Kelimeler arşivi içinde; sonunda "veresi" olan, toplam 1 adet kelime bulunmaktadır. Sonu veresi ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında veresi olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde veresi olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
VERESİ
VERESİ
Veresiye.
Bu bölümde tanımı içerisinde VERESİ geçen kelimeler listesi verilmiştir.
SPOTÇU
Bir malı çok miktarda toptancıdan veresiye aldıktan sonra piyasada değerinden daha aşağıya peşin olarak satan kimse.
METASİKLİK
Bir parazitin yaşam döngüsünde son konak için enfekte olan everesi. Bir parazitin yaşam siklusunda, son konak için enfektif olan evre.
DAKANAK
Veresiye verilen maldan kalan alacak, takanak. İlgi, ilişki: Bozan'da artık dakanağım kalmadı.
METAKİST
Bir parazitin son konakta bulunan kistik everesi. Bir parazitin son konak için enfektif olan kistik evresi.
TUĞLUT
Veresiye defteri.
DAKINTI
Veresiye verilen maldan kalan alacak, takanak. İlgi, ilişki. Ek, ilâve.
NİSİYE
Parası sonradan ödenmek üzere, veresiye: Nisiye, girmez kişiye.
MİRASİDYUM
İnsan, köpek, kedi ve domuz gibi memelilerin karaciğerinde parazit olarak bulunan, yumurtadan çıkıp konak olarak sümüklü böceğe geçen, karaciğer kelebeklerinin silli larvaları. Digenea'ların ilk larval everesi. Digenea'ların ilk larval evresi. Trematodlarda görülen ve kirpikli olup suda özgür yüzen en genç larva evresi.
DAKINAK
Veresiye verilen maldan kalan alacak, takanak. İlgi, ilişki.
VERESİYECİLİK
Veresiyeci olma durumu.
DAHANAH
Kadınların ziynet eşyası (altın). Veresiye verilen maldan kalan alacak, takanak.
ÇETELEMEK
Veresiye hesap açmak. Çapalamak.
VİRESİYE
Veresiye.
VERESİYECİ
Veresiye iş gören kimse.
DAKNAŞIK
Veresiye verilen maldan kalan alacak, takanak. İlgi, ilişki.
DAKNAK
Veresiye verilen maldan kalan alacak, takanak.
ÖNDÜN
Önce, ilkönce. Ödünç. Önden giden, öncü. Peşin : Veresiye vermiyor, öndün verdim aldım.
PEŞİN
Bir alışverişte, alışveriş yapıldığı anda, alınan şeyin tesliminden önce veya teslimiyle birlikte ödenen, veresiye karşıtı. Daha önce, önceden. Çalışmadan verilen (ücret, aylık). Toptancıdan bir malı çok miktarda veresiye aldıktan sonra piyasada değerinden daha aşağıya peşin olarak satma, spot.