Kelimeler arşivi içinde; başında "mecaz" olan, toplam 6 adet kelime bulunmaktadır. mecaz ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu mecaz ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde mecaz olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
MECAZIMÜRSEL
MECAZLAR
MECAZEN, MECAZLI
MECAZİ
MECAZ
MECAZ
Bir ilgi veya benzetme sonucu gerçek anlamından başka anlamda kullanılan söz. Bir kelimeyi veya kavramı kabul edilenin dışında başka anlamlara gelecek biçimde kullanma, metafor.
MECAZIMÜRSEL
Benzetme ilgisi bulunmaksızın, neden sonuç gibi türlü ilişkilerle bir sözcüğün başka bir sözcük yerinde kullanılması sanatı, ad aktarması.
MECAZEN
Mecaz yoluyla, mecaz olarak.
MECAZİ
Mecazla ilgili, mecaz niteliğinde olan.
MECAZLAR
(Söz sanatı terimi) Kelime yanaçlarının bir kolu ki öz anlamları dışında kullanılan kelime veya deyimlerden ibarettir. (bk. Addeyişi, Değişleme, Dolaylı adlama, İğretileme, Kapsamlama, Kaydırma, Orunalma, öteleme).
MECAZLI
Gerçek anlamından saptırılarak benzetmeli olarak kullanılmış (söz).
Bu bölümde tanımı içerisinde MECAZ geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ANTIZLAMAK
Hayvan çifte, tekme atmak. Nankörlük etmek, sözünden dönmek (mecazen).
GÖĞERMEK
Bitki büyüyerek yeşermek, yeşillenmek. Vurma ya da çarpma sonunda vücudun herhangi bir yeri morarmak, çürümek. Vücudun herhangi bir yeri soğuk etkisiyle morarmak, kızarmak. Küflenmek: Ekmekler göğermiş. Kalaysız bakır kaplar oksitlenmek: Bakır karavana göğermiş, kalaylatalım. Çok acıkmak (mecazen: Açlıktan göğnüm göğerdi. Sabahleyin ortalık aydınlanmaya başlamak, şafak sökmek. İyi yıkanmayan çamaşırın rengi değişmek, morarmak: çamaşır göğerdi. Çocuk yetiştirmek, büyütmek: Seni göğermiye! (ilenç olarak kullanılır). Morarmak, yeşermek, mavileşmek, bitki yapraklanmak.
NUSUBET
Yıkım (mecaz).
METAFOR
Mecaz.
PIRTMAK
Burkulmak, ezilmek, incinmek. Yerinden çıkmak, sapmak, kaymak : Parmağım pırttı. Tutulan bir şey elden kaçmak, kurtulmak, elden kaymak. Kaçmak. Bozmak, ortalığı karıştırmak (mecaz). Bağlı birşey çözülüp kaçmak (canlı ve cansızlar için). Darılarak kaçışmak, çekingen davranmak : Pırtıp duruyor. İşten kaçmak, sözünde durmamak. Kaymak: Direk pırtih. Fırlamak. Küsmek, darılmak. Kurtulmak, çıkmak, kaçmak.
GİDERGELMEZ
Duman. Ölüm (mecazi anlamda).
KÜPECİK
Küçük küp, çömlek, kazan. Küçük testi. Küçükler, gençler (mecazen). Kulplu, küçük küp. İçine domates salçası konulan kulplu seramik kap. (Çaltı Bilecik). Küçük küp. (Gürün Sivas). Kavanoz, ufak küp. Samsun ili, Lâdik belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yer. Sivas ili, Hafik ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yer.
HUPİYA
Mısır koçanını örten yeşil yapraklar. Kâğıt para (mecazi anlamda).
ILKIMAK
Süt sağmak: Haydin ılkıya gidelim. Akmak (mecazi anlamda): Yarimi görünce gönlüm ılkıyor. Serap görünmek.
NEZÜKLÜK
İncelik (mecaz).
OSCAR
ABD'deki Sinema Sanat ve Bilimleri Akademisi'nin her yıl sinema alanındaki en başarılı çalışmalar için verdiği altından heykelcik. (Mecaz olarak) Herhangi bir alandaki en başarılı çalışmaya verilen ödül.
TAŞDÖVEN
1.Dayanıklı (mecaz). 2.İşbilir, becerikli, güçlü. Ayakta olan yara. İş bilen, becerikli, kuvvetli kimse.