Kelimeler arşivi içinde; başında "sonu" olan, toplam 29 adet kelime bulunmaktadır. sonu ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu sonu ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde sonu olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
SONUÇLANDIRABİLME
SONUÇLANDIRILMAK
SONUÇLANDIRILMA
SONUÇLANDIRMAK
SONUÇLANDIRMA
SONUÇLANMAK, SONUÇSUZLUK
SONUNCULUK, SONUÇLAMAK, SONUÇLANIŞ, SONUÇLANMA
SONUÇLAMA, SONULAMAH
SONUTMAK, SONUŞMAZ, SONULCAN, SONUÇSUZ
SONUÇTA, SONUMCA, SONUNCA, SONUNCU, SONUNDA, SONURGU, SONURTU
SONURA, SONUCU
SONUÇ, SONUR
SONU
Boyunduruğun iki yanına konulan çubuklar.
SONUÇLANMAK
Sonuca ulaştırılmak, sonuca bağlanmak, bitirilmek, neticelenmek, intaç edilmek.
SONUÇLANIŞ
Sonuçlanma işi, neticeleniş.
SONUÇLANMA
Sonuçlanmak işi, neticelenme.
SONUÇSUZLUK
Sonuçsuz olma durumu.
SONUŞMAZ
Sonsuza giden bir eğrinin çeşitli noktalarının gittikçe yaklaştığı başka bir eğri veya doğru, asimptot.
SONUTMAK
Çalımlı oturmak, kurulmak.
SONULAMAH
Kusur aramak, beğenmemek.
SONUÇLANDIRILMA
Sonuçlandırılmak işi, neticelendirilme.
SONUÇLANDIRABİLME
Sonuçlandırabilmek işi, neticelendirebilme.
SONUÇLANDIRMAK
Sonuca ulaştırmak, bitirmek, neticelendirmek, intaç etmek.
SONUÇLAMA
Sonuçlamak işi.
SONUÇLANDIRILMAK
Sonuca ulaştırılmak, neticelendirilmek.
SONUÇLANDIRMA
Sonuçlandırmak işi, neticelendirme.
SONUÇLAMAK
Sonuca ulaştırmak, sonuçlandırmak, bitirmek. Sonuç vermek. Yol açmak.
SONUNCULUK
Sonuncu olma durumu.
Bu bölümde tanımı içerisinde SONU geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ALKOL
Bira, şarap vb. sıvıların veya pancar, patates nişastasının şekere dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan glikoz çözeltilerin mayalaşmış özlerinin damıtılmasıyla elde edilen, kokulu, uçucu, yanıcı, renksiz sıvı, ispirto, etanol, etil alkol. Her türlü alkollü içki.
ANASONSUZ
Anasonu olmayan.
ANASONLU
Anasonu olan.
ADIMSAYAR
Yürüme sırasında gerçek sonuçlara varabilmek için geçilen yerin uzunluğunu anlayabilmek amacıyla ayağa veya bele takılan alet, pedometre.
AKILLANMAK
Karşılaşılan olayların sonuçlarından yararlanarak davranmak. Uslanmak.
AKAÇ
Bir yerde birikip kalan sıvıları, bir işlem sonunda geriye kalan artıkları, gereksiz nesneleri dışarıya akıtmak için kullanılan boru vb. araç. Yer altı su oluğu. Kanal, ark, su yolu.
AMAÇ
Ulaşmak istenilen sonuç, maksat. Gaye. Hedef. Bir kimseye veya bir kurula verilen özel amaçlı görev, misyon.
AKAMET
Kısırlık, verimsizlik. Başarısızlık, sonuçsuzluk.
ALGORİTMA
Orta Çağda ondalık sayı sistemine göre, son zamanlarda ise iyi tanımlanmış kuralların ve işlemlerin adım adım uygulanmasıyla bir sorunun giderilmesi veya sonuca en hızlı biçimde ulaşılması işlemi, Harezmi yolu.
ALIŞKANLIK
Bir şeye alışmış olma durumu, alışkınlık, alışmışlık, alışkı, itiyat, huy, meleke, ünsiyet, yordam. İç ve dış etkilerle hep aynı biçimde gerçekleşmesi sonucu beliren şartlanmış davranış. Yakınlık, arkadaşlık, ünsiyet.
AKRABA
Kan bağıyla birbirine bağlı olan kimseler. Oluşma yönünden aynı kaynağa dayanan şeyler. Biri, diğerinin doğurduğu sonuç veya olgular.
ANDROPOZ
Erkeklerde, er bezlerinin salgıladıkları hormon miktarının giderek eksilmesi sonucu cinsel gücün azalması, yaş dönümü.
AKTARMAK
Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek. Toprağı altı üstüne gelecek bir biçimde iyice bellemek. Alıntılamak. Bir kitabı başından sonuna kadar okumak. Bir lehçeyi başka bir lehçeye uyarlamak. Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyurmak ve yaymak. Tür değişikliği yapmak. Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek. Çatı kiremitlerinin kırık ve bozuk olanlarının yerlerine sağlamlarını koymak. Bir tekniğe göre biçimlendirmek, uyarlamak. Birinin başka biriyle telefonla konuşmasını sağlamak. Üretilmiş olan bir enerjiyi, başka organlara iletmek. İletmek, bildirmek.
ACILAŞMAK
Tadı bozulmak, acı olmak. Konuşma sert bir durum almak, kırıcılaşmak. Dokunaklı duruma gelmek. Yemlerde genellikle yağ asitlerinin oksidasyonu ve hidroliz sonucu uygun olmayan koku ve tat meydana gelmek.
AKSIRIK
Herhangi bir sebeple burun zarının gıcıklanması sonucu solunum kaslarının birdenbire kasılmasıyla ağız ve burundan hızlı, gürültülü soluk boşalması olayı, aksırma, hapşırma, hapşırık.
AJİTASYON
Körükleme. Duygu sömürüsü yapma. Kişinin ruhsal gerginliğini dışa vurması sonucu oluşan etrafına karşı saldırganlık durumu. İnsanın zihninde ve duygu dünyasında sarsıntı yaratma. Çırpıntı.
AKLANMAK
Ak olmak, temizlenmek. Hakkında dava açılan sanık, yargılama sonunda suçsuz bulunmak, temize çıkmak, beraat etmek. Kooperatif, şirket, dernek vb. kuruluşların faaliyetleri ve harcamaları genel kurulca uygun bulunmak.
AÇIKLANAN
Açıklamalar sonunda ortaya çıkması beklenen kavram, açıklayan.
AKIBET
Bir iş veya durumun sonu, sonuç. Sonunda, önünde sonunda.
AMA
Çelişkili ve tutarsız iki cümleyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz, amma, lakin, velakin. Uyarma veya şartlı bir ifade niteliğinde olan bir cümleyi, başka bir cümleye bağlamaya yarayan bir söz. Bir yargıyı veya bir buyruğu pekiştirmek için de kullanılan bir söz. Beklenmeyen bir sonucu anlatan iki cümleyi onun sebebi durumunda olan cümleye bağlayan bir söz. Bazen dikkati çekmek için cümlenin sonuna getirilen bir söz.