İçinde ÖZDAĞ geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "özdağ" olan, toplam 2 tane kelime bulunuyor. İçerisinde özdağ bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu özdağ ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında özdağ olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

Bazı kelimelerin anlamları

ÖZDAĞ

Özü dağ gibi yüce olan kimse.

GÖZDAĞI

Sonradan verilecek bir ceza ile korkutma, yıldırma, tehdit.

  -   -   -  

Anlamında ÖZDAĞ bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde ÖZDAĞ geçen kelimeler listesi verilmiştir.

IMESEM

Gözünü korkutma, gözdağı.

ZILGIT

Korkutma, çıkışma, gözdağı, azarlama. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin bazı yerlerinde genellikle düğünlerde eğlenmek amacıyla dili ağız içinde değişik bir biçimde oynatarak ahenkli bir ses çıkarma.

ÖFKE

Engelleme, incinme veya gözdağı karşısında gösterilen saldırganlık tepkisi, kızgınlık, hışım, hiddet, gazap.

KORKUTMAK

Korkmasına yol açmak. Gözdağı vermek. Kaygıya düşürmek.

PAYGAM

Birine gizlice gözdağı verme.

IZGIRIM

Gözdağı, korkutma.

YILDIRMAK

Gözdağı vermek.

ZAVIRLAMAK

Paylamak, çıkışmak. Gözdağı vererek bir yere, bir işe salmak.

PARPI

Hastalanan insan ya da hayvanları, ocak denilen kimselerce, ev ilaçlarıyla ve okuyarak iyileştirme işlemi. Paylama. Dayak. Hak edilen kötü son, ceza. Korku, korkulu durum, sıkıntı. Korkutma, gözdağı. Sopa. Hasta insan ya da hayvanı ocak denilen kimselere okutarak ya da ev emleriyle iyileştirme. Fundalık.

TEHDİT

Gözdağı.

SODRET

Ders, gözdağı.

PARPILLAMAK

Kuduz köpeğin ısırdığı kimseyi iyileştirmeye çalışmak. Mısır, biber, soğan ve benzerleri yiyecekleri ateşte az pişirmek, börttürmek. Onarmak düzeltmek. Korkutmak, gözdağı vermek.

HIŞTINMAK

Bir şeyi bırakmak, boş vermek, kendi haline bırakmak. Ses çıkarmamak, uslu durmak. Korumak, gözetmek, ilgilenmek: çocuğu hıştın. Ürkmek, korkmak. Gözdağı vermek. Önem vermek.

KORUHDURMAH

Korkutmak, gözdağı vermek.

ĞOZBASDI

Gözdağı.

ZILGITLAMAK

Döverek ya da azarlayarak gözdağı vermek. Kışkırtmak. Topluca sevinç sesleri çıkarmak.

ZAVURLAMAK

Gözdağı vererek bir yere, bir işe salmak. Gürültüyle rahatsız etmek.

ZILKIT

Paylama. Korkutma, gözdağı verme. Güç, baskı.

PARPULAMAK

Dövmek, döverek korkutmak. Kuduz köpeğin ısırdığı kimseyi iyileştirmeye çalışmak. Hastayı ev ilaçlarıyla ve okuyup üfleyerek, kurşun dökerek, yarayı dağlayarak iyileştirmeye çalışmak (ocak denilen halk hekimlerince). Gözdağı vermek. İyice dövmek.

GÖRÜNMEK

Görülür duruma gelmek, görülür olmak, gözükmek. Azarlamak. Gözdağı vermek. İzlenim uyandırmak. Benzemek, görünüşünde olmak.