Sonu APAR ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "apar" olan, toplam 14 adet kelime bulunmaktadır. Sonu apar ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında apar olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde apar olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

9 harfli kelimeler

ESKİYAPAR, KARAPAPAR, PUTATAPAR, SARIÇAPAR, YENİYAPAR

8 harfli kelimeler

ÇILÇAPAR, ÇİLÇAPAR

5 harfli kelimeler

ÇAPAR, CAPAR, HAPAR, KAPAR, SAPAR, ŞAPAR

4 harfli kelimeler

APAR

Bazı kelimelerin anlamları

APAR

Oyuncunun rol gereği seyircilerin duyacağı biçimde, ama öbür oyuncular sanki duymuyormuş gibi düşünmesi ya da konuşması. Oyuncunun doğrudan seyirciye dönerek konuşması. Oyuncuların sahnede, seyircilerin duyacağı ama sanki öbür oyuncuların duymayacağı biçimde kendi kendine konuşmaları. Oyuncunun seyirciye dönerek konuşması (Seyirciye sesleniş).

ÇILÇAPAR

Karışık renk: Atın çılçaparmış.

KARAPAPAR

Tren.

ŞAPAR

Çingene çocuğu.

ÇAPAR

Postacı, ulak. Takadan büyük, baş ve kıç tarafı yukarı kalkık bir tür Karadeniz kayığı. Benekli, alacalı (hayvan ve bitki). Akşın. Çiçek bozuğu yüz.

SARIÇAPAR

1.Sarı ya da kızıl saçlı, yüzünün cildi bozuk olan adam. 2.Sarışın, aksi adam.

ÇİLÇAPAR

Siyah beyaz karışık, boz renk. Yüzdeki çiçek izleri.

KAPAR

Akıl. Ruh.

SAPAR

Ayrıntı, fark : Çakalın köpekten saparı yok.

ESKİYAPAR

Çorum ili, Alaca ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yer.

YENİYAPAR

Bolu şehrinde, Gerede ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yer.

HAPAR

Haber. Saçta pişirilen yufkayı, ekmeği çevirmeye yarayan tahta araç. Avuç dolusu.

PUTATAPAR

Putlara tapan kimse.

CAPAR

Sarışın mavi veya yeşil gözlü, çilli insan.

  -   -   -  

Anlamında APAR bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde APAR geçen kelimeler listesi verilmiştir.

AKTARMALI

Aktarma gerektiren. Aktarma yaparak.

FİİLEN

Gerçekten. Gerçekten yaparak, çalışarak.

BİLİR

"Anlar, sayar, yapar" anlamları ile adlarla birleşerek birleşik sıfat kuran bir söz.

DERLEMEK

Seçme yaparak toplamak, bir araya getirmek, tedvin etmek. Düzgün bir biçimde toplamak.

DİYAFON

İş yerlerinde, apartmanlarda, taksi duraklarında kısa süreli karşılıklı konuşmayı sağlayan araç.

ÇEKME

Çekmek işi. Yüksekteki ince dalları çekip kesmeye yarar, ay biçiminde, uzun saplı, ağzı tırtıklı bıçak. Çekmece. İş yaparken giyilen bir şalvar türü. Düzgün biçimli. Parmak ya da mızrapla çalınan çalgı. Vücut bölümlerinin bükücü kas gücü ile bir direnci kendisine yaklaştırması. Ağacın yapısındaki nem oranının azalması sonucu boyutlarının küçülmesi. Çekilerek giyilen veya kullanılan.

AKŞIN

Doğuştan boya maddesi bulunmadığı için kıllarında ve gözlerinde, bazen de derisinde ak olan (hayvan veya insan), çapar, albinos.

EBRULAMAK

Ebru yaparak boyamak.

ANAFORDAN

Yolsuzluk yaparak.

BASMAK

Vücudun ağırlığını verecek bir biçimde ayak tabanını bir yere veya bir şeyin üzerine koymak. Bir şeyi, üzerine kuvvet vererek itmek. Basınç yaparak sıvı ve gazları itmek. Sıkıştırarak yerleştirmek. Kümes hayvanları kuluçkaya yatmak. Bir kimse bir yaşa girmek. Örtmek, bürümek, kaplamak. Bir şey üzerinde kalıp, mühür vb.yle iz yapmak. Uygunsuz vaziyette yakalamak. Baskın yapmak. Bası işi yapmak, tabetmek. Küçük çocuklar ayakta durabilmek. Duman, sis vb. çevreyi kaplamak, çökmek. Bir şeyin etkisinde kalıp eziklik, üzüntü ve ağırlık duymak.

DESENLEMEK

Desen yaparak çizmek.

ANAFORLAMAK

Yolsuzluk yaparak kazanç elde etmek.

CADI

Geceleri dolaşarak insanlara kötülük ettiğine inanılan hortlak. Çok güzel göz. Kötülük yaparak başkalarına zarar veren kadın.

BÜĞEMEK

Önüne bent yaparak suyu toplamak.

BÜZMEK

Buruşturarak, sıkıştırarak veya kıvrım yaparak bir şeyin alanını ve hacmini küçültmek. Kısmak.

EĞİTMEK

Birinin akla uygun, fiziksel ve moral gelişmesi üzerine etki yaparak çeşitli davranış yatkınlıkları, bilgi ve görgü aşılayarak önceden tespit edilmiş amaçlara göre onun belirli bir yönde gelişmesini sağlamak, terbiye etmek. Belli bir konuda yetiştirme. Hayvanı istenilen davranışları yapabilecek biçimde yetiştirmek.

DÜĞÜMLEMEK

Düğüm yapmak. Düğüm yaparak bağlamak.

DARBECİ

Vuran, çarpan kimse. Darbe yaparak yönetime el koyan kimse.

APARMA

Aparmak işi.

FAULLÜ

Faulü olan, faul yapmış olan. Faul yaparak.