Sonu KALABA ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "kalaba" olan, toplam 1 adet kelime bulunmaktadır. Sonu kalaba ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında kalaba olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde kalaba olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

Bazı kelimelerin anlamları

KALABA

Kalabalık.

  -   -   -  

Anlamında KALABA bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde KALABA geçen kelimeler listesi verilmiştir.

CEMAAT

Bir imama uyup namaz kılan kişiler. Bir dinden veya bir soydan olanların topluluğu. İnsan kalabalığı, topluluk.

FEVÇ

İnsan kalabalığı.

ISKARÇA

Kalabalık liman. Bir şeyi tıka basa doldurma. Bir limanın gemilerle dolu olması durumu.

AKIN

Kalabalık bir şeyin arkası kesilmeyen bir geliş durumunda olması. Düşman topraklarına tedirgin etme, yıldırma, çapul vb. amaçlarla toplu olarak yapılmış olan baskın. Gol atmak veya sayı yapmak amacıyla karşı takımın sahasına doğru genellikle topluca girişilen hücum. Kazak ve Kırgız Türklerinin saz şairlerine verdiği ad.

İZDİHAM

Aşırı kalabalık, yığılma.

FARFARA

Çok konuşan. Yüksek sesle konuşan. Ağzı kalabalık. Çok övünen.

AHALİ

Aralarında aynı yerde bulunmaktan başka hiçbir ortak özellik bulunmayan kişilerden oluşan topluluk, halk. Bir yerde toplanan kalabalık.

DERİNTİ

Toplantı. Gelişigüzel toplanmış eşya. İnsan kalabalığı, güruh.

KAYNAŞMA

Kaynaşmak işi. Kalabalığın çok olduğu bir yerde kıpırdanma, hareketlilik. Huzursuzluk.

FORTÇU

Taşıtlarda kalabalıktan yararlanarak başkalarına sürtünen, sarkıntılık eden kimse.

CAFCAF

Gösteriş, şatafat. Ağız kalabalığı ile bir şeyi elde eden, şirret.

DOLMAK

Dolu duruma gelmek. Bitkiler olgunlaşmak, erginleşmek. Sabrı tükenip öfkesi taşacak duruma gelmek. Bir yerde pek çok eşya veya kimse toplanmak, kalabalık duruma gelmek. Bir yere iyice yayılmak, kaplamak. Süre, hesap tamamlanmak.

KÜRSÜ

Kalabalığa karşı konuşma yapanların önünde bulunan yüksekçe yer. Sandalye. Bir fakültede araştırma ve öğretim birimi, bölüm. Ana bilim dalı.

KOĞUŞ

Kışla, okul, tutukevi, hastane vb. kalabalık yerlerde, içinde birçok kimsenin yattığı veya barındığı büyük oda. Osmanlı Devleti'nde devşirilen çocuklara acemi ocağında eğitim ve öğretimin verildiği, birbirini izleyen yedi oda.

KİTLE

Bir yerde toplanmış, bir araya gelmiş insan topluluğu, kütle. Belirli işleviyle özellik gösteren büyük insan kalabalığı, kütle. Kist.

KAYNAŞMAK

Ayrılmayacak bir biçimde birleşmek. Çok kalabalık ve hareketli olmak, hareket etmek. Birleşmek. Uyuşmak, yakın ilişki kurmak, derinleştirmek, iyi anlaşmak. Huzursuzluk çıkmak. Birbirine iyice uymak.

KARGAŞA

Kışkırtma ve karışıklık yoluyla toplumda ortaya çıkan düzen bozukluğu, anarşi. Kalabalık, düzensizlik vb.nin yol açtığı karışıklık, kaos.

KALABALIKLAŞMAK

Kalabalık duruma gelmek.

CERRAR

Çekici, sürükleyici. Zorla para alan kimse. Savaş araçlarıyla donatılmış kalabalık ordu. Dilenci.

KALABALIKÇA

Biraz kalabalık.