Kelimeler arşivi içinde; sonunda "temiz" olan, toplam 4 adet kelime bulunmaktadır. Sonu temiz ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında temiz olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde temiz olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
TEMİZ
Kirli, lekeli, pis, bulaşık olmayan, arı, pak, münezzeh, hijyen, hijyenik. Kirli, lekeli, bulaşık olmayan bir biçimde. Sabıkasız. Ahlakça lekesiz, necip, nezih. Özenle yapılmış. Çok az kullanılmış veya hiç kullanılmamış olan, özrü olmayan.
AYTEMİZ
Ay gibi saf ve temiz olan.
İLTEMİZ
Ülkenin temiz ve dürüst insanı.
TERTEMİZ
Çok temiz, her yanı temiz, arı sili, pirüpak. Kötülük düşünmeyen, günahsız, lekesiz, suçsuz.
Bu bölümde tanımı içerisinde TEMİZ geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ARITMAK
Temizlemek, temiz duruma getirmek, paklamak. Katışıksız duruma getirmek, tasfiye etmek.
ARINMA
Arınmak işi, temizlenme. Duyguların sanat yoluyla arı duruma getirilmesi. Ruhun tutkulardan temizlenmesi.
ARI
Temiz. Günahsız. Zar kanatlılardan, bal ve bal mumu yapan, iğnesiyle sokan böcek (Apis mellifica). Yabancı şeylerden arınmış, katışıksız, saf, halis.
AK
Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı. Bu renkte olan. Sıkıntısız, rahat. Dürüst. Beyaz leke. Temiz.
ADAMAKILLI
Gereğinden çok, iyice, bir güzel, bir temiz.
ALMAK
Bir şeyi elle ya da başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak. Zararlı, tehlikeli bir şeye uğramak. Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak. Motor çalışması için gerekli olan elektrik veya yakıttan yararlanır duruma gelmek. Satın almak. Erkek, kadınla evlenmek. Göreve, işe başlatmak. Örtmek, koymak. Yolmak, koparmak. Bürümek, sarmak, kaplamak. İçine sığmak. İçecek veya sigara içmek. Görevden, işten çekmek. Kazanç sağlamak. Gidermek, yok etmek. Kazanmak, elde etmek. Çalmak. Kısaltmak, eksiltmek. Vücuttaki hasta bir organı ameliyatla çıkarmak. İçeri sızmak, içine çekmek. Yol gitmek, mesafe katetmek. Kabul etmek. İçeri girmesini sağlamak. Birlikte götürmek. Soldurmak. Kendine ulaştırılmak, iletilmek. Temizlemek. Sürükleyip götürmek. Yer değiştirmek. Yutmak, kullanmak. Tat veya koku duymak. Başlamak. Ele geçirmek, fethetmek.
AKLANMAK
Ak olmak, temizlenmek. Hakkında dava açılan sanık, yargılama sonunda suçsuz bulunmak, temize çıkmak, beraat etmek. Kooperatif, şirket, dernek vb. kuruluşların faaliyetleri ve harcamaları genel kurulca uygun bulunmak.
ALBASTI
Doğum sırasında temizliğe dikkat edilmemesi yüzünden lohusanın tutulduğu ateşli hastalık, lohusa humması, albasma.
AYDINLIK
Bir yeri aydınlatan güç, ışık. Kolay anlaşılacak derecede açık olan, vazıh. Kötülükten uzak, temiz, saf. Bir yapının ortasına gelen oda ve öbür bölümlerin ışık alması için damın ortasından zemine kadar açılan boşluk. Işık alan.
AYIKLAMAK
Bir şeyin içinden, işe yaramayan, gereksiz veya istenmeyen taneleri ayırıp çıkarmak, temizlemek. Bir görevde gereksiz görülenleri işinden ayırmak.
AĞDACI
Şeker, tatlı ve helva yapımında ağda hazırlayan işçi. Ağda ile vücuttaki fazla tüyleri veya kılları temizlemeyi meslek edinmiş kimse.
AĞARTILMAK
Temizlenmek, beyazlatılmak.
AKMAN
Bozulmamış, saf, temiz.
AÇMALIK
Kiri çıkarmak veya eşyayı iyice temizlemek için kullanılan her türlü madde.
AĞARTMAK
Ak duruma getirmek, beyazlatmak. Kuyumculukta gümüşü temizlemek.
AKCİĞER
Göğüs kafesinin büyük bir bölümünü içten kaplayan, kanı temizleyen, sağlı sollu iki parçadan oluşan solunum organı. Bronşçukların son bölümü.
AKLAMAK
Suçsuz veya borçsuz olduğu yargısına vararak birini temize çıkarmak, tebriye etmek, ibra etmek.
ARINMAK
Temizlenmek. Rahatlamak. Katışıksız, arı (I) duruma gelmek.
BALTACI
Balta yapan ya da satan kimse. Yangın söndürme kuruluşlarında balta kullanan er, baltalı. Önceleri sefer sırasında çalılık ve ormanlık yerleri temizlemek, yol açmak, çadırları kurup kaldırmak, yükleri bindirip indirmekle, sonraları kızlar ağasına bağlı olarak sarayı korumak ve sarayın dış hizmetlerini yapmakla görevli kimse, baltalı. Odun kırıcı.
ARILIK
Temizlik, saffet, sililik. Günahsızlık. Kovanların konulduğu yer, kovanlık.