Kelimeler arşivi içinde; sonunda "sır" olan, toplam 38 adet kelime bulunmaktadır. Sonu sır ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında sır olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde sır olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
BAŞMUBASSIR
ABDÜLNASIR
ESKİHASIR, DİSPENSIR
SENGİSIR, KÜÇÜKSIR, GÜLYASIR, MÜNHASIR, MUBASSIR
MUHASIR, AVLASIR, MAYASIR, AKÇASIR
SIMSIR, MUASIR, SIRSIR, TAVSIR, ULASIR, MAĞSIR, MAASIR, KIMSIR, ANASIR
YESIR, SISIR, MASIR, YASIR, GISIR, FISIR, ANSIR, NASIR, MUSIR, MISIR, KISIR, KASIR, HASIR
SIR
Bazı nesnelere parlaklık verme, dış etkilerden koruma, sızmalarını önleme vb. amaçlarla sürülen, saydam veya donuk vernik. Bir amaca ulaşmak için kullanılan, başvurulan özel ve gizli yöntem. Bir işin, bir şeyin dikkat, yetenek, deneyim ve sezgi yardımıyla kavranabilen en zor, en ince yanı. Varlığı veya bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen, gizli kalan, gizli tutulan şey. Aklın erişemediği, açıklanamayan veya çözülemeyen şey, giz, gizem. Aynaların arkasına ve kaplama metal eşyanın yüzüne sürülen ince tabaka.
KÜÇÜKSIR
Kahramanmaraş şehri, merkez ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.
MÜNHASIR
Bir kimse veya bir şey için ayrılmış, mahsus. Sınırlanmış, sınırlı.
ESKİHASIR
Kulunç hastalığı.
SIMSIR
Cimri.
SENGİSIR
Sirkeli etli pilav.
MUASIR
Çağdaş.
GÜLYASIR
Yabani güle benzer dikenli meyveleri olan bir bitki.
ABDÜLNASIR
Yardımcı olan, yardım eden Tanrı'nın kulu.
DİSPENSIR
Dağıtıcı.
AKÇASIR
Diyarbakır ilinde, Akçasır nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.
MUHASIR
Kuşatan, saran.
MAYASIR
Mayasıl hastalığı. Nasır.
MUBASSIR
Okullarda öğrencilerin durumu ile ilgilenen ve düzeni sağlamakla görevli kimse.
AVLASIR
Sersem, budala.
BAŞMUBASSIR
Gözetmenlerin başı olan kimse.
Bu bölümde tanımı içerisinde SIR geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AĞDA
Kaynatılarak çok koyu ve yapışkan bir macun durumuna getirilen pekmez veya limonlu şeker eriyiği. Şekerle yapılmış olan ürünlerin hazırlanması veya beklemesi sırasında şekerin ulaştığı koyuluk.
AKSIRIK
Herhangi bir sebeple burun zarının gıcıklanması sonucu solunum kaslarının birdenbire kasılmasıyla ağız ve burundan hızlı, gürültülü soluk boşalması olayı, aksırma, hapşırma, hapşırık.
AKLINCA
Sandığına göre, düşünüşüne göre, umduğuna göre, aklı sıra.
AKSIRIKLI
Aksırığa tutulmuş, sık sık aksıran, hapşırıklı.
AKSIRTMA
Aksırtmak işi., hapşırtma.
AKLAN
Sularını bir denize veya göle gönderen bölge, maile. Bir dağ sırasının yamaçlarından her biri.
AÇIKTAN
Bir yerin uzağından. Ayrıca, ek olarak. Sıra ve aşama gözetilmeden, dışarıdan atayarak. Önceden belirlenmiş bir bütçeye bağlı kalmaksızın.
AKKARINCALAR
Ağız parçaları iyi gelişmiş, iri başlı, ısırıcı böcekler topluluğu, termitler.
AKARSU
Yeryüzünde, yer altında belirli bir yatak içinde, eğim boyunca sürekli veya zaman zaman akan su. Tek sıra elmastan gerdanlık.
AKAMET
Kısırlık, verimsizlik. Başarısızlık, sonuçsuzluk.
ABANMAK
Eğilerek bir şeyin, bir kimsenin üzerine kapanmak. Bir yere veya bir kimseye yaslanmak, dayanmak. Bir şeyin veya bir kimsenin üzerine çöküp çullanmak. Birine yük olarak onun sırtından geçinmeye çalışmak. Boksta karşılaşma sırasında rakibine yaslanmak. Futbolda topa olanca gücüyle vurmak.
AKSIRIŞ
Aksırma işi.
ADIMSAYAR
Yürüme sırasında gerçek sonuçlara varabilmek için geçilen yerin uzunluğunu anlayabilmek amacıyla ayağa veya bele takılan alet, pedometre.
AKIŞMA
Akışmak işi. Bir sıraya gelen ses, hece veya kelimelerin birbirleriyle uyuşarak kulağa hoş ve dile kolay gelen bir bütün oluşturması.
AKARLAR
Gövdeleri halkasız, başları göğüsle birleşik, ağız yapıları ısırıcı, sokucu veya emici örümceğimsiler takımı.
AÇILMAK
Açma işine konu olmak. Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak. Kıyıdan uzaklaşmak. Yeni bir bakış açısı getirmek. Renk koyuluğunu yitirmek. Kapı, yol vb. geçit vermek. Gereken güce ulaşmak. Kuruluşlar ilk kez veya yeniden işe başlamak. Sıkılması, çekinmesi, tutukluğu kalmamak. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapmak. Ayrıntıya girmek. Sırrını, üzüntüsünü, sorunlarını birine söylemek. Genişlemek, bollaşmak. İşini gereğinden veya yapabileceğinden geniş tutmak. Delinmek, yırtılmak. Sis, karanlık, duman vb. dağılmak, yoğunluğunu yitirmek.
ADİ
Değersiz, kötü, sıradan, hiçbir özelliği olmayan. Bayağı. Aşağılık, alçak.
AÇILMA
Açılmak işi. Bir grupta, sıraların jimnastik alıştırmaları için dağınık düzene girmesi. Bir film çekiminde karanlıkta başlayıp gittikçe aydınlanarak görüntülerin belirmesine dayanan noktalama. Çatlama.
AĞIZLIK
Bir ucuna sigara takılan, öbür ucundan nefes çekilen çubuk biçimindeki araç. Hayvanın ısırmasına, zararlı bir şey yemesine engel olmak için ağzına takılan tel, deri vb. kafes. Nefesli çalgılarda ağza gelen yer. Kuyu bileziği. Su tesisatında su alıp vermeye yarayan vanalı uç. Yemiş küfelerinin üzerine yapraklı dallarla yapılmış olan kapak. Telefon vb. cihazlarda ağza yaklaştırılan bölüm. Huni. Bir şeyin başladığı yer. Dokumacılıkta çözgünün açılıp kapandığı ve içinde mekiğin geçtiği yer.
AKSIRMA
Aksırmak işi, hapşırma.