
Yonca ve tırfılın yetişmediği kurak ve çorak arazilerde yetişen, büyüme döneminde yeşil olarak tüketildiğinde zehirli olmayan baklagil yem bitkisi. Küflendiğinde yapısında bulunan kumarinden kanda pıhtılaşmayı geciktiren, K vitamini antagonisti olan dikumarol oluştuğu için zehirli özellik kazanır.
SÖYLEN
Evrende daha önce varolduğu sanılan canlı ve cansız, tüm çevresini ilgilendiren olayların kaynak, neden ve özelliklerini, çoğunlukla Tanrısal görünümler içinde açıklayan anlatı türü. bk. söylenbilim, doğa söyleni, yaşam söyleni, toplumsal söylen, karşılaştırmalı söylenbilim. karşılığı söylence, öykünce, öykü, öykülem. Tarih öncesi Tanrı, tanrıça, yarı Tanrı ve kahramanlara değgin serüvenler.
ÖZ
Bir kimsenin benliği, kendi manevi varlığı, iç, nefis, derun, varoluş karşıtı. Bitkilerin kök, gövde ve dallarının boydan boya ortasında bulunan, hafif, gevrek ve çoğu yumuşak bölüm. "Kendine, kendi kendini" anlamlarında birleşik kelimeler türeten bir söz. Bir şeyin temel ögesi, künh, zübde. Kan bağı ile bağlı olan, üvey olmayan. İçine, arılığını, saflığını bozacak hiçbir şey karışmamış olan, saf, arı. Bir şeyin en kuvvetli veya kıvamlı bölümü, hülasa, zübde, ekstre. Dere, çay. Sulak, verimli yer. Çıbanların içinde ölmüş dokudan oluşan irinle birlikte çıkan parça. Kendi, zat.
EGZİSTANSİYALİST
Varoluşçu.
EGZİSTANSİYALİZM
Varoluşçuluk.
MEVCUDİYET
Varlık. Varoluş.
KUMARİN
Dikumarol.
NİCELEYİCİ
Evrensel niceleyici ya da varoluşsal niceleyici. nicelik bk. sayallık. "Her" ve "en az bir" sözcüklerinden biri. Bu sözcükler sırasıyla V ve 3 simgeleriyle gösterilir.
AÇIMCI
Varolup da bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkaran.
SİNEKKAPAN
Droseragillerden, Kuzey Karolina bataklıklarında yetişen, yapraklarına konan sinekleri, böcekleri sıkıp emen bir bitki (Dionaea muscicapa). Böcekleri, özellikle sinekleri yakalayarak beslenen küçük ötücü kuşlar.
ÇOKTANRICI
Birçok Tanrının varolduğuna inanan, putlara tapan.
DAYANIKSIZLIK
Dayanıksız olma durumu, metanetsizlik. Varolan bir hastalık durumu nedeniyle, ilacın belirli etkilerine normalden daha fazla duyarlılık olması.
MASONLUK
Birtakım kardeşlik ilkelerini benimseyen, birbirlerini parola ve işaretlerle tanıyan, loca denilen bölümlere ayrılan kimselerden kurulu dernek. Mason olma durumu, farmasonluk.
VAROLUŞSAL
Varoluşa ilişkin, varoluşla ilgili.
KOMPLEKSLİK
Pek çok farklı yapının bir araya gelmesiyle oluşan karışıklık. Varolan dizilerin toplam uzunluğu olarak ölçülen DNA'da bilgi dizisi miktarı.
ELDEMİRİ
Değirmen taşını kaldırmak için kullandan 0-40 cm. kadarolan ucu sivri ince demir. (Dereyazıcı Alaca Çorum). Semer dikilirken yerlerine konmuş kamışları sıkıştırmak için kullanılan demir araç. (Güdül Ankara).
VAROLUŞÇULUK
Varoluşun özden önce geldiğini ve özü sürekli olarak yarattığını ileri süren öğreti, egzistansiyalizm.