İçinde IRLAMAK geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "ırlamak" olan, toplam 52 tane kelime bulunuyor. İçerisinde ırlamak bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu ırlamak ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında ırlamak olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

13 harfli kelimeler

CONKABIRLAMAK

11 harfli kelimeler

PIRPIRLAMAK, ÇILBIRLAMAK, ÇILDIRLAMAK, GILDIRLAMAK, GINDIRLAMAK, KILDIRLAMAK, KINDIRLAMAK, KINTIRLAMAK, MISMIRLAMAK, GIRGIRLAMAK, ÇIRÇIRLAMAK, TANSIRLAMAK, YILBIRLAMAK

10 harfli kelimeler

SATIRLAMAK, ŞAPIRLAMAK, ZAVIRLAMAK, KIĞIRLAMAK, IRGIRLAMAK, HAVIRLAMAK, HASIRLAMAK, ŞAVIRLAMAK, GICIRLAMAK, ZANIRLAMAK, CIBIRLAMAK, ÇAYIRLAMAK, HATIRLAMAK, HAZIRLAMAK, SIFIRLAMAK, SINIRLAMAK, AFKIRLAMAK, CIMIRLAMAK, BASIRLAMAK

9 harfli kelimeler

AĞIRLAMAK, AHIRLAMAK, AŞIRLAMAK, AGIRLAMAK

8 harfli kelimeler

KIRLAMAK, CIRLAMAK, TIRLAMAK, ŞIRLAMAK, FIRLAMAK, HIRLAMAK, MIRLAMAK, PIRLAMAK, ÇIRLAMAK, DIRLAMAK, SIRLAMAK, VIRLAMAK, YIRLAMAK, ZIRLAMAK

7 harfli kelimeler

IRLAMAK

Bazı kelimelerin anlamları

IRLAMAK

Türkü, şarkı söylemek, yırlamak. Sarsmak, sallamak. Şarkı, türkü söylemek. Kendi kendine söylenmek. Köpek saldırmadan önce hırlamak. Süslemek. Çağırmak. Sallamak. Şarkı söylemek, teğanni etmek.

GIRGIRLAMAK

Gırgırla süpürmek.

ÇIRÇIRLAMAK

Pamuk, keten, kendir vb. bitkisel dokuma ham maddelerini çekirdek veya kabuklarından temizlemek.

GINDIRLAMAK

Yuvarlamak.

KINTIRLAMAK

Bir işten ya da bir yerden yavaşça sıvışmak : İşi görünce Hasan kıntırladı.

ÇILBIRLAMAK

Hayvanları yürütmek için dizginleriyle vurmak.

SATIRLAMAK

Üzerine yazı yazılacak kâğıdı satırlık üzerine koyarak hafifçe bastırmak ve böylece kâğıt yüzeyinde kabarık bir iz elde etmek. a. bk. satırlık.

GILDIRLAMAK

Yuvarlamak.

KINDIRLAMAK

Yuvarlamak, yuvarlaya yuvarlaya götürmek. Yuvarlanmak.

CONKABIRLAMAK

Cevizlerin kabuğunu soymak.

TANSIRLAMAK

Bitki dalları, yaprakları ya da hayvan tüyleri dökülmek : İnekler baharda bakımsızlıktan tansırladı.

YILBIRLAMAK

Yel gibi hızla gelmek.

KILDIRLAMAK

Yuvarlamak, yuvarlaya yuvarlaya götürmek.

ÇILDIRLAMAK

Oyun oynarken iki kişinin arasından geçerek birinin oyundan çıkmasını sağlamak.

MISMIRLAMAK

Canını yakmak, çok dövmek.

PIRPIRLAMAK

Yanıp sönmek.

  -   -   -  

Anlamında IRLAMAK bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde IRLAMAK geçen kelimeler listesi verilmiştir.

CIRLAMA

Cırlamak işi.

ANMAK

Birini veya bir şeyi akla getirerek sözünü etmek veya onu düşünmek, zikretmek, hatırlamak. Adlandırmak. Bir armağanla birinin gönlünü almak.

ÇIKMAK

İçeriden dışarıya varmak, gitmek. Süresi dolduğunda ayrılmak. Gerçekleşmek. Yayılmak, duyulmak. Yerinden oynamak. Görünür ya da belli bir durumda bulunmak. Bir iddia ile ortalıkta görünmek. Belirmek, tanınmak. Meydana gelmek. Yayılmak. Niteliği sonradan anlaşılmak. Gelmek. Giderilmek, yok olmak. Yetkili birinin makamına iş için gitmek. Bir şeyin yukarısına doğru yürümek. Artırmak, fiyatı yükseltmek. Bir konu yetkililerce karara bağlanmak. Mal olmak. Bir durumla ilgili niteliklerini yitirmek, bir durumdan başka bir duruma geçmek. Büyük abdest bozmak. Karaya ayak basmak. Oyunda herhangi bir rolü oynamak. Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek. Yükselmek, artmak. Herhangi bir durumda olduğu anlaşılmak. Yetişecek ölçüde olmak. Harcamak zorunda kalmak. Eksilmek. Ay veya mevsim geçmek. Bir inceleme, bir araştırma sonucu bulmak. Binaya kat eklemek. Erişmek, görmek. Bulunduğu yerden fırlamak, kopmak. Sıyrılmak, ayrılmak. Olmak, bulunmak, var olmak. Bulunduğu yeri bırakıp başka yere geçmek, taşınmak, ayrılmak, ilgisini kesmek. Yapılmak, yürümek. Bitmek, büyümek, sürmek. Karşı gelebilmek, boy ölçüşmek. Bir yere ulaşmak, varmak. Bir sebeple bulunulan yerden ayrılmak. Talihine veya payına düşmek, isabet etmek, vurmak. Piyasaya sürülmek. Oluşmak, olmak. Sesini yükseltmek. Bir şeyin düzeni bozulmak, eskisinden daha değişik, kötü bir duruma girmek. Bulaşmak. Ay, Güneş görünmek. Bir meslek veya bilim kurumunda okuyup yetişmek, mezun olmak. Verilmek. Vermeye katlanmak. Flört etmek. Davranışta herhangi bir niteliği bulunmak. Unutmak. Yayımlanmak. Yeni yetişip satışa sunulmak.

