SIZI ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "sızı" olan, toplam 34 adet kelime bulunmaktadır. sızı ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu sızı ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde sızı olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

11 harfli kelimeler

SIZICILAŞMA, SIZILDATMAK, SIZILDANMAK

10 harfli kelimeler

SIZIVERMEK, SIZILTISIZ, SIZINTILAR, SIZILDANMA

9 harfli kelimeler

SIZILAMAK, SIZINTILI, SIZILIMAK, SIZIVERME

8 harfli kelimeler

SIZIILTİ, SIZIRMAK, SIZILMAK

7 harfli kelimeler

SIZINTİ, SIZIRMA, SIZISIZ, SIZINTI, SIZILTI, SIZINIM, SIZINDU, SIZILTİ, SIZILMA, SIZIHLI, SIZIĞAN, SIZIGAN

6 harfli kelimeler

SIZILI, SIZICI

5 harfli kelimeler

SIZIM, SIZIK, SIZIR, SIZIH, SIZIŞ

4 harfli kelimeler

SIZI

Bazı kelimelerin anlamları

SIZI

Hafif ve ince ağrı. Ruhsal acı, ızdırap.

SIZIVERMEK

Çabucak sızmak.

SIZILTISIZ

Sızlanmadan, yakınmadan.

SIZIVERME

Sızıvermek işi.

SIZIRMAK

Sızdırmak, süzmek.

SIZINTİ

Az akan su. Sızıntı; ince su akıntısı.

SIZILDATMAK

Canını acıtarak (köpeği) inilti şeklinde bağırtmak, çeniletmek.

SIZIILTİ

Sızlanma.

SIZILAMAK

Sızlamak. Sızlamak, acımak.

SIZINTILI

Sızıntı yapan (hastalık).

SIZILDANMA

Mızırdanma.

SIZINTILAR

İktisadi karar birimlerinin belli bir dönemde yurtiçinde üretilen mal ve hizmetlere yapacakları harcamaların ve buna bağlı olarak da reel gayrisafi yurtiçi hasılanın azalmasına yol açan vergi, dışalım ve tasarruftan oluşan kalemler.

SIZILDANMAK

Mızırdanmak.

SIZILIMAK

Sızlamak.

SIZICILAŞMA

Patlayıcı ünsüzlerin çeşitli nedenlerle sızıcı ünsüzlere dönüşmesi olayı: yoksul> yohsul, takı > dahı > dahi, çıkar- > çıhar-, bu kadar> bu ğadar (Z. Korkmaz, Nevşehir ve yöresi Ağızları, s. 87), arka > arha, sağdıç > sağdış (A. Ercilasun, Kars ili Ağızları, s. 113), gece > geje (A. Ercilasun. göst. y.) vb.

SIZILMAK

Sızma işi yapılmak. Yağ, bal ve benzerleri şeyler eritilerek süzülmek, yabancı maddelerden arınmak. Eski türkçe süzülmek: süzülmek.

  -   -   -  

Anlamında SIZI bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde SIZI geçen kelimeler listesi verilmiştir.

APANSIZ

Ansızın.

AZONAL

Yeryüzünün herhangi bir noktasında enleme bağlı olmaksızın meydana gelen olay.

APAÇIKLIK

Apaçık olma durumu. Bir şeyin, hiçbir kuşkuya yer bırakmaksızın açık bir biçimde görünmesi.

BASTIRMAK

Basma işini yaptırmak. Gidermek. Zararlı bir olayı önlemek. Hemen söylemek. Baskı yapmak, üzerine iyice düşmek. Durdurmak. Üstünlüğünü göstermek. Bir kumaşın kenarını kıvırıp dikmek. Birdenbire gerçekleşmek ve pek çok etki göstermek. Kümes hayvanlarını kuluçkaya yatırmak. Ansızın birinin yanına gitmek.

ABDESTSİZ

Abdest almamış olan (kimse). Abdesti bozulmuş olan (kimse). Abdest almadan, abdest almaksızın. Kötü adam.

AYRIKSIZ

İstisnasız, bilaistisna. Hiçbir ayrığı olmadan, hiçbirini ayrık tutmaksızın.

AÇIKÇA

Gizli bir yönü kalmaksızın, kolay anlaşılır bir biçimde, alenen, aşikâre.

ACITMAK

Acılık vermek. Ağrı, sızı duyulmasına sebep olmak.

ANİDEN

Ansızın.

AÇIKTAN

Bir yerin uzağından. Ayrıca, ek olarak. Sıra ve aşama gözetilmeden, dışarıdan atayarak. Önceden belirlenmiş bir bütçeye bağlı kalmaksızın.

ANİDE

Ansızın.

BASKIN

Suç işlediği veya suçluların bulunduğu sanılan bir yere ansızın girme. Benzerleri arasında güç ve önem bakımından başta gelen, başat, hâkim, dominant. Sertlik, zorluk bakımından üstün. Su basması, sel. Ansızın çıkagelme. Kısa süreli, beklenmedik saldırı.

ANSIZ

Anlayışsız, akılsız. (a'nsız) Ansızın.

ACISIZ

Tadı acı olmayan. Üzüntüsü, sıkıntısı olmayan, kedersiz. Ağrı, sızı duyulmayan.

APANSIZIN

Ansızın.

ANSIZIN

Hatıra gelmeyen bir sırada, ani, anide, aniden, ansız, apansız, apansızın, birden, birdenbire, dangadak, defaten, durup dururken, fücceten, gürpedek, larp, larpadak, patadak, pattadak, rappadak, şakkadak, şapadanak, şappadak, şırakkadak, bedaheten, fücceten, nagehan, vehleten.

ACENTE

Bir kuruluşun yaptığı işi onun adına kazanç karşılığında yürüten daha küçük kuruluş. Bu kuruluşun veya şubelerinin başında bulunan kimse. Bir kuruluşa bağlı olmaksızın sözleşmeye dayanarak belirli bir yer ve bölge içinde sürekli olarak ticarethane veya işletmeyi ilgilendiren işlerde aracılık eden, bunları o işletme adına yapan kimse. Banka şubesi. Vapur ortaklığı.

AĞRISIZ

Ağrısı olmayan. Dertsiz, tasasız. Ağrı olmaksızın.

ARABASIZ

Arabası olmayan. Araba olmaksızın.

ARAÇSIZ

Doğrudan doğruya yapılmış olan veya olan, vasıtasız, bilavasıta. Araç olmaksızın, vasıtasız bir biçimde, bilavasıta, doğrudan doğruya.