KUP ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "kup" olan, toplam 37 adet kelime bulunmaktadır. kup ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu kup ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde kup olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

10 harfli kelimeler

KUPÜLDEMEK

9 harfli kelimeler

KUPLAŞMAK, KUPULARİS

8 harfli kelimeler

KUPÜŞMEK, KUPRAMİT, KUPRİÜRİ, KUPLAMAK, KUPDÜŞEN, KUPDÜŞDÜ, KUPAŞMAK

7 harfli kelimeler

KUPREMİ, KUPLİKA, KUPEYİN, KUPLİÇA, KUPKURU, KUPANCA

6 harfli kelimeler

KUPBEY, KUPMEK, KUPRİK, KUPRUS, KUPULA

5 harfli kelimeler

KUPÜR, KUPÜL, KUPÜK, KUPLE, KUPON, KUPLU, KUPLİ, KUPGÜ, KUPES, KUPEK, KUPAY, KUPAS, KUPAK

Bazı kelimelerin anlamları

KUP

Giysi kesimi, kesimle verilen biçim. Dondurma ve sütlü tatlıların konulduğu kap.

KUPRİÜRİ

İdrarda bakır bulunması.

KUPDÜŞEN

Bir çeşit yaz armudu. Bir çeşit ufak sinek.

KUPULARİS

Kubbeye ait, kubbeyle ilgili olan.

KUPLİÇA

Hıçkırık.

KUPRAMİT

Amonyağı soğurmak için gaz maskelerinde kullanılan bir karışım.

KUPKURU

Çok kuru. Belirgin olmayan.

KUPLAMAK

Sepet ve benzerleri gereçlere kulp takmak, kulplamak.

KUPLAŞMAK

İmece ile iş yapmak, yardımlaşmak.

KUPÜŞMEK

Çarpışmak, tokuşmak.

KUPEYİN

Zenginken yoksul düşen.

KUPAŞMAK

İmece ile iş yapmak, yardımlaşmak.

KUPLİKA

Hıçkırık.

KUPDÜŞDÜ

Bir armut çeşidi.

KUPREMİ

Kanda bakır bulunması.

KUPÜLDEMEK

Lamba sönecek gibi olmak.

  -   -   -  

Anlamında KUP bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde KUP geçen kelimeler listesi verilmiştir.

YILMAZ

Bir işten gözü korkup vazgeçmeyen, yılmayan.

KURCALAMAK

Ellemek, karıştırarak bakmak. Sivri bir şey sokup karıştırarak zorlamak. Bir konuyu araştırmak, üstünde durmak, eşelemek. Meşgul ve rahatsız etmek. Karıştırıp azdırmak, tahriş etmek.

ÇİVİTLEMEK

Çamaşırı çivitli suya sokup sarılığını gidermek.

BASIRGANMAK

Uykuda korkup, sıçrayarak uyanmak.

KAPAMAK

Bir açıklığı örtmek için bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek. Tıkamak, içini doldurmak. Ortalıktan alıp saklamak. Bir yere sokup dışarı çıkmasına engel olmak, hapsetmek. Su, elektrik gelişini kesmek. Karşılamak, denk gelmek. Hava bulutlarla kaplanmak, sıkıntılı bir hâl almak. Üzerinde durmamak, bir şey üzerinde konuşmayı bırakmak. Geçişi engellemek. Bir şeyin görünmesine engel olmak. Çalışamaz, görev ve iş yapamaz duruma getirmek.

ERİTROKUPREİN

Hemokuprein.

DANGİRİK

Kupkuru, çok kuru. Kedi, köpek gibi hayvanların boyunlarına takılan küçük çıngırak.

KESİK

Kesilmiş olan. Aralıklı. Gazete, dergi vb.nden kesilmiş yazı, kupür. Takım kadrosuna alınmamış (oyuncu). Kısa. Çiğ sütten yapılmış olan yağsız peynir, çökelek, ekşimik. Tarla, bağ ve bahçe çevresine açılan hendek. Kesilerek bozulmuş olan. Parası olmayan. Kesilmiş olan yer. Tutkun, hayran.

BORUŞ

Ufak su bardağı, kupa. Elmas gerdanlık.

OPALİN

Opali andıran camdan yapılmış vazo, kupa vb.

ALEVYİYEN

Ağzındaki özel bir karışım yoluyla alev çıkaran ya da alev alev yanan çırayı ağzına sokup söndüren kişiye verilen ad.

BİTLER

Kanatlılar alt sınıfına giren, ağız yapıları sokup emmeye elverişli, memelilerde yaşayan ve kanla beslenen bir böcek takımı.

ÜRKMEK

Bir şeyden korkup sıçramak, tevahhuş etmek. Ağaç meyve vermemek. Çekinmek. Şaşkınlık ve korku duymak.

YILMAK

Bir işten gözü korkup vazgeçmek. Bıkmak, usanmak.

BÜNYAMİN

Yakup Peygamber'in en küçük oğlunun adı.

YÜREK

Kalp. Mide, karın, iç. Kupa. Bir kimsenin ruhsal yönü, gönül. Acıma duygusu. Herhangi bir şeyden çekinmeme, korkmama, yüreklilik, korkusuzluk, cesaret.

ÇAKMAK

Taşa vurulup kıvılcım çıkarılan çelik parçası. Vurarak sokup yerleştirmek. Anlamak, bilmek. Tabanca veya tüfeklerde bulunan tetik düzeni. Sınavda başarısız olmak. Vurmak. Çelik, taş, cam, plastik vb. maddeden yapılmış gaz veya benzinle dolu tutuşturma aleti. İçki içmek. Saplamak. Parıldamak, ışık vermek. Sezinlemek, anlamak, farkına varmak. Kazık çakıp hayvan bağlamak. Kuruduğunda kalın kabuk bağlayan kabarcıklarla beliren ve genellikle yüzde çıkan bir deri hastalığı. Bir şeyi başka bir şeye sürtmek, vurmak veya çarpmak. Çivi ile tutturmak. Kabul etmeyeceği bir şeyi kurnazlıkla kabul etmesini sağlamak.

APİOSOMA

Silindirik, konik veya ayaklı kupa biçiminde vücuda sahip, serbest yüzeyinde oldukça az sayıda kirpik bulunan, üçgen, yuvarlak veya yumurta biçiminde makronükleusa sahip silli bir protozoon cinsi.

TÜRKKIYMASI

Yumuşak, esnek ve dayanıklı bir sünger türü, ipek süngeri, türkkupası.

BASKETBOL

Beşer kişilik iki takım arasında topu 3 metre yükseklikteki karşılıklı duran ağ geçirilmiş iki sepetten birine sokup sayı kazanmak esasına dayanan bir oyun, basket, sepet topu.