İçinde SULAMA geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "sulama" olan, toplam 13 tane kelime bulunuyor. İçerisinde sulama bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu sulama ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında sulama olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

10 harfli kelimeler

KOMSULAMAK, TAKSULAMAK, TUNÇSULAMA, YANSULAMAK, YOMSULAMAK, YUMSULAMAK

9 harfli kelimeler

PUSULAMAK, SUSULAMAK, TOSULAMAK

8 harfli kelimeler

PUSULAMA, USULAMAK

7 harfli kelimeler

SULAMAK

6 harfli kelimeler

SULAMA

Bazı kelimelerin anlamları

SULAMA

Sulamak işi. Arklar veya savaklar yardımı ile su akıtarak herhangi bir toprak bölgesini kuraklıktan kurtarma.

TAKSULAMAK

Köpeği saldırmaya kışkırtmak.

KOMSULAMAK

İki yüzlülük etmek, dalkavukluk etmek, boşboğazlık etmek.

YUMSULAMAK

Sözü, davranışı yineleyerek eğlenmek, alay etmek.

YANSULAMAK

Sözü yineleyerek alay etmek.

TOSULAMAK

Güç ve hırıltılı soluk almak.

PUSULAMA

Pusulamak işi.

SUSULAMAK

Bahçe ya da bostan sulamak.

TUNÇSULAMA

Çeşitli alaşımlara, kimyasal ve ısıl yöntemlerle tunç rengi kazandırma işlemi.

SULAMAK

Toprak, bitki, hayvan vb.ne su vermek. Hayvana su vermek, suvarmak. Para ödemek, vermek, harcamak.

PUSULAMAK

Pusu konumuna veya durumuna getirmek.

YOMSULAMAK

Alay etmek: İşi gücü adam yomsulamak.

USULAMAK

Uslanmak.

  -   -   -  

Anlamında SULAMA bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde SULAMA geçen kelimeler listesi verilmiştir.

CILBAN

Yabani bezelye. Burçak. Sulama işinde kullanılan suyun devamlı ve düzenli akmasını sağlayan su yollarını idare eden memur.

CİRİLDEMEK

Bahçe sulamak.

BADARNA

Toprak sulamaya mahsus cetvel, büyük evlek.

SÜZGEÇ

Sıvıları süzmeye yarayan araç, süzek. Bir akışkandaki yabancı maddeleri süzüp ayıran alet veya aletlerden oluşan düzenek, süzek, filtre. Sulama kovasının ucuna takılan, küçük delikli metal parça.

ÇALPARACI

Belediye sulama işine memur edilen adam, su bekçisi.

BÖĞÜRLEMEK

Arada kalan tarlayı sulamak.

ANDAN

Bahçe, bağ ve bostanda sulamayı kolaylaştırmak için, toprağın eğimine göre ayrılmış parçalar, maşala, evlek. Mademki, sonra, bakalım. Ondan. Tuzsuz pirinç lâpası. Ona. Sonra, ondan sonra. Ondan Ötürü. Oradan. Onunla.

ARAZÖZ

Yolları ve yol kenarlarındaki yeşillikleri sulamakta kullanılan araç.

SULATMAK

Sulama işini yaptırmak.

ANDAL

Bahçe, bağ ve bostanda sulamayı kolaylaştırmak için, toprağın eğimine göre ayrılmış parçalar, maşala, evlek. Evlek sınırı. Bahçe ve bostanlarda evlekler arasındaki su yolu, ark. Sulanan tarla veya bostanda evleklerin suyla dolması, göllenmesi hali: Bahçe andallanıncaya kadar suyu kesme. Pirinç ekmeye elverişli akıntısız, sulak yer, bataklık. Fındığın dövülme zamanı yapılan 40-50 cm. yüksekliğinde ve 80-100 cm. enindeki kabuklu fındık yığını. Tırpan veya makine ile biçilen ekin sapı yığını: Tarlada üç andal ziyan olmuş. Orman içindeki ince uzun mera. Sersem, budala: Ahmet bu sıralarda andallaştı. Filan, falan: Sofraya ekmek, kaşık, andal geldi mi?. Seyrek, aralıklı yapılan iş veya dikiş: Ahmet tarlasını andal sürmüş. Bağ, bahçe sulamak için yapılan hendek, ark. Üzüm bağlarında evlek sırası. Derin su kanalı (Çayağzı). Tütün fidelerinin yetiştirildiği evlek. (Çakallı, Konak, Samsun).

SÜZGÜ

Delikli çanak. Balıkçı kepçesi. Fide sulamak için tenekeden yapılan, ucunda süzgeci olan kap.

SAKA

Evlere, çeşmeden su taşımayı iş edinmiş olan kimse. Baygınlık, kendinden geçme durumlarına yol açan bir hastalık. Saka kuşu. Kırsal bölgelerde sulama işlerini düzenleyen ve denetleyen kimse.

SUVARIM

Bir suvarmada veya sulamada verilen su miktarı.

ANBAL

Bağ evleği. Sulamayı kolaylaştırmak üzere, toprağın durumuna göre yapdan parça parça düz yer.

YAĞMURLAMAK

Hava yağmura çevirmek, yağmur yağacak gibi olmak. Yağmur biçiminde sulamak.

KANAL

Bazı bölgeleri sulamak, kurutmak amacıyla veya gemilerin işlemesine elverişli, insan eliyle açılmış su yolu. Telefon, telgraf, radyo, televizyon vb. araçlarla iletişimi sağlayan yol, hat. Tahtanın liflerine dik yönde açılan kırlangıç kuyruğu biçimli girinti. İki kıyı arasındaki dar ve derin deniz. İçinden damar, sinir veya bir sıvı geçen yol.

BARAJ

Suyu toplama, sulama ve elektrik üretme amacıyla akarsu üzerine yapılmış olan bent. Herhangi bir alanda başarıyı tespit etmek için gerekli olan şart. Futbol veya hentbolda serbest atışı yapacak oyuncunun önünde karşı takım oyuncularının yan yana dizilip oluşturdukları set.

ÇAVDIRMA

Tarlayı baştan savma sulama. İsabetsiz anlamında kullanılır: Kurşun çavdırma gitti. Akar suyun kollara ayrıldığı yer, savak. Eğere bağlı kolanın çok sıkılmasından, hayvanın karnında meydana gelen şişlik.

GÖLET

Birikinti suların sulamak amacıyla genellikle bir set ardında toplandığı küçük göl, gölcük, gölek, büvet, büğet. İçinde ham deri ıslatılan taş havuz.

SULANMAK

Sulama işi yapılmak. Suyu çoğalıp yoğunluğu azalma. Sulu duruma gelmek. Göz yaşarmak. Birine karşı duyulan cinsel isteği kendisine sezdirmek, yeşillenmek. Ciddiyetini, ağırlığını kaybetmek. İmrendiğini açığa vurmak.