Kelimeler arşivi içinde; başında "küre" olan, toplam 51 adet kelime bulunmaktadır. küre ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu küre ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde küre olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
KÜRESELLEŞEBİLMEK
KÜRESELLEŞTİRMEK, KÜRESELLEŞEBİLME
KÜRELEYİNERİSİN, KÜRESELLEŞTİRME
KÜREKAYAKLILAR
KÜRESELLEŞMEK
KÜRESELLEŞME
KÜREZLEMEK, KÜRELENMEK, KÜREKLEMEK, KÜREKÇİLİK, KÜREMLEMEK, KÜREBOĞAZI, KÜRENLEMEK
KÜREKDERE, KÜRENDERE, KÜRELENME, KÜRELEMEK
KÜRELEME, KÜREKSİZ, KÜREBİYE, KÜREYİCİ, KÜREÇAYI
KÜRESEL, KÜRENPE, KÜREMSİ, KÜREMPE, KÜREKÇİ, KÜREMEK, KÜREKEN, KÜREKKE, KÜRELİK, KÜREKLİ
KÜREVİ, KÜREYİ, KÜREME, KÜREPE, KÜRENK, KÜREMİ, KÜRECİ, KÜREBİ
KÜRES, KÜREN, KÜREM, KÜREL, KÜRET, KÜREK, KÜREG, KÜREZ
KÜRE
KÜRE
Bütün noktaları merkezden aynı uzaklıkta bulunan bir yüzeyle sınırlı cisim. Madenci ocağı, maden fırını. Yeryüzü, dünya. Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri.
KÜRESELLEŞEBİLME
Küreselleşebilmek işi.
KÜREBOĞAZI
Kırıkkale kenti, Bahşili belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer.
KÜREZLEMEK
Bir şeyi hızla kaldırıp atmak, fırlatmak, yuvarlamak, itelemek.
KÜRESELLEŞTİRMEK
Küreselleşme işini yaptırmak.
KÜRESELLEŞTİRME
Küreselleştirmek işi.
KÜREKAYAKLILAR
Balıklarda ve omurgasız öbür su hayvanlarında asalak yaşayan, ufak boylu kabuklular takımı. (Özgür türleri bulunduğu gibi, dişi sırtından geçinen erkekleri, Medine kurduna ve akciğer kelebeğine arakonakçılık edenleri de vardır.).
KÜRELENMEK
Kürekle atılmak, kürekle yığılmak.
KÜRELEYİNERİSİN
Fırlatıverince, atıverince.
KÜREMLEMEK
Toparlamak, yığın yapmak. İki elle avuçlamak.
KÜREKÇİLİK
Kürek yapma ya da satma işi. Sandal vb.nde kürek çekme işi. Fırın, tren, vapur vb. yerlerde kürekle ocağa kömür atma işi.
KÜRESELLEŞEBİLMEK
Küreselleşme imkânı veya olasılığı bulunmak.
KÜRENLEMEK
Bir şeyi hızla kaldırıp atmak, fırlatmak, yuvarlamak, itelemek. Pirinç, şeker, mısır ve benzerleri şeyleri kürekle ya da avuçla almak.
KÜRESELLEŞME
Küreselleşmek durumu, globalleşme.
KÜREKLEMEK
Kilitlemek: Kapıyı kürekle.
KÜRESELLEŞMEK
Dünya milletlerini ekonomi, siyaset ve iletişim bakımlarından birbirine yaklaşmaya ve bir bütün olmaya götürmek, globalleşmek.
Bu bölümde tanımı içerisinde KÜRE geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AYAKLIK
Bir makinede, bir araçta ayak yardımıyla dönmeyi veya hareketi sağlayan düzen, pedal. Küçük teknelerde kürekçinin oturduğu yeri destekleyen, kaplamaların iç tarafına çakılan kiriş. Kaide. Ayakçak. Ayak basacak yer.
BATİSFER
Su üstü araçlarına çelik kablo ile bağlanmış, negatif yüzebilirliği bulunan dalış küresi.
ALABORA
Geminin yan yatması. Bir serenin yatay durumdan düşey duruma getirilmesi. Selamlamak için filika küreklerinin yukarıya kaldırılması. Balığı toplamak için dalyan ağının yukarıya alınması.
