Kelimeler arşivinde; içinde "yinmek" olan, toplam 5 tane kelime bulunuyor. İçerisinde yinmek bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu yinmek ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında yinmek olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
YİNMEK
Yenmek, üstün gelmek. İnmek. Çürümek, aşınmak.
GİYİNMEK
Giymek. Giysiyi belli bir yerden almak veya belli bir yerde diktirmek. Ağır bir söze veya davranışa, sesini çıkarmadan içerlemek.
İYİNMEK
Basur, dizanteri, kanlı ve sancılı iç sürgünü. Ikınmak. Sığınmak. Hastalıktan kurtulamamak.
GEYİNMEK
Alay etmek: Ayşe Fatma'yı geyiniyor. Cezalanmak. Giyinmek.
YİYİNMEK
Yemek yemek.
Bu bölümde tanımı içerisinde YİNMEK geçen kelimeler listesi verilmiştir.
GUŞANMAK
Kuşanmak. Giyinmek, kuşanmak. Eski türkçe koşmak kuşanmak. Kuşanmak, giyinmek.
GİRİNMEĞ
Giyinmek.
TUNTUR
Yeni, temiz, düzenli (giyinmek için): Bu köyün insanları hep tuntur giyiniyor. Yakışıklı.
URUNMAK
Giyinmek. Takınmak. Konulmak, oturtulmak, takılmak.
GEYNAMAK
Giyinmek.
VURUNMAK
Kendine vurmak. Giyinmek, örtünmek. Koymak.
KUŞANMAK
Beline kuşak, kılıç, kemer vb. şeyler bağlamak. Giyinmek.
ZARLANMAK
Acıdan inlemek, ah vah ederek yaşamak. Çarşaf giyinmek, çarşaflanmak. Ağlayıp sızlamak.
URMAK
Vurmak. Çalmak. Kuyudan su çekmek için kullanılan ağaç kova. Vurmak (bk. vurmak). Çalmak, söylemek. Vurmak, çarpmak. Vurmak, baskın yapmak, gasp ve yağma etmek. Belli bir sesi yüksek olarak çıkarmak, haykırmak. Giydirmek, giyinmek, takmak. Vazetmek, koymak. Sokmak, batırmak, delmek, yaralamak. Nişan alarak atmak. İfade etmek, beyan etmek, bildirmek. Sürmek. 1. Tesir etmek.
KEYMEK
Giymek. Koymak. Giymek, giyinmek.
GİYİNME
Giyinmek işi.
GİYİNİVERMEK
Çabucak veya kısa sürede giyinmek.
GEÇİRMEK
Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak. Bir gereksinimi eldeki imkânla karşılamak. Bir şeyi kendisine ayrılmış olan yere yerleştirmek, takmak. Zaman harcamak. Giymek, giyinmek. Birine kötü söz söylemek. Bir işi birden çok kişi üzerinde uygulamak. Bir şeyi bir yerden başka yere taşımak, nakletmek. Alışverişte aldatmak, kötü mal satmak, kazıklamak. Bir süre yaşamak, oturmak, kalmak. Herhangi bir durumu yaşamış olmak. Tespit etmek, yazmak, kaydetmek. Bir şeyi bir yandan öbür yana götürmek. Yola çıkan birini uğurlamaya gitmek, selametlemek, teşyi etmek. Etmek, yapmak. Hastalık bulaştırmak. Vurmak.
GİYECEKLENMEK
Giyinmek, üzerine giyecek almak.