Kelimeler arşivinde; içinde "ızgın" olan, toplam 11 tane kelime bulunuyor. İçerisinde ızgın bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu ızgın ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında ızgın olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
KIZGINLAŞMAK
KIZGINLAŞMA, KIZGINYİĞİT
KIZGINLIK, KIZGINBEY, KIZGINDAM
BIZGINCI, KIZGINOK
IZGINLI
KIZGIN
IZGIN
IZGIN
Tohumlarından yağ çıkarılan bir bitki (Eruca cappadocica).
KIZGINOK
Kızmış, öfkelenmiş kimse.
KIZGINLIK
Kızgın, ısınmış olma durumu. Öfkeli olma durumu. Hayvanların çiftleşme isteği.
KIZGINDAM
Hamam : Yarın kızgındama gidelim.
KIZGINLAŞMAK
Kızgın duruma gelmek.
BIZGINCI
Mızıkçı.
KIZGIN
Çok ısınmış, ısıtılmış ya da kızdırılmış. Eş arayan (hayvan). Kızmış olan, öfkeli, mütehevvir. Kızışık, zorlu, sert, şiddetli.
KIZGINBEY
Öfkeli, kızmış bey.
KIZGINLAŞMA
Kızgınlaşmak işi.
IZGINLI
Ateşli ve heyecanlı kişi.
KIZGINYİĞİT
Kızmış, öfkelenmiş yiğit kimse.
Bu bölümde tanımı içerisinde IZGIN geçen kelimeler listesi verilmiştir.
BOZUK
Bozulmuş olan. Kızgın, sıkıntılı. Madenî para, bozuk para. Görevini yapamaz duruma gelmiş (organ). Türk halk müziğinde, bağlamadan biraz büyük ve meydan sazından küçük dokuz telli bir saz. Kötümser, gergin, huzursuz, karışık.
HAŞLAK
Kızgın, kaynar, çok sıcak.
DAĞLAMAK
Kızgın bir demirle hayvan derisine damga vurmak. Acısı yüreğine işlemek. Çok sıcak, soğuk veya acı bir şey yakmak. Akan kanı dindirmek veya hasta bölümleri ortadan kaldırmak için vücudun bir yerini kızdırılmış bir metal araçla yakmak.
CIZ
Çocuk dilinde ateş. Kızgın yağın içine bir şey atıldığında çıkan ses.
AKITMA
Akıtmak işi, isale. Enli bilezik. Un, süt, yağ, yumurta, şeker veya pekmezle yoğrularak cıvık bir duruma getirilen hamurun kızgın sac üzerinde pişirilmesiyle yapılmış olan bir tatlı türü. Hayvanların, özellikle atların alınlarında bulunan ve burunlarına doğru uzanan beyaz leke.
CELAL
Büyüklük, ululuk. Öfke, kızgınlık.
HIRSLI
Açgözlü, muhteris. Öfkeli, kızgın.
GAYRİMEMNUN
Memnun olmayan, kızgın, hoşnutsuz, küskün, kırgın, sızlanan.
GAZAPLI
Öfkeli, kızgın, hiddetli.
HEYECAN
Sevinç, korku, kızgınlık, üzüntü, kıskançlık, sevgi vb. sebeplerle ortaya çıkan güçlü ve geçici duygu durumu. Coşku.
DOLGUN
Dolarak biçimi yuvarlaklaşmış. Çok, bol, fazla, yüksek (ücret, para vb.). Şişkin. Balıketinde. Öfke, kızgınlık, kırgınlık vb. duygularla dolu.
HIRS
Sonu gelmeyen istek, aşırı tutku. Öfke, kızgınlık.
GAZAP
Öfke, kızgınlık, hiddet.
DÖKMEK
Sıvı veya tane durumunda olan şeyleri bulundukları kaptan başka bir yere boşaltmak. Bir şeyi yok etmek için atmak. Kullanmak, harcamak, sarf etmek. Maden, mum eriyiği veya çimento, alçı vb.ni kalıba akıtarak biçim vermek, döküm yapmak. Saçmak, serpmek. Çok söylemek. Teninde kızamık, kızıl, suçiçeği hastalıklarında olduğu gibi kırmızı lekeler çıkmak. Üstünde bulunan bir şeyi düşürmek. Bir yere çokça bir şey yığmak, taşımak. Açığa vurmak, söylemek, ortaya koymak. Belli bir yere boşaltmak. Bir işte veya bir konuyu ele alış biçiminde değişiklik yapmak. Sulu hamuru kızgın yağ veya tepsinin içine akıtarak pişirmek. Çok sayıda öğrenciyi sınavda veya bir üst sınıfa geçirmede başarısız saymak. Yakmak, tutuşturmak. Salmak, bırakmak. Bol bol vermek, ödemek, sarf etmek. Akıtmak, düşürmek.
DÖVME
Dövmek işi. Dövülerek kabuğu çıkarılmış buğday, yarma. Dövülerek yapılan. Kızgın durumdayken dövülerek biçim verilmiş (metal eşya). Vücut derisi üzerine iğne vb. sivri bir araçla çizilmek ve içine renk veren maddeler konulmak yoluyla yapılmış olan yazı veya resim.
DAĞ
Yer kabuğunun çıkıntılı, yüksek, eğimli yamaçlarıyla çevresine hâkim ve oldukça geniş bir alana yayılan bölümü. Büyük üzüntü, acı. Kızgın bir demirle vurulan damga, nişan. İyileştirmek için vücudun hastalıklı bölümüne kızgın bir araçla yapılmış olan yanık.
HIRLAMAK
Hırıltıyla ses çıkarmak. Köpek, saldırmadan önce hırıltıyla ses çıkarmak. Kızgınlıkla ters konuşmak.
HIŞIMLANMAK
Öfkelenmek, kızgın duruma gelmek.
HIŞIMLI
Öfkeli, kızgın, sinirli.
HAR
"Düşüncesizce ve hesapsızca harcamak, bol bol harcayıp tüketmek" anlamlarındaki har vurup harman savurmak deyiminde geçen bir söz. Sıcak, kızgın, yakıcı.