BAKTERİ
Toprakta, suda, canlılarda bulunan, çürüme, mayalanma veya hastalıklara yol açan, küresel, silindirimsi, kıvrık biçimli olan, bölünerek çoğalan, klorofilsiz, tek hücreli canlı.
BALON
Isıtılmış hava veya havadan daha hafif bir gazla doldurulan, atmosferde uçabilen, küre biçiminde araç. Aslı olmayan, palavra şey. Karikatürde içi sözle doldurulan yuvarlak. Karnı yuvarlak ve şişkin, boynu dar cam kap. Hava veya gazla doldurulmuş, kauçuktan yapılmış olan çocuk oyuncağı. Geriden gelen rüzgârdan yararlanmak amacıyla yatın ana direği üzerine çekilen üç köşeli, hafif yelken.
BÜYÜKAYI
Kuzey yarım kürede yedi parlak yıldızı yardımıyla Kutup Yıldızı'nı bulmada kullanılan takımyıldız, Yedigir, Dübbüekber.
ALAGEYİK
Geyikgillerden, Güney Avrupa ve Kuzey Afrika'da yaşayan, yazın postunda ak benekler oluşan, erkeklerinin boynuzları uca doğru kürek biçiminde genişleyen bir cins geyik, sığın (Dama dama).
ADAYAVRUSU
İki veya üç çifte kürekli küçük balıkçı teknesi.
BARİSFER
Ağır küre.
BEYİN
Kafatasının içinde beyin zarları ile örtülü, iki yarım küre biçiminde sinir kütlesinden oluşan, duyum ve bilinç merkezlerinin bulunduğu organ, ensefal, dimağ. Muhakeme, usa vurma. Bilgisi, eğitimi, düşüncesi yüksek düzeyde olan kimse. Akıl, anlayış. Bir şeyi yönetmede önemli görevi olan kimse.
ANTRİKOT
Sığırın iki kürek kemiği arasından ve pirzolalık yerinden çıkartılan, kemiğinden sıyrılmış et dilimi.
AĞIRŞAK
Yün veya iplik eğrilen iği ağırlaştırmak için alt ucuna geçirilen yarım küre biçiminde, ortası delik ağaç veya kemik parça. Teker biçiminde yassı nesne, kurs (I).
BARÇA
Orta Çağda kullanılan kürekli ve yelkenli taşıma gemisi. Kalyon türünden küçük savaş gemisi.
AYYUK
Göğün en yüksek yeri. Göğün kuzey yarım küresinde bulunan bir takımyıldızın en parlak yıldızı.
ÇALAKÜREK
Sürekli kürek çekerek.
AYNA
Işığı yansıtan, varlıkların görüntüsünü veren, cilalı ve sırlı cam, gözgü, mirat. Gemilerde işaretçi erlerin kullandığı dürbün. Atların diz kapağı. İyi bir durumda, yolunda. Doğramacılık ve yapıcılıkta çerçeve içine geçirilen tahta veya taş levha. Küreğin yassı uç bölümü. Karagöz oyununda perde. Bir olayı, bir durumu yansıtan, göz önünde canlandıran olay, durum, şey. Akıntı ve anaforun birleştiği yerde oluşan su burgacı.
BEL
İşaret. İnsan bedeninde göğüsle karın, sırtla kalçalar arasında daralmış bölüm. Bardak, şişe, vazo vb.nin ortasındaki dar bölüm. Hayvanlarda omuz başı ile sağrı arası. Toprağı aktarmaya veya işlemeye yarayan, uzun saplı, ayakla basılacak yeri tahta, ucu sivri kürek veya çatal biçiminde bir tarım aracı. Dağ sırtlarında geçit veren çukur yer. Bu bölümün, sırtın altına rastlayan bölgesi. Ses şiddetiyle ilgili birim. Geminin orta bölümü. Meni.
ALTINTOP
Greyfurt. İki çeneklilerden, uzun dikenli ve kürecikler hâlinde çiçekleri olan bir tür kaktüs (Trollius ranunculoides).
AVARA
Üzerinde döndüğü ve kendisini taşıyan milden bağımsız olarak çalışan mekanizma. Bir geminin başka bir gemiden veya kıyıdan açılması. Kıyıya dayanılarak sandalın açılması için kürekçilere verilen komut.
BOYNA
Sandalı kıçtan yürüten kısa kürek, boyana.