Kelimeler arşivi içinde; başında "çalın" olan, toplam 10 adet kelime bulunmaktadır. çalın ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu çalın ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde çalın olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
ÇALINABİLMEK, ÇALINIVERMEK
ÇALINABİLME, ÇALINDIRMAK, ÇALINIVERME
ÇALINMAK
ÇALINIŞ, ÇALINMA, ÇALINTI
ÇALIN
ÇALIN
Çakmak. Ateş çakmağı. Çiy, kırağı.
ÇALINABİLMEK
Çalınma imkânı veya olasılığı bulunmak.
ÇALINIVERME
Çalınıvermek işi.
ÇALINMAK
Çalma işine konu olmak. İnme inmek.
ÇALINTI
Çalınmış olan.
ÇALINIŞ
Çalınma işi.
ÇALINIVERMEK
Aniden çalınmak.
ÇALINABİLME
Çalınabilmek işi.
ÇALINDIRMAK
Ödünü koparmak, çok korkutmak.
ÇALINMA
Çalınmak işi.
Bu bölümde tanımı içerisinde ÇALIN geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ANİMATO
Canlı bir biçimde (çalınmak).
BİNDİRİM
Zam. İlk çekimin son görüntülerinin yavaş yavaş silikleştirilmesi, ikinci çekimin ilk görüntülerinin gittikçe güçlendirilmesinden sonra belli bir noktada iki çekimin görüntülerinin üst üste gelmesi ve en sonunda ikinci çekimin görüntülerinin belirginleşmesi tekniği. Melodiye sadık kalınarak bir parçanın yeniden değişik ritimlerde çalınması.
ALLEGRO
Canlı, neşeli ve hızlı bir biçimde (çalınarak).
BALAT
Orta Çağ'da, üç bentten oluşan bir Batı şiiri türü. Serbest biçimli, romantik, müzik araçlarıyla çalınan veya şarkı olarak okunan eser. Batı'da, belirli danslara eşlik eden bir şarkı türü.
AĞIRLAMA
Ağırlamak işi, ikram, izaz. Gelin veya güveyi karşılanırken çalınan kıvrak bir hava.
ARPEJ
Bir akort oluşturan seslerin birbiri arkasından çalınması.
AYAK
Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü. Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek ya da bunlardan her biri. Göl ayağı. Halk edebiyatında koşuklarda kısa yedekli dizeler. Yarım arşın veya 30,5 santimetre uzunluğundaki ölçü birimi, kadem, fit, fut. Altılı ganyanda yer alan her bir koşu. Bacak. Karakucak ve yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden biri. Vücudun belden aşağı bölümü. Mayalardan önce, makama uygun olarak çalınan veya söylenen beste. Kömür ocaklarında kömürün çıkarıldığı galeri. Bir doğrunun başka bir doğruyu veya bir düzlemi kestiği nokta. Futun küpü alınarak hesaplanan değer. Yürüyüşün ağırlık veya çabukluk derecesi. Basamak. Halk edebiyatında uyak.
AGİTATO
Canlı ve coşkulu bir biçimde (çalınmak).
ADACYO
Yavaş, ağır bir biçimde çalınan beste.
ARP
Dik tutularak parmakla çalınan, üç köşeli, telli çalgı.
ANDANTİNO
Andanteden daha canlı, daha hızlı bir biçimde (çalınmak).
AMABİLE
Sevimli ve cana yakın bir biçimde (çalınmak).
BAĞ
Bir şeyi başka bir şeye veya birçok şeyi topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne. Meyve bahçesi. Üzüm kütüklerinin dikili bulunduğu toprak parçası. Bir halat üzerine atılan sağlam, düzgün ve istendiğinde kolayca çözülebilen her türlü düğüm. Kemikleri birbirine bağlamaya, iç organları yerinde tutmaya yarayan lif demeti. Nota yazarken yan yana gelen aynı veya farklı değerdeki notaların birbirine bağlanarak çalınacağını belirtmek için yapılmış olan yay biçimindeki işaret. İlgi, ilişki, rabıta. Bağlam, deste, demet. Sargı.
ANDANTE
Adacyo ile andantino arası, yarı yavaş bir biçimde (çalınmak).
BAĞLAMA
Bağlamak işi. Yapılarda duvarları birbirine bağlayan kiriş, putrel vb. Üç çift telli olan ve mızrapla çalınan bir saz. Ulama.
AKORDİYON
Üstündeki düğmelere veya tuşlara basarak metal dilcikleri titretme yolu ile çalınan körüklü, elde taşınabilir bir çalgı, akordeon, armonika. Kumaşlarda makine ile yapılmış kırma.
BORAZAN
Üfleyerek çalınan, perdesiz çalgı, boru. Bu boruyu çalan kimse.
ALLEGRETTO
Allegrodan biraz daha ağır bir biçimde (çalınarak).
AFFETTUOSO
Bir parça yumuşak ve duygulu bir biçimde çalınarak.
AKOMPANYATÖR
Bir parça çalındığı zaman ses veya bir aletle ona eşlik eden kimse.