Sonu ARD ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "ard" olan, toplam 14 adet kelime bulunmaktadır. Sonu ard ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında ard olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde ard olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

12 harfli kelimeler

KİLOPERİKARD

10 harfli kelimeler

SOUNDBOARD

9 harfli kelimeler

FRETBOARD, PİCKGUARD

8 harfli kelimeler

BİYOGARD, ENDOKARD, HADAMARD, MİYOKARD, PERİKARD

7 harfli kelimeler

EPİKARD, MANSARD

4 harfli kelimeler

GARD, BARD

3 harfli kelimeler

ARD

Bazı kelimelerin anlamları

ARD

Buğdayı azar azar döken değirmen hunisi. Çok iyi. Art, arka. (karşılık: posteriyör),Bir hayvanın ya da bir bölgesinin bir eksene göre geri kısmı.

KİLOPERİKARD

Kalp kesesinde kilusun varlığı.

MANSARD

(Mimarlık). Her yüzünde, değişik eğimli iki dam yüzeyi olan çatı. Bu tür çatıların içine yerleştirilmiş kat. Bu tür katlarda çatıdan dışarı çıkıntı yapan pencere. a. bk. sundurma çatı, kırma çatı, piramit çatı.

HADAMARD

1865-1963. Jacques Salomon Hadamard, ünlü Fransız matematikçisi. Matematiğin bir çok dallarında önemli sonuçlar elde etmiştir. Çalışma alanları: Sayılar teorisi, analitik fonksiyonlar teorisi, diferansiyel denklemler teorisi, fonksiyonel analiz, mekanik.

PERİKARD

Perikardiyum.

SOUNDBOARD

Elektrikle çalışmayan telli çalgılarda, tellerin titreşimi yoluyla elde edilen sese şiddet katarak dışarı aktaran ve tonuna karakterini kazandıran, genellikle ağaçtan bileşen.

BARD

Ortaçağ'ın başlarında, Avrupa'da ve daha çok ingiltere'de öykü anlatan sanatçı. Kelt ozanı.

ENDOKARD

Kalbin içini örten bir sıra yassı epitel dokudan oluşan seröz zar, endokardiyum.

MİYOKARD

Kalp kası.

PİCKGUARD

Gitar gövdesinin pena ve tırnak vuruşlarından zarar görmesini önlemek amacıyla kullanılan, ve bazı çalgılarda elektronik donanımı da taşıyan ince tabaka.

FRETBOARD

Gitar sapının tellerin de geçtiği parmakla basılan ön yüzü.

BİYOGARD

Bifidobacterium türleriyle bazı laktik asit bakterilerinin birlikte oluşturdukları fermente süt ürünü.

GARD

Eskrim, boks vb. oyunlarda korunmak için alınan durum.

EPİKARD

Kalbin dış yüzünü örten iç yaprağı, epikardiyum. Epikardiyum.

  -   -   -  

Anlamında ARD bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde ARD geçen kelimeler listesi verilmiştir.

AGU

Süt çocuklarının neşelendikleri zaman çıkardıkları ses.

AÇILMAK

Açma işine konu olmak. Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak. Kıyıdan uzaklaşmak. Yeni bir bakış açısı getirmek. Renk koyuluğunu yitirmek. Kapı, yol vb. geçit vermek. Gereken güce ulaşmak. Kuruluşlar ilk kez veya yeniden işe başlamak. Sıkılması, çekinmesi, tutukluğu kalmamak. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapmak. Ayrıntıya girmek. Sırrını, üzüntüsünü, sorunlarını birine söylemek. Genişlemek, bollaşmak. İşini gereğinden veya yapabileceğinden geniş tutmak. Delinmek, yırtılmak. Sis, karanlık, duman vb. dağılmak, yoğunluğunu yitirmek.

ADIM

Yürümek için yapılmış olan ayak atışlarının her biri. Bir yarışın belirli uzaklığı kapsayan bölümlerinden her biri, etap. Ayakta, esas duruşta, bir ayağın türlü yönlerde iki ayak boyu kadar yer değiştirmesi. Girişim, hamle. Bir ayak atışıyla alınan ve uzunluğu yaklaşık 75 santimetre olan mesafe. Bir gösterge ucunun eş olarak ayrılmış yaylardan biri boyunca aldığı yol. İki diş arasındaki aralık.

