Kelimeler arşivi içinde; başında "pulcu" olan, toplam 3 adet kelime bulunmaktadır. pulcu ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu pulcu ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde pulcu olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
PULCU
Pul satan kimse. Pul derleyen veya derleyenlere pul satan kimse, pul koleksiyoncusu, filatelist.
PULCUK
Küçük pul.
PULCULUK
Pul satma işi. Pul derleyiciliği veya derleyenlere satma işi, pul koleksiyonculuğu, filateli.
Bu bölümde tanımı içerisinde PULCU geçen kelimeler listesi verilmiştir.
PLATELET
Kan pulcuğu.
AGREGASYON
Sosyete teşkil etmeyen bir türün bireylerinin bir yerde toplanması. Toplanma, bir araya gelme, kümeleşme. Saldırı, canlılar arasında beslenma, çiftleşme, yuva alanının korunması gibi savunma, korku veya rekabetle ilgili davranışlar. Hücrelerin yuvarlaklaşması ve üzüm salkımı biçiminde bir araya toplanması. Birleştirme, toplayıp yığma, kümelenme, kan pulcuklarının kümelenmesi gibi.
NEHİP
Dehşet, korku. Yağmacı, çapulcu.
PLAÇKACI
Çapulcu.
TİKLOPİDİN
Çok çeşitli etkenlerin yaptığı kan pulcuklarının bir arada toplanmasını azaltan tienopiridin türevi bir ilaç.
ÇETENE
Kendir, kenevir tohumu. Keten tohumu. Herhangi birşeyin küçük parçası. Saman taşımak için kağnılara konulan büyük sepet. Ahırın bir tarafında yavrular için ayrılan yer. Hesabı unutmamak için üzerine bıçakla işaret yapılan ağaç: Çetene ile malımızı bölüştük. Çapulcu, akıncı. Yağlı kenevir. Çam kozalağı.
FİLATELİST
Pulcu.
SALİSİLATLAR
Aspirin ve sodyum salisilattan oluşan steroit yapısında olmayan ve yalnızca ağız yoluyla kullanılan ağrı kesici, yangı giderici ateş düşürücü ve kan pulcuklarının kümeleşmesini engelleyerek pıhtılaşmayı azaltıcı etkiye sahip ilaçlar.
MEGAKARYOSİT
İleride kan pulcuklarını oluşturacak, iri, kemik iliği hücresi.
MUMLUBİT
Portakal, ayva, nar ve süs bitkilerinden özsu emen, yıldızımsı, üzeri mumsu pulcuklarla örtülü bitki biti.
ŞAPULCU
Yağmacı, çapulcu.
POLİYOKSALEN
Tanelerin tavlanmasında uygulanan sıvıya, % 1'ini aşmayacak miktarda katıldığında tanenin pulcuklanması için sürfektan olarak kullanılabilen ve her bir ton taneye 1 litre katılan polioksipropilen-polioksietilen glikol.
KAPROLAKTAM
Sentetik elyaf, özellikle naylon-6 yapımında kullanılan, 68-69 °C'de eriyen, beyaz pulcuklar halinde bir monomer.
KEPEK
Un elendikten sonra, elek üstünde kalan kabuk kırıntıları. Bazı deri hastalıklarında deriden dökülen parçacıklar. Başın derisinde oluşan küçük, beyaz pulcuklar.
PLAÇKACILIK
Çapulculuk.
FİBRONEKTİN
Birçok hayvan hücrelerinde plazma zarının dış yüzeyinde bulunan, hücre ile zemin arasındaki etkileşimlerde rol oynayan bir glikoprotein. Plazma ve hücre yüzeylerinde bulunan, Gram pozitif bakterilerin makrofajlar tarafından yutulmasını kolaylaştıran bir protein. Hücresel yapışma etkileşimlerine aracılık eden, hücre yüzey proteini biçiminde bulunan, kan pulcuklarının kümelenmesinde rol alan ve opsonin gibi etki eden plazmada dolaşan yapışma glikoproteinlerinden biri. Aynı zamanda Gram pozitif bakterilere bağlanarak makrofajlar tarafından yutulmasını kolaylaştırır.
ÇABIRÇAK
Çapulcu, başıbozuk.
FİLATELİ
Pulculuk.
HEMOSTAZ
Kanamanın durdurulması, herhangi bir vücut bölgesinde seyreden kan akımının yavaşlaması. Kanın damar dışına çıkmasının, fizyolojik veya cerrahi olarak önlenmesi. Zedelenmiş veya yırtılmış kan damarından kan akışının önlenmesi için geçekleşen damar büzülmesi, kan pulcuğu tıkacının oluşması, kanın pıhtılaşması ve fibröz doku oluşmasını içeren olaylar zinciri.
ÇAPULCULUK
Çapulcunun yaptığı iş, plaçkacılık.