YEME ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "yeme" olan, toplam 29 adet kelime bulunmaktadır. yeme ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu yeme ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde yeme olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

11 harfli kelimeler

YEMENİCİLİK, YEMEKLENMEK

10 harfli kelimeler

YEMEKLEMEK, YEMENÇAYIR, YEMEKÇİLİK, YEMEYHHANA

9 harfli kelimeler

YEMEKALTI, YEMEKHANE, YEMELEMEK

8 harfli kelimeler

YEMENİLİ, YEMENMEK, YEMEKLİK, YEMEKSİZ, YEMENİCİ, YEMENEŞİ

7 harfli kelimeler

YEMENLİ, YEMELEK, YEMENTİ, YEMELİK, YEMEKLİ, YEMEKÇİ, YEMECİK

6 harfli kelimeler

YEMENİ, YEMETE, YEMECE

5 harfli kelimeler

YEMEN, YEMEK, YEMEG

Bazı kelimelerin anlamları

YEME

Yemek işi. Yiyecek.

YEMENİCİLİK

Yemeni yapma işi. Yemeni alıp satma işi.

YEMELEMEK

Topallamak. Topallamak, hafifce aksamak.

YEMEKLENMEK

Yemek yemek.

YEMENEŞİ

Kahve.

YEMEKSİZ

Yemek verilmeyen. Yemeği olmayan.

YEMEKLİK

Yemek yapmakta kullanılan. Yemek için ayrılan. Yiyecek şey, yiyecek maddesi.

YEMENİLİ

Yemeni takmış olan.

YEMENMEK

Atılmak. Sıkılmak, çekinmek.

YEMEKALTI

Yemekten önce sofraya getirilen soğuk yiyecekler, ordövr.

YEMENİCİ

Yemeni yapan veya satan kimse.

YEMEYHHANA

Yemekhane.

YEMEKHANE

Okul, fabrika vb. kuruluşlarda yemek yenilen büyük salon.

YEMEKÇİLİK

Yemekçinin yaptığı iş. Yemekçi olma durumu.

YEMEKLEMEK

Yemek yedirmek, şölen vermek. Doyurmak, yemek yedirmek.

YEMENÇAYIR

Kars ilinde, Digor ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.

  -   -   -  

Anlamında YEME bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde YEME geçen kelimeler listesi verilmiştir.

APERİTİF

Ön içki. Yemek öncesinde yenen çerez vb. yiyecek.

AYVAZ

Koca, erkek, eş. Savaş gemilerinde çalışan cerrah yardımcısı. Büyük konaklarda mutfak ve yemek hizmetlerinde çalıştırılan uşak.

Yemek yemesi gereken, tok karşıtı. Karnı doymamış olarak. Yiyecek bulamayan. Çok istekli, hevesli. Gözü doymaz, haris.

ACIKMAK

Yemek yeme gereksinimi duymak.

AĞIZLIK

Bir ucuna sigara takılan, öbür ucundan nefes çekilen çubuk biçimindeki araç. Hayvanın ısırmasına, zararlı bir şey yemesine engel olmak için ağzına takılan tel, deri vb. kafes. Nefesli çalgılarda ağza gelen yer. Kuyu bileziği. Su tesisatında su alıp vermeye yarayan vanalı uç. Yemiş küfelerinin üzerine yapraklı dallarla yapılmış olan kapak. Telefon vb. cihazlarda ağza yaklaştırılan bölüm. Huni. Bir şeyin başladığı yer. Dokumacılıkta çözgünün açılıp kapandığı ve içinde mekiğin geçtiği yer.

ALİNAZİK

Közlenmiş patlıcan, sarımsaklı yoğurt ve kıyma ile yapılmış olan bir yemek türü.

AZIKLIK

Azık olarak ayrılan veya hazırlanan yiyecekler. Hemen yemek üzere, harman zamanından önce biçilip savrulan ekin. Azık koymaya yarayan kap veya torba.

ACİZ

Gücü bir işe yetmez olanın durumu, güçsüzlük. Beceriksizlik. Kişinin ve kuruluşun borcunu vaktinde ödeyememesi durumu.

ARTIKLAMAK

Yemekte artık bırakmak.

ANIK

Hazır. Ballıbabagillerden, tek yıllık, mavi çiçekli, yemeklere koku vermek için kullanılan bir bitki, dağ reyhanı (Ziziphora).

AŞÇIBAŞI

Birlikte çalışan birkaç aşçının başı. Bir lokanta veya evde yemek pişirmekle görevli kimse.

ATIŞTIRMAK

Acele olarak yemek ya da içmek. Yağmur veya kar serpiştirmek.

ANTRE

Giriş. Başlangıç yemeği.

BAKICI

Bakma işiyle görevlendirilen kimse. Bir şeyi satın almayı düşünmeden yalnızca bakarak ilgilenen kimse. Falcı. Yabancı ülkede bir aile yanında kalarak eğitimini sürdüren ve aynı zamanda o evin çocuklarına bakan kimse. Genellikle çocuk, yaşlı ve hastalara bakma işiyle görevli kimse. Yeme içme, barınma ve eğitim karşılığında bakıcılık görevi yapan kimse.

AŞÇI

Yemek pişirmeyi meslek edinen kimse. Yemek yenilen dükkân, aşevi, lokanta. Yemek pişirip satan kimse.

ASİDE

Un, et ve bamya ile yapılmış olan bir Arap yemeği.

AV

Karada, denizde, gölde veya akarsularda evcil olmayan hayvanları vurma veya yakalama işi, şikâr. Bir hayvanın bir başka hayvanı yemek için yakalaması. Tuzağa düşürülen, kendisinden yararlanılan kimse. Bu yollarla yakalanan hayvan.

ARPALAMA

Atların ayaklarında görülen ve rahat yürümelerini önleyen bir hastalık. Çok arpa yemekten ileri gelen bir hayvan hastalığı.

ALAKART

Seçmeli yemek, tabildot karşıtı.

AŞEVİ

Lokanta. Düğün, nişan vb. toplantılarda, verilecek yemekleri hazırlamak için geçici olarak mutfak gibi kullanılan yer. Yoksullara parasız yemek yedirilen veya dağıtılan yer, aşhane. Tekkelerde yemek pişirilen yer.