TİTRE ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "titre" olan, toplam 36 adet kelime bulunmaktadır. titre ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu titre ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde titre olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

14 harfli kelimeler

TİTRERSİNEKLER

13 harfli kelimeler

TİTREŞİMÖLÇER, TİTREYİVERMEK, TİTREYEBİLMEK

12 harfli kelimeler

TİTREŞTİRMEK, TİTREYİVERME, TİTREŞİRGÜCÜ, TİTREKLEŞMEK, TİTREYEBİLME

11 harfli kelimeler

TİTREKLEŞME, TİTREŞTİRME, TİTREŞİMSİZ, TİTRERSİNEK, TİTREMLEMEK, TİTREKKAVAK

10 harfli kelimeler

TİTREMLEME, TİTREŞİMLİ

9 harfli kelimeler

TİTRERCİK, TİTRETMEK, TİTREŞKEN, TİTREŞMEK, TİTREKOTU, TİTREKLİK

8 harfli kelimeler

TİTREŞİR, TİTREYİK, TİTREYİŞ, TİTRETME, TİTRETİŞ, TİTREŞME, TİTREŞİM, TİTREMEK, TİTREMEĞ

Bazı kelimelerin anlamları

TİTRE

Titrasyon ile tayin edilen çözelti içinde çözünmüş maddelerin derişimi. Standart çözeltideki bileşik veya elementin g/mL cinsinden değeri. Hidrolizlenen yağ asitlerinin sabunlaşma noktası. Bir materyalde bulunan antikor veya toksin gibi bir maddenin hâlen belirlenebilen en üst seyreltinin tersi. Bir eriyikte veya belirli bir miktar örnekteki etkenin sayısı.

TİTREŞİRGÜCÜ

Öğeciklerin belli dalga boyundaki ışıkları soğurma, salma olasılığını ölçen nicelik.

TİTREKLEŞMEK

Titrek duruma gelmek.

TİTREŞİMSİZ

Titreşim yapmayan veya titreşim oluşturmayan. Sert.

TİTREKLEŞME

Titrekleşmek işi.

TİTREYEBİLMEK

Titreme olasılığı bulunmak.

TİTREMLEMEK

Konuşmada, düşünce veya duyuştan gelen yumuşaklık ve sertlik özelliklerini belirtmek için tonları düzenlemek.

TİTREŞTİRMEK

Her yanı titretmek. Titreşim durumuna getirmek.

TİTREKKAVAK

Kerestesi beyaz sarı renkte ve belirli yılhalkalı, hava kurusunun özgül ağırlığı 0,45 gr/cm3 olan yumuşak bir ağaç.

TİTREYİVERMEK

Aniden titremek.

TİTREŞTİRME

Titreştirmek işi.

TİTRERSİNEKLER

İnce gövdeli, çok ince bacaklı, dar kanatlı sinek türlerini içine alan ve sağlığımız için az çok önem taşıyan iplikboynuzlular familyası.

TİTREYEBİLME

Titreyebilmek işi.

TİTREYİVERME

Titreyivermek işi.

TİTREŞİMÖLÇER

Titreşen bir nesnenin yerdeğişimini, hızını ve ivmesini ölçen aygıt.

TİTRERSİNEK

Yaza doğru sulak bölgelerde ortaya çıkan ve raslansal olarak memeleri kurtlandırıp sütün değerini düşüren küçük sinek; tüysinek. Chironomidae ailesinde bulunan ısırıkları oldukça acı verici, Mansonella ozzardi ve Dipetalonema perstans'a vektörlük yapan küçük kanatlı sinekler.

  -   -   -  

Anlamında TİTRE bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde TİTRE geçen kelimeler listesi verilmiştir.

LERZE

Titreme, titreyiş.

BINGILDAMAK

Et ve sıvı yumuşaklık veya şişmanlık sebebiyle oynamak, titremek.

ISPAZMOZ

Aşırı titreme, kasılma.

İHTİZAZ

Titreşme, titreşim. Titreşim.

İVMEÖLÇER

Bir hareketin ivme niceliğini belirten, taşıtın hızlanmasından doğan sarsıntıları, titreşimleri gösteren araç, akselerometre.

