Kelimeler arşivi içinde; sonunda "törü" olan, toplam 1 adet kelime bulunmaktadır. Sonu törü ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında törü olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde törü olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
TÖRÜ
Yol, düzen. Töre.
Bu bölümde tanımı içerisinde TÖRÜ geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ÇALKAVA
Buğday selektörü (Yağmurlu Büyükoba).
İNSÜLİN
Pankreas tarafından salgılanan, kan şekeri düzeyini ayarlayan, birçok hücre için büyüme faktörü olarak görev yapan, protein yapılı bir hormon.
BİLEŞTİRMEK
Bileşmesini sağlamak. İki veya daha çok vektörün, paralel kenar kuralına uygun olarak geometrik toplamını almak.
AKOZ
Saban, pulluk veya traktörün toprakta açtığı iz, çizgi. Saban izi.
AKTÖRLÜK
Aktörün görevi, aktörün yaptığı iş.
ANOPHELES
Sıtmanın vektörü olarak bilinen Culicidae ailesinden sivrisinek cinsi.
GİYİMÇİZER
Bir modaevinde yeni ürünlerin oluşumunu ve yaratılmasını sağlayan kimse, stilist. Giyim eşyası alanında uzmanlaşmış moda desinatörü, stilist.
AKOS
Saban, pulluk veya traktörün toprakta açtığı iz, çizgi.
REDAKTÖRLÜK
Redaktörün görevi.
REKTÖRLÜK
Rektörün görevi. Rektör ve görevlilerinin çalıştığı bina. Rektörün makamı.
DESTEK
Bir şeyin yıkılmaması için konulan eğik veya düz dayak, payanda. Bir birlik için sağlanan yardım veya koruma. Üzerine bir şey oturtmaya, tutturmaya, koymaya yarar araç, bindi, hamil. Maddi ve manevi yardımcı, dayanak. Bir vektörü taşıyan sonsuz doğru. Kredi işlemlerinde her an sarf edilebilecek kredi. Yardım.
AMATÖRCE
Amatör gibi. (amatö'rce) Amatörün yapabileceği bir biçimde.
KASA
Para veya değerli eşya saklamaya yarayan çelik dolap. Birbiri üzerine istif edilerek yüksekliği ayarlanabilen atlama aracı. Ticarethanelerde para alınıp verilen yer. Basımcılıkta dizgi harflerinin konulduğu gözlerden oluşan tabla. Bazı oyunlarda oyunu yönetme veya para karşılığında fiş verme işi. Kapı ve pencerelerin sabit olarak tutturulduğu asıl çerçeve. Varlıklı kişinin harcamalarını yapan kimse. Tahta veya sentetik maddelerden yapılmış, dört köşe, sağlam ambalaj parçası, sandık. Vagon, kamyon veya traktörün yük taşımak için şasiye bağlanmış üst bölümünü oluşturan parça.
DESİNATÖRLÜK
Desinatörün yaptığı iş.
KAPASİTE
Bir şeyi içine alma, sığdırma sınırı, kapsama gücü, sığa. Anlama, kavrama yeteneği. Bir işletmenin üretim miktarı. Bir kondansatörün elektrik yığma sınırı, sığa. Belli bir alana sığabilecek kişi veya nesne sayısı.
SENATÖRLÜK
Senatör olma durumu. Senatörün görevi veya makamı.
KONDÜKTÖRLÜK
Kondüktör olma durumu. Kondüktörün görevi.
BÖLÜNEMEZLİK
Bir üretim faktörünün ya da malın belli bir enaz düzeyin altında kullanılmasını engelleyen özellik.
PRODÜKTÖRLÜK
Prodüktörün işi.
BAKTERİYOFAJ
Bakterileri enfekte eden virüs; bazı tipleri klonlama vektörü olarak kullanılan, bazıları litik (T4 fajı), bazıları da bakteri içinde lizogenik şekilde (bakteriyofaj lambda) çoğalan, kalıtım materyali DNA (T serisi fajlar, Lambda fajları, M13 gibi) ya da RNA (tütün mozaik virüsü) olan virüsler. Faj. Bakterileri yok eden virüslere verilen ad. Bakterilerin ölümlerine neden olabilen virüslere verilen genel ad, faj, litik faj. Bakteriyi enfekte edebilen virüs, faj.