Kelimeler arşivi içinde; başında "uyku" olan, toplam 8 adet kelime bulunmaktadır. uyku ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu uyku ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde uyku olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
UYKUSUZLUK
UYKUCULUK
UYKULUK, UYKUSUZ
UYKUCU, UYKULU
UYKUN
UYKU
UYKU
Dış uyaranlara karşı bilincin, bütünüyle veya bir bölümünün yittiği, tepki gücünün zayıfladığı ve her türlü etkinliğin büyük ölçüde azaldığı dinlenme durumu. Gerçeği görememe, aymazlık. Çevrede olup bitenin farkında olmama, gaflet, aymazlık. Doğada görülen sükûnet durumu.
UYKUSUZLUK
Uyku uyuyamama veya uyumamış olma durumu.
UYKUSUZ
Uyumamış ya da uykusunu alamamış. Uyumadan, uykusunu almadan.
UYKUCULUK
Uykucu olma durumu.
UYKULUK
Kasaplık hayvanların timüs ve pankreas bezlerine verilen ortak ad. Dalak. Karaciğer. Kundaktaki çocukların avucunda biriken kir.
UYKUN
Âlâmet, bayrak.
UYKUCU
Uykuyu seven, çok uyuyan kimse.
UYKULU
Uyku gereksinimi olan. Uyku sersemi olan. Uyku sersemi olarak.
Bu bölümde tanımı içerisinde UYKU geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ÇEÇE
İki kanatlılardan, insana uyku hastalığı aşılayan, sinekten büyük bir cins Güney Afrika böceği (Glossina).
LETARJİ
Yaşama işlevlerinin ve bilincin çok zayıfladığı, çok derin ve sürekli patolojik uyku durumu.
ÖLÜM
Bir insan, bir hayvan veya bitkide hayatın tam ve kesin olarak sona ermesi, ahiret yolculuğu, ebedî uyku, emrihak, irtihal, memat, mevt, vefat. İdam cezası. Ölme biçimi. Ölmesi istenen canlı için kullanılan bir söz. Sona erme, yok olma, ortadan kalkma.
AĞIRLIK
Ağır olma durumu. Ağırbaşlılık. Terazilerde tartma işi yapılırken bir kefeye konulan nesne. Değerlendirmelerde herhangi bir konu veya evreye, olağanın üzerinde ve belli oranda tanınan değer. Yer çekiminin, bir cismin molekülleri üzerindeki etkisinin oluşturduğu bileşke, gravite. Uykudayken gelen ve insana boğulur gibi bir duygu veren durum. Uyuşukluk ve gevşeklik durumu. Sıkıcı, bunaltıcı, iç karartıcı durum. Orduda bir birliğin cephane, yiyecek ve eşya yükleri. Sorumluluk. Sıkıntı. Takı. Değerli olma durumu. Yük, külfet. Dikkati ve önemi bir şey üzerinde yoğunlaştırmak. Güreş, boks, halter, judo vb. spor dallarında, sporcuların kilolarına göre girdikleri kategori. Etki, baskı, güçlük. Çeyizini düzmek için damadın geline verdiği para, kalın.
DALUYKU
Derin uyku.
HALKA
Çeşitli metallerden veya tahtadan yapılmış çember. Değerli metallerden yapılmış olan çember biçimindeki süs eşyası. Çember biçiminde olan. Çember biçiminde çeşitli nesnelerden yapılmış tutturma aracı. Yerden yüksekliği ayarlanabilen aralıklara asılı iki halatın uçlarına takılan 18 santimetre çapında, 28 milimetre kalınlığında tahta veya deri kaplı iki demir halkadan oluşan asılma araçlarından her biri. Bir tür ufak, yağlı ve tuzlu simit. Su gibi sıvıların içine katı bir nesnenin düşmesiyle oluşan, gittikçe büyüyerek açılan çembere benzeyen biçim. Uykusuzluk, yorgunluk, üzüntü vb. sebeplerle göz altında beliren koyuluk. Çember biçiminde dizilmiş topluluk.
ESNEMEK
Uykulu, sıkıntılı veya yorgunluk duyulan bir anda ağzı genişçe açarak soluk alıp vermek. Bir cisim bir etki ile biçim değiştirmek. Bollaşıp genişlemek.
DALGINLIK
Dalgın olma durumu. Dalgınca davranış. Derin uyku durumu.
HAB
Uyku.
MAHMURLUK
İçki içmiş bir kimsenin duyduğu baş ağrısı ve sersemlik, ayıltı. Uykudan sonra duyulan ağırlık ve sersemlik.
MAHMUR
Sarhoşluğun sebep olduğu sersemlik içinde olan. Süzgün, dalgın bakışlı (göz). Uykudan sonra üzerinde sersemlik, ağırlık bulunan.
UYANIK
Uyumamış, bidar. Yapacağı işi bilen, dikkatli ve tetikte olan, müteyakkız. Açıkgöz, kurnaz, cingöz. Bilgisizlikten kurtulmuş, bilgili. Uykudan uyanmış.
SAYIKLAMAK
Uykuda veya bir hastalığın verdiği dalgınlık sırasında anlamsız, tutarsız sözler söylemek. İstediği, özlediği bir şeyden sürekli söz etmek.
HİPNOZ
Sözle, bakışla telkinle sağlanan bir tür uyku durumu, hipnotizma.
ÇIRPINTI
Çırpınma. Aşırı uykusuzluk, huzursuzluk, titreme, silkinme durumu. Suların ufak ve oynak dalgalarla kaynaşması. Ruhsal gerginliğin dışa vurulması, ajitasyon.
SAK
Uyanık, gözü açık, müteyakkız. Uykusu hafif. Sap.
HORLAMAK
Uyku sırasında soluk alırken boğaz ve burundan gürültülü sesler çıkarmak, horuldamak. Birinin gönlünü incitircesine davranmak, hor görmek.
HUMAR
İçki veya uyku sersemliği.
SİLKİ
Uykuda sıçrama.
IMIZGANMAK
Uyku ile uyanıklık arası bir durumda bulunmak, uyuklamak. Kararıp söner gibi olmak.