DİL

Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı. Ayakkabı bağlarının ayağı rahatsız etmemesini sağlayan ve bağ altına rastlayan saya parçası. Sorguya çekilmek için yakalanan tutsak. Gönül, yürek. Büyükbaş hayvanların haşlanıp pişirildikten sonra yenebilen dili. Kıstak. Belli mesleklere özgü dil. Bazı üflemeli çalgılarda titreşerek ses çıkaran ince metal yaprak. Bir çağa, bir gruba, bir yazara özgü söz dağarcığı ve söz dizimi. Düşünce ve duyguları bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım aracı. Birçok aletin uzun, yassı ve çoğu hareketli bölümleri. Makaraların ve bastikaların içine yerleştirilmiş olan, üzerinden geçirilen halatı istenilen yöne çevirmeye yarayan, çevresi oluklu, küçük döner tekerlek. Düşmanın durumunu öğrenmek için sorguya çekilmek amacıyla ele geçirilen tutsak. İnsanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma, lisan, zeban. Anahtar.

HAŞLAMLILAR

Bir hücrelilerden, vücutlarında hareketi sağlayan kirpiğimsi titrek tüyleri veya beslenme işini gören çekmeleri olan, çoğu sularda yaşayan ve sadece mikroskopla görülebilen hayvanlar sınıfı.

HERTZ

Saniyede bir titreşim yapan devirli bir olayın frekansına eşit frekans birimi.

DALGA

Deniz veya göl gibi geniş su yüzeylerinde genel olarak rüzgâr, deprem vb.nin etkisiyle oluşan kıvrımlı hareket. Bir yüzeydeki kıvrım. Geçici sevgili. Arka arkaya gelen kriz vb. olayların her biri. Sıcak, soğuk, moda için belli bir süre etkili olan dönem. Gizli iş, dalavere. Titreşimin bir ortam içinde yayılma hareketi. Geçici aşk ilişkisi. Saçların kıvrım genişliği. Dalgınlık. Esrar, eroin vb. uyuşturucu maddelerin verdiği keyif durumu.

DİYAPAZON

Titreştirildiğinde ana seslerden birini veren, U biçiminde, küçük bir çelik araç.

LERZAN

Titrek.

KUTSAL

Güçlü bir dinî saygı uyandıran veya uyandırması gereken, kutsi, mukaddes. Bozulmaması, dokunulmaması, karşı çıkılmaması gereken, üstüne titrenilen. Tanrı'ya adanmış olan, tanrısal olan. Tapınılacak veya yolunda can verilecek derecede sevilen, kutsi, mukaddes, lahut.

ÇIRPINTI

Çırpınma. Aşırı uykusuzluk, huzursuzluk, titreme, silkinme durumu. Suların ufak ve oynak dalgalarla kaynaşması. Ruhsal gerginliğin dışa vurulması, ajitasyon.

DÜĞÜM

İplik, ip, halat vb. bükülebilir şeyleri kıvırıp kendi üzerine veya birbirine dolayarak yapılmış olan boğum. Gelen ve yansımış dalgaların girişimiyle oluşan kararlı dalgalarda titreşim genliğinin sıfır olduğu noktalardan her biri. Anlaşılamayan, çözülemeyen karışık durum. Bilgisayar ağında başka birimlerle iletişim kurma yeteneği olan yazıcı, sunucu, bilgisayar vb. birim. Edebî eserlerde çapraşık olguların çözümlenmeden önce toplandığı en büyük merak unsuru.

IŞILDAMAK

Titrek, parlak bir ışık saçmak, parıldamak.

AKORDİYON

Üstündeki düğmelere veya tuşlara basarak metal dilcikleri titretme yolu ile çalınan körüklü, elde taşınabilir bir çalgı, akordeon, armonika. Kumaşlarda makine ile yapılmış kırma.

KİLOHERTZ

Bir saniyede bin titreşimi olan elektromanyetik dalga boyu ölçüsü birimi.

İFİLDEMEK

Hafifçe titremek. Ürpermek.

FONOGRAFİ

Seslerin gerektikçe tekrarlanmasını sağlamak için bunların titreşimlerini, madde üzerine iz olarak geçirme yöntemi.

KARIN

İnsan ve hayvanlarda gövdenin kaburga kenarlarından kasıklara kadar olan ön bölgesi. Mide. Döl yatağı. Bazı şeylerde şiş ve içi boş bölüm. Gelen ve yansımış dalgaların girişimiyle oluşan duraklı dalgalarda en büyük genlikte titreşen noktalar. Ahlaki açıdan kabul edilemeyen şeyleri kabullenme. İç, gönül, akıl, kafa.