Kelimeler arşivi içinde; sonunda "seviye" olan, toplam 1 adet kelime bulunmaktadır. Sonu seviye ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında seviye olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde seviye olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
SEVİYE
SEVİYE
Düzey.
Bu bölümde tanımı içerisinde SEVİYE geçen kelimeler listesi verilmiştir.
DÜZENDAŞ
Bir düzende, bir nizamda, aynı seviyede.
TRAFO
Dönüştürücü. Yüksek gerilim hattından aldığı elektriği şehrin şebekesinde kullanılabilecek seviyeye düşüren dönüştürücünün bulunduğu yer.
SALAK
Giyinişinden, konuşma ve davranışlarından seviyesiz, dengesiz ve saf olduğu anlaşılan (kimse).
ŞIRFINTI
Seviyesi düşük, bayağı (kadın).
DÜZEYSİZCE
Düzeysiz bir biçimde, seviyesizce.
TAVAN
Bir yapının, kapalı bir yerin üst bölümünü oluşturan düz ve yatay yüzey, taban karşıtı. Bir şeyi değerlendirmede kabul edilen en yüksek seviye veya fiyat. Çatı kiremidi.
DRİVE
Elektro gitardan alınan ses sinyalinin yükselteçte oluşan kirlenim seviyesi için belirleyici olan ve kirlenim ile doğru orantılı bir etken.
AKAULESENT
Çiçek saplarının toprak seviyesinden çıktığı, gövdesi olmayan bitkiler için kullanılan bir terim.
DÜZEYSİZ
Düzeyi, değeri düşük, bayağı olan, seviyesiz.
DÜŞÜKLÜK
Düşük olma durumu. Kurallara uymama durumu. Adilik, bayağılık, seviyesizlik.
DÜZEYSİZLİK
Düzeyi, değeri düşük, bayağı olma durumu, seviyesizlik.
KIRAT
Elmas, zümrüt vb. değerli taşların tartısında kullanılan, 0,20043 gramlık ağırlık ölçü birimi. Nitelik, değer, düzey, seviye.
BAĞLAĞI
Değirmen çarkını firenleyen ağaç. Akarsuların seviyesini yükseltmek, suları toplamak veya başka yöne çevirmek için yapılan bent. Duvarların arasına yatay olarak konulan ağaç.
ASETİMETRE
Herhangi bir sıvıdaki asetik asidin seviyesini ölçen alet.
BAĞLA
Buğday ve arpanın içinde bulunan burçak, mercimek şeklinde siyah tanecikler. Bakla yaprağına benzeyen ve pişirilip yenilen bir bitki. Fasulye. Değirmen çarkını firenleyen ağaç. Su bendi tıkacı. Ufak göl. Akarsuların seviyesini yükseltmek, suları toplamak veya başka yöne çevirmek için yapılan bent. Duvarların arasına yatay olarak konulan ağaç. Çoban köpeklerinin boynuna takılan, üzerinde sivri dişler bulunan demir halka. (Adalıkuzu, Hacılar Güdül Ankara) (bakla) : (Akbaş Güdül Ankara).
EKLAMPSİ
Küçük boy köpek ırklarında doğum öncesi veya doğumdan sonra laktasyonun ilk. haftasında, kanda kalsiyum seviyesinin düşmesine bağlı olarak biçimlenen, vücut sıcaklığının yükselmesi, hızlı nabız ve tetani semptomlarıyla seyreden hastalık, puerperal tetani. Kısraklarda tipik olmayan laktasyon tetanisi. Kan kalsiyum ve magnezyum seviyelerinin düşmesine bağlı olarak erken doğum sonrası veya sütten kesilme dönemlerinde; daha çok aşırı yorulma ve uzun süren nakiller sonucu biçimlenen akut seyirli, tedavi edilmezse 24 saatte ölüme neden olabilen metabolik bir hastalık.
BAĞLANAN
Akarsuların seviyesini yükseltmek, suları toplamak veya başka yöne çevirmek için yapılan bent.
DÜZEY
Bir yüzeyin veya bir noktanın yüksekliğindeki yatay sınır, seviye. Bir kursun basamaklarından her biri, kur. Bir nesnenin, bir kimsenin başka nesnelere veya kimselere göre olan değer ve yücelik derecesi, seviye.
BAĞLAĞA
Sazların yapraklı olan uç kısımları. Akarsuların seviyesini yükseltmek, suları toplamak veya başka yöne çevirmek için yapılan bent.
DÜZEYLİ
Düzeyi, değeri olan, seviyeli.