Kelimeler arşivi içinde; başında "agel" olan, toplam 1 adet kelime bulunmaktadır. agel ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu agel ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde agel olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
AGEL
Arap erkeklerinin kefiyelerinin üzerine bağladıkları, yünden örülmüş kalın çember bağ.
Bu bölümde tanımı içerisinde AGEL geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ORİJİNAL
Özgün. Fabrikası tarafından yapılan, taklit olmayan (araç ve gereç). Otantik. Alışılagelenden daha değişik, şaşırtıcı nitelikte olan.
AYRIKSI
Alışılagelmiş töre ve davranışlara aykırı olan, eksantrik. Başka, bambaşka, apayrı, eksantrik.
BASKIN
Suç işlediği veya suçluların bulunduğu sanılan bir yere ansızın girme. Benzerleri arasında güç ve önem bakımından başta gelen, başat, hâkim, dominant. Sertlik, zorluk bakımından üstün. Su basması, sel. Ansızın çıkagelme. Kısa süreli, beklenmedik saldırı.
GALATIMEŞHUR
Yaygınlaştığı için yanlışlığına önem verilmeden kullanılagelen söz, deyim, terim, yaygın yanlış.
BERMUTAT
Alışılagelen biçimde, her zaman olduğu gibi.
ÇIKAGELME
Çıkagelmek işi.
ORİJİNALİTE
Özgünlük. Alışılagelenden değişik, şaşırtıcı nitelikte olma durumu.
OLAGELME
Olagelmek işi veya durumu.
AMFİTRİK
Bakterinin her iki ucunda bir veye birkaç flagellumun bulunması, amfitriköz, bipolar politrik.
ANILAGELME
Anılagelmek durumu.
ALIŞILAGELME
Alışılagelmek işi.
TEAMÜL
Bir yerde öteden beri olagelen davranış. Tepkime. İş, davranış.
OLAĞAN
Sık sık olan, olagelen, doğal, tabii, olmadık karşıtı. Alışılmış olan, normal.
ALIŞAGELME
Alışagelmek işi.
AMFİTRİŞ
Bakterinin her iki ucunda da flagellum demetinin bulunması.
RUTİN
Sıradanlık, çeşitlilik göstermeyen, alışılagelmiş düzen içinde yapılan. Yapılması alışkanlık hâline gelmiş iş.
SÖKMEK
Bir şeyi bulunduğu yerden kuvvet kullanarak ya da gevşeterek çıkarmak, çekip ayırmak. Rüzgâr, sel, akarsu, bir şeyi yerinden çıkarmak, götürmek. Geçmek, etki yapmak. Geçip gitmeye engel olan zorlukları atlatmak. Ayırmak, uzaklaştırmak, vazgeçirmek. Okuyabilme becerisini kazanmak. Balgam vb.nin çıkması, akması kolaylaşmak. Örülmüş, dikilmiş şeyin, örgüsünü veya dikişini ayırmak. Karışık bir yazıyı okumak. Kurulmuş bir şeyi parçalarına ayırmak. Gelmeye başlamak veya çıkagelmek.
ALVEOLATA
Morfolojik benzerliklerinden dolayı siliata, koksidiya ve dinoflagellatalardan oluşan sınıflandırma.
NORMAL
Kurala uygun, alışılagelen, olağan, düzgülü, aşırılığı olmayan, uygun. Aşırılığı, eksikliği ve taşkınlığı olmama, ortalama durum. Bir eğrinin bir teğetine değme noktasından çizilen dikme.
DAMLAMAK
Damla durumunda tane tane düşmek. İçindekini damla damla akıtmak. Bir yere çağrılmadan, çekinmeden gitmek, çıkagelmek.