Kelimeler arşivi içinde; başında "kene" olan, toplam 33 adet kelime bulunmaktadır. kene ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu kene ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde kene olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
KENETLENEBİLMEK
KENETLENEBİLME
KENEBÖRÜLCESİ
KENEVİRCİLİK
KENETLENMEK, KENETDEMİRİ
KENETLENME, KENETLENİŞ, KENETLEMEK
KENEAĞACI, KENEVİRCİ, KENETLEME
KENEZİNE, KENEŞMEK, KENEKENE
KENEVİZ, KENEOTU, KENEVİR, KENELER, KENEKER, KENETLİ
KENECİ, KENEPE, KENENT, KENEFİ
KENES, KENEF, KENEK, KENEN, KENET, KENEŞ, KENER
KENE
Koyun, köpek, at vb. hayvanların veya insanların derisinde asalak olarak yaşayan, bulaşıcı hastalıklara neden olan böceklerin genel adı, sakırga.
KENETLENMEK
Kenetleme işine konu olmak. Bir konuda aynı tutum ve davranışı göstermek. Birbiriyle dayanışma içine girmek. Sıkıca birbirinin üzerine kapanmak, birbirine geçerek bağlanmak. İki uzay aracı bir birine monte edilmek.
KENEŞMEK
Müşavere, müzakere etmek, istişare etmek.
KENEBÖRÜLCESİ
Bir çeşit fasulye.
KENEVİRCİLİK
Kenevircinin yaptığı iş.
KENETLENME
Kenetlenmek işi. Köpekte çiftleşme sırasında glans penisin aşırı genişlemesi sonucu ayrılmanın olmaması, çatallaşma, çatışma. Çiftleşmenin döllenmeyle sonuçlanması bakımından önemlidir. Başka başka nitelikte kayaç birimleri yan yana bulundukları zaman, katmanların birbirlerinin arasına sokulması.
KENEKENE
Kınakına : Sıtmaya kenekene şurubu iyi gelir.
KENETLENEBİLME
Kenetlenebilmek işi.
KENEAĞACI
Sütleğengillerden hintyağı çıkarılan bitki.
KENETLENEBİLMEK
Kenetlenme imkânı veya olasılığı bulunmak.
KENEZİNE
Boşuna, sebepsiz.
KENETLEMEK
Kenetle tutturmak veya kenetle birbirine bağlamak. Sıkıca birbirinin üzerine kapamak. Birbirine geçirerek bağlamak.
KENETDEMİRİ
Soba yapılırken iki saçı birleştirmekte kullanılan demir araç. (Haymana Ankara).
KENETLENİŞ
Kenetlenme işi.
KENEVİRCİ
Kenevir yetiştiren kimse.
KENETLEME
Kenetlemek işi.
Bu bölümde tanımı içerisinde KENE geçen kelimeler listesi verilmiştir.
KANAVİÇE
El işleri için kullanılan seyrek dokunmuş keten bezi. Çuval olarak kullanılan kendirden veya kenevirden yapılmış seyrek bez. Bu bezin üzerine yapılmış olan işleme.
ESRAR
Gizler, sırlar. Hint kenevirinden çıkarılan ve kullanılacak miktara göre uyarıcı, sarhoş edici veya uyuşturucu etkileri olan bir madde.
ELEKTRİKLEMEK
Üzerinde elektrik gücü bulunmayan bir iletkene, elektrikli başka bir iletkeni yaklaştırmak veya değdirmek yoluyla elektrik gücü vermek. Etkilemek.
HALAT
Pamuk, kenevir, Hindistan cevizi gibi bitkisel liflerin veya çelik tellerin sarılmasıyla oluşan kolların bir arada bükülmesiyle elde edilen kalın ip.
DONANIM
Bir gemi direğine, bir yelkene veya başka bir parçaya bağlı bulunan halat ve makara vb. manevra araçları. Bir bilgisayarda bulunan fiziksel birimler. Tesisat.
KÖKENLENMEK
Kökeni olmak, kökene sahip bulunmak.
GEÇME
Geçmek işi, mürur. Çakılmış, yapıştırılmış veya lehimlenmiş olmayıp gereğinde sökülebilecek biçimde parçaları birbirine takılıp kenetlenmiş olan. Birbirinin içine geçirilerek tutturulan iki şeyden birinde bulunan çıkıntılı parça.
DİKENSİ
Dikene benzer, dikeni andıran, diken gibi, dikenimsi.
KİLİTLEMEK
Anahtarla kilidi kapamak. Bir nesne veya bir kimseyi kilitli bir yere kapamak. Karşılıklı çıkıntı ve girintileri olan şeyleri birbirine geçirmek, kenetlemek. Sıkıca tutmak. Kapatmak.
ÇAKIŞMAK
Birbirine geçip kenetlenmek, takılmak. Doğru, açı, yüzey vb. geometrik biçimler üst üste konulduklarında birbirini bütünüyle örterek eşit olmak. Aynı zaman dilimine denk gelmek. Söz yarışı etmek.
DEBRİYAJ
Otomobillerde kavrama yöntemi ile kenetlenmiş iki mili birbirinden ayıran ve çekici mili hareket düzeninde tutarak çekilen milin durmasını ve bu işlem sonunda aracın hareketini sağlayan düzenek. Bu düzeneği işletmeye yarayan ayaklık.
BOŞALMA
Boşalmak işi. Elektrik yükünün başka bir iletkene geçişi veya sıfıra düşmesi, deşarj. Derdini birine açarak ferahlama, rahatlama, deşarj.
AĞRIMA
Ağrımak işi. Memeli hayvanlarda görülen ara konakçı kenelerin bulaştırdığı ağrıma asalaklarından ileri gelen hastalık.
KENETLİ
Kenedi olan. Birbirinin içine geçerek sıkıca kapanmış. Kenetle birbirine bağlanmış bulunan, kenetlenmiş olan.
KENDİR
Kenevir. Kenevirden yapılmış.
KENDİRGİLLER
İki çeneklilerden, kendir, şerbetçi otu, Hint keneviri vb. bitkileri içine alan bir familya.
DAĞILIM
Dağılarak birbirinden ayrılma. Birleşiminde kütle içinde tamamen eşit olarak dağılmış gerçek veya koloidal eriyik biçiminde başka bir madde bulunan katı, sıvı veya gaz durumundaki bütün cisimler. Bir toplumda, bir kümede incelenen bir veya birçok özelliğin zamana, yere, seçilen herhangi bir değişkene göre hesaplanan sayısal ve oransal dağılışı. Bir ses biriminin, anlam biriminin değişik kullanım veya bağlamlardaki çevrelerinin tümü. Mal üretiminde, katkıda bulunanlara, üretilen mallardan herhangi bir ölçüde verilmesi, dağıtılması. Paylaşım.
ÇUVAL
Pamuk, kenevir veya sentetik iplikten dokunmuş büyük torba. Bu torbanın alabileceği miktarda olan.
KOLAN
At, eşek vb. hayvanların semerini veya eyerini bağlamak için göğsünden aşırılarak sıkılan yassı kemer. Dokuma, deri, kenevir vb. maddelerden yapılmış olan yassı ve enlice bağ. Yünden veya iplikten yapılmış, üzeri işli ince kuşak.
ASILLI
Bir kökene dayanan, kökenli.