Kelimeler arşivi içinde; sonunda "levin" olan, toplam 2 adet kelime bulunmaktadır. Sonu levin ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında levin olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde levin olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
LEVİN
Renk: yetmiş iki levin çalmak. Renk, boya.
ALEVİN
Balıklarda yumurtadan yeni çıkmış, vitellus keseli larva. Besin keseli larva.
Bu bölümde tanımı içerisinde LEVİN geçen kelimeler listesi verilmiştir.
DİYAPOZ
Birçok böceğin hayatının belirli bir safhasında gelişmesinin bir süre durması olayı. Bir çok böceğin hayatının belirli bir döneminde gelişmesini bir süre durdurması olayı. Uzun süren kötü hava şartlarında hayatın devamını sağlamak için kırk ayaklılar, dişi sivrisinek, karıncalar ve benzerleri canlıların fizyolojik olarak hazırlandığı ve biyolojik gelişmenin sınırlandırıldığı, yumurta, larva, nimf, pupa ve ergin devrelerde görülebilen, konakçı arama etkinliğinin azaldığı büyüme ve gelişmenin durduğu, metabolizmanın etkinliğini kaybetmesinden dolayı artık maddelerin son ürünlerinden olan pigmentlerin oldukça arttığı, iç ve dış organların yıprandığı, böceklerde uçuş ve hareket isteğiyle uyarılma ve uyarılara cevap verme yeteneğinin büyük ölçüde azaldığı, kasların gittikçe işlevini kaybederek bir çeşit felcin oluştuğu dönem.
EŞDİKMELİK
Birim çember üzerinde (1,0) noktasından başlayarak çizilen radyanlık bir yay ya da bu yayı gören özeksel açı için, nın, dikmelik işlevinin eşişlevi altındaki görüntüsü.
HORMON
İç salgı bezlerinden kana geçen ve organların işlemesini düzenleyen adrenalin, insülin, tiroksin vb. fizyolojik etkisi olan maddelerin genel adı. Bu maddelerin işlevini yerine getirecek özellikte yapay madde.
İFLAS
Borçlarını ödeyemediği mahkeme kararı ile tespit ve ilan olunan iş adamının durumu, batkı, batkınlık, müflislik. İşlevini ya da görevini yapamama. Yenilgiye uğrama, değerini yitirme.
TUTUK
Akıcı, rahat konuşamayan. Durgun, çekingen, sıkılgan. Kapalı, tıkalı. Kısılmış, kesik. Tutuklu. Sıkıntılı. Bir organ hareket edemez olmuş. Olması gereken gibi olmayan. Eski işlevini göremez duruma gelmiş.
USTURUPLU
Yerli yerinde, işlevine uygun bir biçimde. Derli toplu, ustalıklı, işlevine uygun bir biçimde olan.
YALABIK
Alevin oynayarak parıldaması, parlama, parıltı. İkiyüzlü, kaypak. Güzel, yakışıklı, sevimli. Parlak, parıltılı, ışıltılı. Şimşek.
DALEVİ
Dalın gövdeden ayrıldığı yer: Rüzgâr ağacı dalevinden ayırmış.
ALAMAÇ
Yüksek alev, çalı, ot ateşi: Haydi alamaçlı ateş yakalım. Yarısı yanmış odun parçası. Alevin sağa sola dağılması. Ateş alevi (Kızılca k.).
KABLOLU
Kablosu olan. Kablo aracılığıyla işlevini yapan (araç, gereç).
EŞTEĞETLİK
Birim çember üzerinde (1,0) noktasından başlayarak çizilen radyanlık bir yay ya da bu yayı gören özeksel açı için, nın, teğettik işlevinin eşişlevi altındaki görüntüsü.
EŞERKİL
Bir enkil işlevinin eşit değer aldığı noktaların oluşturduğu çizgilerin ya da yüzeylerin niteliği.
EREY
Sürekli, sonsuz bir değişmenin en son varacağı yer. Bir f (x) işlevinin x değişkeni bir a değerine yaklaştığı sırada işlevin vardığı sınır değer. X, Y ilingesel uzayları, gönderimi ve bir noktası için, f gönderiminin a noktasındaki yöreler süzgecine göre erey noktası, a. bk. erey noktası.
ABİYOTROFİ
Doğuştan yapısal zayıflığa bağlı olarak herhangi bir organın normal işlevini zamansız kaybetmesi. Belli organ ve dokuların, özellikle sinir sisteminin doğum sonrası dönemde henüz tam olarak gelişimini tamamlamamış hücrelerinin dejenerasyonuna bağlı olarak yapı, işlev veya hayatiyetlerini kaybetmeleri. Programlanmış hücre ölümündeki artış olarak da değerlendirilir, erken hücre yaşlanması.
BAYIRLIK
Birleşenleri, bir sayıl işlevin x, y, z yerlemlerine göre tikel türevleri olarak tanımlanan yönleçsel işlev.
DEĞİŞTİRGEN
Değişkenlerin yanı sıra dursayı gibi görülen, ancak her yeni değeri için işlevi değiştiren cebirsel simge ya da sayı. Bir işlevin uzbilimsel yazımına giren, dileğe bağlı değerler alabilen bir nicelik.
YETERSİZ
Gerekli bilgi ve yeteneği olmayan, yeterliği olmayan, kifayetsiz, ehliyetsiz. Verimli olmayan. Eksiği olan, yetecek kadar olmayan. Gereken, istenen niteliği olmayan. İşlevini tam olarak yapamayan (organ, alet vb.).
EŞKESENLİK
Birim çember üzerinde (1,0) noktasından başlayarak çizilen radyanlık bir yay ya da bu yayı gören özeksel açı için, nın, kesenlik işlevinin eşişlevi altındaki görüntüsü.
AKSESUAR
Bir aletin, bir makinenin işlevine katılmayan ancak kendine özgü ayrı bir yararı bulunan alet, araç veya nesne. Konunun gerektirdiği ölçüde kullanılan, bir sahne içinde yer alan veya oyuncunun dekor gereği kullandığı çeşitli eşya. Giysiyi bütünleyen çanta, kemer, şapka, eldiven, mücevher vb. eşya.
DİSPEPSİ
Hazımsızlık, sindirim işlevindeki bozulma, apepsi.