Sonu MANE ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "mane" olan, toplam 16 adet kelime bulunmaktadır. Sonu mane ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında mane olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde mane olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

9 harfli kelimeler

MAHKUMANE

8 harfli kelimeler

HAKİMANE, MASUMANE, ZALİMANE

7 harfli kelimeler

ALİMANE, FARMANE, FERMANE, GERMANE, HASMANE, KERMANE, UMUMANE

6 harfli kelimeler

KEMANE, ZAMANE, DÜMANE, ZEMANE

4 harfli kelimeler

MANE

Bazı kelimelerin anlamları

MANE

Mâni (bk. mani).

ZEMANE

Gençlik.

HAKİMANE

Bilgece.

FERMANE

Kadınların giydiği üzeri işlemeli yelek.

ZAMANE

İçinde bulunulan zaman, dönem. Yakınma veya hafifseme yoluyla şimdiki zaman.

KEMANE

Keman ve kemençe yayı. Bir tür halk çalgısı. Ağaç gemilerde talimarın üst ucundaki kıvrım. Delgi veya küçük torna çevirmek için kullanılan ok yayı biçimindeki araç.

GERMANE

Elde yün eğirmeye yarayan araç, kirmen.

FARMANE

Kırmızı çuha üzerine sim işlenmiş gelin elbisesi.

UMUMANE

Umumhane.

KERMANE

Kirmen.

ALİMANE

Âlime yakışan. Âlimin yaptığı biçimde.

HASMANE

Düşmanca.

MAHKUMANE

Mahkûm gibi, mahkûmcasına.

DÜMANE

Yönetim.

ZALİMANE

Acımasızca.

MASUMANE

Masumca.

  -   -   -  

Anlamında MANE bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde MANE geçen kelimeler listesi verilmiştir.

BORÇLU

Borcu olan, borç almış olan, verecekli, medyun, alacaklı karşıtı. Borcu kalmış olarak. Bir şeyi birinin yardımıyla elde etmiş olan. Manevi bir yükümlülük altında bulunan.

DONANIM

Bir gemi direğine, bir yelkene veya başka bir parçaya bağlı bulunan halat ve makara vb. manevra araçları. Bir bilgisayarda bulunan fiziksel birimler. Tesisat.

ERMİŞ

Dinî inançlara göre kendisinde olağanüstü manevi güç bulunan kişi, eren, evliya, veli.

EMANETEN

Emanet olarak.

ABDAL

Gezgin derviş. Tasavvufta manevi üst bir rütbe. Safeviler devrinde İran'da yaşayan Türk oymaklarından biri. Dilenci kılıklı, üstü başı perişan kimse. Anadolu'da yaşayan oymaklardan bazısı.

DEĞER

Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet. Bir değişkenin veya bilinmeyenin sayı ile anlatımı. Üstün nitelik, meziyet, kıymet. Kişinin isteyen, gereksinim duyan bir varlık olarak nesne ile bağlantısında beliren şey. Üstün, yararlı nitelikleri olan kimse. Bir şeyin para ile ölçülebilen karşılığı, bedel, kıymet, paha, valör. Bir ulusun sahip olduğu sosyal, kültürel, ekonomik ve bilimsel değerlerini kapsayan maddi ve manevi ögelerin bütünü.

CENDERELEŞMEK

Manevi baskı altında mücadele etmek.

ÇÖPÇATAN

Evlenmelerde aracılık eden kimse. Kimin kiminle evleneceğini önceden kararlaştırıp gerçekleştirdiğine inanılan manevi güç.

BİLGECE

Bilgeye yaraşır. (bilge'ce) Bilgeye yaraşır bir biçimde, hakimane.

BORÇLANMAK

Karşılığını sonra vermek şartıyla birinden para veya bir şey almak, istikraz etmek. Manevi bir yükümlülük altına girmek.

FEYİZ

Verimlilik, gürlük, ongunluk, bereket. İlerleme, kültürel gelişme, olgunluk. Artma, çoğalma. Manevi haz, mutluluk, iç huzuru.

ACIMASIZCA

Acımasız olarak, acımasız bir biçimde, acımasızcasına, zalimce, zalimcesine, zalimane.

DENYO

Dengesiz, deli bozuk. Emanet, rehin, tutu. Sersem, budala.

CENDERE

Pres. Manevi baskı.

BAĞIMLI

Başka bir şeyin istemine, gücüne veya yardımına bağlı olan, özgürlüğü, özerkliği olmayan, tabi. Bir kimseye veya şeye maddi veya manevi yönden aşırı bağlı olan. Sigara, uyuşturucu madde vb. kötü alışkanlıklara aşırı derecede düşkün, müptela.

DESTEK

Bir şeyin yıkılmaması için konulan eğik veya düz dayak, payanda. Bir birlik için sağlanan yardım veya koruma. Üzerine bir şey oturtmaya, tutturmaya, koymaya yarar araç, bindi, hamil. Maddi ve manevi yardımcı, dayanak. Bir vektörü taşıyan sonsuz doğru. Kredi işlemlerinde her an sarf edilebilecek kredi. Yardım.

ELVEDA

Bir daha kavuşulmayacağı düşünülen bir şeyden ayrılırken kullanılan bir söz. Bir daha karşılaşılmayacak biçimde ayrılırken "Allah'a ısmarladık, Allah'a emanet olun" anlamlarında kullanılan bir söz.

ENERJİ

Maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya çıkan güç, erke. Manevi güç. Organların çalışabilmesi ve vücut ısısının sürdürülebilmesini sağlayan besin ögelerinin oluşturduğu güç.

EMANETÇİLİK

Emanetçinin yaptığı iş.

BELEDİYE

İl, ilçe, kasaba, belde vb. yerleşim merkezlerinde temizlik, aydınlatma, su, toplu taşıma ve esnafın denetimi gibi kamu hizmetlerine bakan, başkanı ve üyeleri halk tarafından seçilen, tüzel kişiliği olan örgüt, şehremaneti. Bu örgütün bulunduğu bina.