Kelimeler arşivinde; içinde "tanıt" olan, toplam 35 tane kelime bulunuyor. İçerisinde tanıt bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu tanıt ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında tanıt olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
TANITLAYABİLMEK
TANITLAYABİLME, TANITILABİLMEK
TANITILABİLME
TANITIVERMEK, TANITABİLMEK, TANITMACILIK
TANITTIRMAK, TANITLANMIŞ, TANITIVERME, TANITABİLME, TANITLANMAK, TANITICILIK
TANITLAYIŞ, TANITILMAK, TANITIMCIK, TANITLANMA, TANITLAMAK, TANITMALIK, TANITLANIŞ, TANITTIRMA
TANITLAMA, TANITMACI, TANITILIŞ, TANITILMA
TANITMAK, TANITSIZ, TANITICI
TANITAÇ, TANITIM, TANITIŞ, TANITMA, TANITLI
TANITI
TANIT
TANIT
Tanıtlamaya yarayan belge veya herhangi bir şey, beyyine, hüccet. Öne sürülen bir şeyin doğruluğunu göstermede izlenen düşünce süreci.
TANITLANMIŞ
müsbet (karş. olumlu).
TANITIVERME
Tanıtıvermek işi.
TANITLAYIŞ
Tanıtlama işi.
TANITIVERMEK
Hemen tanıtmak.
TANITMACILIK
Tanıtmacının işi, takdimcilik.
TANITLANMAK
Tanıtlama işi yapılmak veya tanıtlama işine konu olmak, ispatlanmak.
TANITLAYABİLME
Tanıtlayabilmek işi.
TANITTIRMAK
Tanıtma işini yaptırmak.
TANITILABİLMEK
Tanıtılma imkânı veya olasılığı bulunmak.
TANITABİLME
Tanıtabilmek işi.
TANITILABİLME
Tanıtılabilmek işi.
TANITILMAK
Tanıtma işine konu olmak, takdim edilmek.
TANITLAYABİLMEK
Tanıtlama imkânı veya olasılığı bulunmak.
TANITICILIK
Tanıtıcı olma durumu.
TANITABİLMEK
Tanıtma imkânı veya olasılığı bulunmak.
Bu bölümde tanımı içerisinde TANIT geçen kelimeler listesi verilmiştir.
DOĞRULAMA
Doğrulamak işi, teyit, tasdik, konfirmasyon. Bir varsayımın doğruluğunu denetlemek için deney ve mantıksal tanıtlama yoluyla yapılmış olan işlemlerin bütünü.
DAYANAK
Dayanılacak şey, istinatgâh, mesnet. Destek, dayanak noktası. Bir gerçekliğin onaylanması için olayların arkasında veya altında bulunan şey, kendisine bir şey yüklenilen, bir varlığa destek olan, altta bulunan temel. Bir iddiayı güçlendirmeye yarayan tanıt.
DEMONSTRASYON
Tanıtım gösterisi.
DÖVİZ
Ülkeler arası ödemelerde kullanılabilecek para, çek, poliçe vb. her türlü ödeme aracı. Herhangi bir konuyu tanıtma, duyurma, propaganda yapma amacıyla üzerine yazı yazılmış bez veya karton. Yabancı ülke parası.
DEFİLE
Giyecekleri tanıtmak amacıyla mankenlerin yaptıkları gösteri, giyim gösterisi.
BELGİT
Senet. Bir önermeyi tanıtlamak için gösterilen ve daha önce doğru diye kabul edilen başka önerme, hüccet, burhan.
AVCI
Avı kendine iş edinen kimse. Bir şeyi büyük bir istekle izleyen ve bulup ortaya çıkaran, tanıtan kimse. Gökyüzünün güneyinde bulunan bir takımyıldız, Cebbar, Orion. Başka hayvanları yakalamakta usta olan (hayvan).
FRAGMAN
Tanıtma filmi.
BAŞLIK
Genellikle başı korumak için giyilen şapka, serpuş. Tekerlek parmaklarının çakılı olduğu kısım. Bir sütunun, bir direğin tepeliği. Kâğıt veya zarf üstüne basılmış ad ve adres, antet. Tablaların veya iş parçalarının düzgün kalmasını sağlamak amacı ile baş taraflarına takılan parça. Bir yazının, bir kitabın bölümlerinin başına konulan ve konuyu kısaca tanıtan ibare, serlevha. Başlık parası. Üst giysilerinin yakalarına takılı başlık, kapüşon. Hayvan koşumunun başa geçirilen bölümü.
ENFORMASYON
Danışma, tanıtma. Haber alma, haber verme, haberleşme.
İSPAT
Tanıt ve kanıt göstererek bir şeyin gerçek yönünü ortaya çıkarma, kanıtlama, tanıtlama, tanıt.
CINGIL
Küçük üzüm salkımı. Boncuk, gümüş veya altın para ile yapılmış, başlığa veya giysiye takılan süs. Radyo programları öncesinde veya sonrasında çalınan, tanıtıcı, özel müzik parçası.
DİYALEL
Bir önermeyi başka bir önerme ile tanıtlamak yoluyla yapılmış olan sofizm, üstü örtülü bir tür kısır döngü.
ALFABE
Bir dilin seslerini gösteren, belirli bir sıraya göre dizilmiş belli sayıda harfin bütünü, abece, yazı. Bir işin başlangıcı. Bir dilin harflerini tanıtarak okuma öğrenmeyi sağlayan kitap.
CAZGIR
Güreşecek olan pehlivanları yüksek sesle izleyicilere tanıtan ve dua okuyarak onları alana süren kimse. Fitneci.
HÜCCET
Belgit. Tanıt.
GEZDİRMEK
Birinin gezmesini sağlamak, dolaştırmak. Tanıtmak amacıyla dolaştırmak. Herhangi bir biçimde giydirmek. Sürterek, değdirerek hareket ettirmek. Bir şeyi başka bir şeyin üzerinde dolaştırarak dökmek. Bir şeyi herkesin alması için dolaştırmak, sunmak.
GİRİŞ
Girme işi. Bir bilime hazırlık amacıyla yazılan eser. Bir eserin konusunu tanıtarak kolay kavranmasını sağlayan, ön sözden sonra yer alan bölüm, methal. Bir müzik parçasında baştaki bölüm, methal. Bir anlatımda gelişme bölümüne hazırlık yapmayı sağlayan bölüm. Bir yapıda içeri geçilen yer, methal, antre.
GÖSTERMELİK
Gösterişi olan. Gerekli olduğu için değil, iş olsun diye yapılan. Tanıtım amacıyla hazırlanmış (nesne).
GÖSTERİ
İlgi, dikkat çekmek için bir topluluk önünde gösterilen beceri veya oyun. Bir şeyi tanıtmak amacıyla yapılmış olan sunum, demonstrasyon, demo. Birinin, bir topluluğun kendi duygusunu gösteren sözü veya davranışı, tezahürat. Sinema veya tiyatroda film, oyun gösterme işi. Genellikle şarkı, dans vb. eğlence türlerin yer aldığı eğlence, şov. Bir istek veya karşı görüşün, halkın ilgisini çekecek biçimde topluca ve açıkça yapılması, nümayiş.