Kelimeler arşivi içinde; sonunda "onur" olan, toplam 6 adet kelime bulunmaktadır. Sonu onur ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında onur olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde onur olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
ONUR
İnsanın kendine karşı duyduğu saygı, şeref, öz saygı, haysiyet, izzetinefis. Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, şeref, itibar.
ÇONUR
Ağaç dalları üzerinde bulunan uzunca diken. Dut ağacından yapılmış tek parçalı üç telli saz.
KONUR
Esmer, açık kestane renginde olan.
SONUR
Uğur, şans.
GONUR
Siyah, kalın kabuklu, bol sulu bir çeşit üzüm. Yanmış kömür. Kızıl kahverengi. Koyu kahverengi. Siyah-beyaz renk. Boz renk. Kestane rengi. Sarı renk. Koyu kırmızı. Boynuz dipleri, yüzü, bel çizgisi, gerdanı sarıya yakın, diğer yerleri siyah sığır. Koyu kumral.
SARIKONUR
Sırtı sarı, siyah sığır.
Bu bölümde tanımı içerisinde ONUR geçen kelimeler listesi verilmiştir.
HAYSİYETSİZ
Değeri, saygınlığı olmayan. Onursuz.
HARCAMAK
Bir iş görmek veya bir şey satın almak için parayı elden çıkarmak, sarf etmek. Yok olmasına, ölmesine sebep olmak. Manevi yönden kötü duruma düşürmek, feda etmek. Birinin değer ve onurunu kırıcı bir durum yaratmak. Bir şey yapmak için kullanmak, tüketmek.
İSTİNTAÇ
Sonuç çıkarma. Bir büyük önermeden küçüğe ve sonurguya, yasalardan olaylara, nedenden sonuca giderek sonuç çıkarma.
HAKARET
Onur kırma, onura dokunma. Küçültücü söz ya da davranış.
DOKUNMAK
Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek. Almak, kullanmak, el sürmek. Karıştırmak. Onur, anlayış vb. ile uyuşmaz bir durum ortaya çıkmak. İnsanın içine işlemek, duygulandırmak, etkilemek, koymak, batmak. Hafifçe değmek. Sağlığını bozmak. Dokuma işi yapılmak. Tedirgin etmek, sataşmak. İlişkin, ilgili olmak, değinmek.
EŞREF
Çok onurlu, çok şerefli.
HARFENDAZ
Onur kırıcı söz söyleyen.
ALİCENAP
Cömert. Onurlu, şerefli. Onurlu, şerefli bir biçimde.
GURURLU
Kendi kişiliğine önem veren, onurlu, mağrur. Kibirli. Kurumlu, çalımlı.
İĞNELEMEK
İğne ile tutturmak. Üstü kapalı olarak onur kırıcı, üzüntü verici söz söylemek.
ARMAĞAN
Birini sevindirmek, mutlu etmek, onurlandırmak, kutlamak için veya anı olarak verilen şey, hediye, dürü. Bağış, ihsan. Bir bilim adamının emek verdiği dalda onu anmak için hazırlanan bilimsel eser. Ödül.
CENAP
Saygı, onur ve büyüklük anlamıyla kullanılan bir söz.
DÜŞKÜN
Bir şeye kendini aşırı vermiş olan, çok bağlı, âşıklı, tutkun. Geçim sıkıntısına düşmüş. Yoksulluk sebebiyle mutluluk ve refahını yitirmiş. Meraklı. Yaşlılık, hastalık vb. sebeplerle çalışma gücünü yitirmiş. Kötü yola düşmüş, ahlaksız. Değer ve onurunu yitirmiş.
FAHRİ
Onursal. Gönüllü, karşılıksız.
İĞNELİ
İğnesi olan. Kırıcı, gücendirici, dokunaklı, onur kırıcı, kinayeli. İğne ile tutturulmuş, iğnelenmiş.
HAYSİYETLİ
Değeri, saygınlığı olan. Onurlu.
CEZA
Uygunsuz davranışlarda bulunanlara uygulanan üzüntü, sıkıntı, acı verici işlem veya yaptırım. Suç işleyen bir kimsenin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı yasaların öngördüğü yaptırım.
DÜŞÜK
Yaşayabilecek duruma gelmeden doğan yavru, ceninisakıt, bağan, sakıt. İktidardan düşmüş ya da düşürülmüş. Az. Aşağı doğru düşmüş, aşağı sarkmış. Dil bilgisi kurallarına uymayan. Eski değer ve onurunu yitirmiş olan.
ASLANKUYRUĞU
Ballıbabagillerden, eskiden hekimlikte terletici olarak kullanılan bir bitki, yer pırasası (Leonurus).
GAZİ
Müslümanlıkta düşmanla savaşan veya savaş yapmış kimse. Olağanüstü yararlıklar göstererek düşmanı yenen komutanlara devlet tarafından verilen onur unvanı. Savaştan sağ olarak dönen kimse.