DÖNMEK

Kendi ekseni üzerinde ya da başka bir şeyin dolayında hareket etmek. Sapmak. Bir şeyi andıracak duruma girmek, benzemek. Geri gelmek, geri gitmek. Kendini bir yandan bir yana çevirmek. Sınıfta kalmak. Bırakılan bir konu veya işe başlamak. Belirli bir yerde dolaşmak. Yönelmek. Söz konusu etmek, hatırlamak. Durumdan duruma geçmek, değişmek, olduğundan daha değişik bir durum almak, benzemek. Hileyle, gizlice yapılmak. İnanç, din veya düşüncesini değiştirmek. Yönetilmek, düzene konulmak, çekip çevrilmek.

DÜZEMEK

Herhangi bir karışımı istenilen orana göre hazırlamak, karışımın dozunu belirlemek.

BİLMEK

Bir şeyi anlamış veya öğrenmiş bulunmak. Saymak. İşine gelmek, uygun bulmak. Sanmak, varsaymak, farz etmek. -a / -e ekli fiillerle yeterlik bildiren birleşik fiiller oluşturur. Bir iş yapmaya alışmış olmak, elinden gelmek. İnanmak. Sorumlu tutmak. Bir bilim veya sanat dalında yeterli olmak. Tanımak, hatırlamak.

BULMAK

Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak. Cezaya uğramak. Kaybedilen bir şeyi yeniden ele geçirmek. Bir şeyi elde etmek. İstenilen şeye kavuşmak, nail olmak. Varlığı bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkarmak, keşfetmek. Bir yere, bir noktaya erişmek, ulaşmak. İlk kez yeni bir şey yaratmak, icat etmek. Hatırlamak. Sağlamak, temin etmek. Seçmek. Herhangi bir görüşe, bir yargıya varmak.

DÜZENLEMEK

Düzenli, düzgün duruma getirmek, düzen vermek, tanzim etmek. Düzenleme yapmak. Müzik aletlerini akort etmek. Yapmak, hazırlamak.

ANIMSAMAK

Bilinip unutulan bir şeyi akla getirmek, hatırlamak.

AHIRLAMA

Ahırlamak işi.

ÇIKARMAK

Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak. Sonunu getirmek. Hatırlamak. Bulmak, ortaya koymak. Yapmak, üretmek. Giysi, ayakkabı vb.ni vücuttan ayırmak, soymak. Bir müzik parçasını notalarıyla çalmak. Boşaltmak. Sunmak. Göstermek. Üçüncü bir sayı elde etmek üzere belli bir sayıdan, daha az değerli başka bir sayı kadar birim eksiltmek, tarh etmek. Gidermek. Fotoğraf çektirmek. Resim yapmak. Söylemek. Öfke, hırs, acı vb.nin zararını çektirmek. İlgisini keserek uzaklaştırmak. Sağlamak, elde etmek. Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek. Sindirim yolundan dışarı atmak, kusmak. Gibi göstermek, bir davranış yüklemek. Yayımlamak. Yollamak, göndermek.

BELİRLEMEK

Belirli duruma getirmek, belirli kılmak, tayin etmek. Bir kavramı, ayırıcı bir öge ekleyerek sınırlamak, kapsam bakımından daraltmak, genellemek karşıtı. Yeni bir kavramı, özünü oluşturan ögeleri açıklayarak tanımlamak, sınırlamak.

AĞIRLAMA

Ağırlamak işi, ikram, izaz. Gelin veya güveyi karşılanırken çalınan kıvrak bir hava.

ÇAYDANLIK

Çay hazırlamak için kullanılan mutfak eşyası.

ÇAYIRLAMA

Çayırlamak işi.

AŞEVİ

Lokanta. Düğün, nişan vb. toplantılarda, verilecek yemekleri hazırlamak için geçici olarak mutfak gibi kullanılan yer. Yoksullara parasız yemek yedirilen veya dağıtılan yer, aşhane. Tekkelerde yemek pişirilen yer.

BÜTÇELEMEK

Bütçe yapmak veya hazırlamak.

ANIKLAMAK

Hazırlamak.

ANMA

Anmak işi, yâd. Ölmüş bir insanı hatırlamak için yapılmış olan tören, ihtifal.

DİZMEK

Bazı nesneleri iplik, tel vb.ne geçirmek. Yan yana veya üst üste sıralamak. Harfleri yan yana getirerek yazı düzenlemek. Düzenlemek, hazırlamak.