AĞABEY

Büyük erkek kardeş, ağa, aka, ede, efe. Saygı ve sevgi göstermek üzere yaşça büyük olan erkeklere söylenen bir seslenme sözü.

ADA

Deniz veya göl suları ile çevrilmiş küçük kara parçası, cezire. Tali yoldan ana yola güvenli çıkışı sağlamak için tali yolun sağ tarafına yapılan, çizgilerle ayrılmış bölüm. Çevresi yollarla belirlenmiş olan arsa ve böyle bir arsayı kaplayan yapılar topluluğu. Kavşaklarda trafiği düzenleyici, yönlendirici veya ayırıcı olmak üzere bordürle sınırlandırılmış veya yer çizgileriyle belirlenmiş alan.

AÇILAMA

Güç bir sahnenin çeşitli açılardan çekiminin yapılması.

AÇMAZ

Satranç oyununda şahı koruyan taşlardan birinin yerinden oynatılamaması durumu. Tuluatta karşısındakine bir nükte veya tekerleme söyleme kolaylığını veren söz. İçinden zor çıkılır durum.

AÇILIM

Açılma işi. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapma. Yeni bir bakış açısı getirme. Sağ açıklık. Bir kısaltma veya formülün açık biçimi.

ADAŞ

Adları aynı olanlardan her biri.

AÇIKGÖZ

Uyanık davranarak çıkar sağlayan, imkânlardan kurnazca yararlanmasını bilen, cingöz, uyanık, kurnaz (kimse).

İplik, sicim, tel vb. ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü. Ulaşım ve iletişim gibi alanlarda ülkenin her yerine yaygınlaştırılmış şebeke. Örümcek vb. hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü. Çaprazlama örgü ile yapılmış olan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file. Pantolon veya külotun apış arasına gelen yeri, apışlık. Tuzak. Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmış örgü, file.

AÇIT

Bir duvarda kapı, pencere, kemerleme vb. bölümler için bırakılmış açıklık.

ABLA

Bir kimsenin kendisinden büyük olan kız kardeşi. Erkeklerin kız veya kadınlara seslenirken söyledikleri söz. Büyük kız kardeş gibi saygı ve sevgi gösterilen kız veya kadın. Genelev veya randevuevi işletmecisi kadın, çaça, mama (II).

AĞAÇKESEN

Zar kanatlılardan, kurtçukları en çok gül fidanları üzerinde yaşayarak yapraklara zarar veren, kara renkli bir böcek (Hylotoma).

ABRAKADABRA

Eski çağlarda bazı hastalıklara iyi geldiğine inanılan büyülü söz. Sihirbazların sıkça kullandığı büyü sözü.

AFRİKA

Dünya üzerinde yer alan kıtalardan biri.

ABDAL

Gezgin derviş. Tasavvufta manevi üst bir rütbe. Safeviler devrinde İran'da yaşayan Türk oymaklarından biri. Dilenci kılıklı, üstü başı perişan kimse. Anadolu'da yaşayan oymaklardan bazısı.

AÇIKLIK

Açık olma durumu, aleniyet. Uzaklık, mesafe. Bitki örtüsü olmayan, çıplak yer. Gerçeği olduğu gibi yansıtma durumu. Boş ve geniş yer, meydanlık. Bir söz veya yazıda maksadın açık olması özelliği, duruluk, vuzuh. Dürbün, fotoğraf makinesi vb. optik araçlarda ağız çapı, ışığın girebildiği delik.

AFET

Çeşitli doğa olaylarının sebep olduğu yıkım. Çok kötü. Hastalıkların dokularda yaptığı bozukluk. Güzelliği ile insanı şaşkına çeviren, aklını başından alan kadın. Kıran.

ABRAMAK

Fırtınalı havalarda gemiyi ustalıkla yönetmek. Başarmak, bir işi becermek.