İçinde SAVUNMA geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "savunma" olan, toplam 6 tane kelime bulunuyor. İçerisinde savunma bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu savunma ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında savunma olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

Bazı kelimelerin anlamları

SAVUNMA

Saldırıya karşı koyma, müdafaa. Bir kişiyi, bir düşünceyi doğru, haklı göstermeyi amaçlayan yazı veya konuşma, savunu, müdafaaname. Bir takımın, kalesini korumak için gösterdiği çaba, defans.

SAVUNMALI

Savunmayı esas alarak kurulan (oyun düzeni), defansif.

SAVUNMAK

Herhangi bir saldırıya karşı koymak, saldırıya karşı korumak, müdafaa etmek. Hareket veya düşünceyi söz ve yazı ile doğru, haklı göstermeye çalışmak. Futbolda bir takım kendi kalesini korumak için oyun süresince çaba göstermek. Yapılan bir suçlamaya veya ithama karşı kendi haklı gösterecek sebepler ileri sürmek. Bir kişiyi desteklemek, ona arka çıkmak.

SAVUNMALIK

Savunmaya yarar, tedafüi.

SAVUNMASIZLIK

Savunmasız olma durumu.

SAVUNMASIZ

Savunma gücü olmayan.

  -   -   -  

Anlamında SAVUNMA bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde SAVUNMA geçen kelimeler listesi verilmiştir.

JİUJİTSU

Güçten çok yönteme dayanan, çıplak elle yapılmış olan Japon savunma tekniği.

BASKI

Bir eserin basılış biçimi veya durumu. Bası sayısı. Belirli ruhsal etkinlik ve süreçleri, kişinin isteği dışında bilinçaltına itmesi veya bu itilenlerin bilince çıkmasını önleme durumu. Giysinin içine kıvrılıp dikilen kenarı. Bir maddeyi sıkıp ezen alet, pres. Top oyunlarında karşı takım oyuncusunun hareketini ve sonuç almasını engellemek amacıyla uygulanan yakın savunma durumu, pres. Bir eserin tekrarlanarak yapılmış olan baskı işlemlerinden her biri, edisyon. Hak ve özgürlükleri kısıtlayarak zor altında bulundurma durumu, tahakküm.

ÇÖZÜLME

Çözülmek işi. Savaşta, gerideki savunma hattına çekilmek isteyen birliğin düşmandan sıyrılması. Bir sesin boğumlanmasından sonra organların eski duruma geçmesi. Kişilik, karakter vb. bir bütünde birliğin bozulması durumu.

AVUKATLIK

Avukat mesleği. Gereksiz, boş savunma. Avukatın yaptığı iş.

KOZ

Ceviz. İskambil oyunlarında diğer kâğıtları alabilen, onlara üstün tutulan belirli renk ve işaretteki kâğıt. Başarı fırsatı olan elverişli durum, saldırış ve savunma fırsatı. Karşısındakini alt edecek etkili şey.

KORUMAK

Bir kimseyi veya bir şeyi dış etkilerden, tehlikeden, zor bir durumdan uzak tutmak, esirgemek, muhafaza etmek, vikaye etmek, sıyanet etmek. Süregelen bir durumun değişikliğe uğramasını önlemek. Güçlü bir kimse veya kuruluş, güçsüz birini veya bir şeyi desteklemek, himaye etmek. Karşılamak, denk gelmek. Bir şeyin eskimesini, yıpranmasını önlemek için gereken dikkat ve özeni göstermek. Tehlikeli, zararlı durumları önlemek. Tehlikeye karşı denetimi altında bulundurmak, savunmak, müdafaa etmek.

KAYDIRMA

Kaydırmak işi. Savunmanın belirli bir anında, oyunun güç noktasını birdenbire değiştirme. Alıcının herhangi bir araç üzerinde çeşitli yönlere hareket ettirilmesi.

DEFANS

Savunma.

KIRIM

Savunmasız insanların veya tutsakların toplu olarak öldürülmesi, katliam. Hayvanların hastalık, soğuk gibi sebeplerle ölmesi.

KONFEDERASYON

Birden fazla ülkenin genellikle dış işleri ve savunma alanlarında federasyona göre biraz daha ılımlı bir bağımlılık içinde ortak politika ve yönetim izleyip diğer alanlarda ise bölgesel yönetimlerinde serbest bulundukları devletler topluluğu. Çeşitli ortaklıkların, daha çok sendikaların kümeleşmesi.

DALIŞ

Dalma işi. Topu yakalamak amacıyla savunmadaki bir oyuncunun yatay olarak sıçraması, plonjon.

HAT

Çizgi. Yazı. Yüzü biçimlendiren çizgi ya da kırışıklık. Savunma veya saldırma amacıyla bir araya getirilmiş asker dizisi. Elektrik akımı taşıyan tel veya kablo sistemi. Biçim. Kanal. Sınır. Ulaşım sağlayan bir taşıtın uğradığı yerlerin bütünü, yol, geçek.

BEK

Sert, katı. Savunma oyuncusu. Sağlam. Hava gazı lambasının ucu.

BOĞAZKESEN

Bir boğazı savunmak için deniz kıyısında yapılmış olan hisar.

FEDERASYON

Savunma ve dış politika alanında dayanışma amacıyla birden fazla devletin bir birlik devleti içinde birleşmesi. Aynı alandaki çeşitli kuruluşları bir arada toplayan dayanışma birliği.

KESİCİ

Kesme işini yapan kimse. Futbolda savunmanın önünde görev yapan ve topu kesip dağıtan oyuncu, stoper. Kasaplık hayvanları kesen kimse. Kesme işinde kullanılan araç.

GENELKURMAY

Yurdun savunmasıyla ilgili bütün şart ve olayları göz önünde tutarak barışta ordunun eğitim ve donatımını, savaşta yüksek yönetimini düzenleyen makam, erkânıharbiyeiumumiye.

İĞNE

Dikiş dikmeye yarayan, ince, ucu sivri, bir ucunda iplik geçecek deliği bulunan çelik araç. Bitkilerde yumurtacıkla tepecik arasındaki sapçık. Oltanın ucundaki küçük çengel. Kas veya damar yoluyla vücuda sıvı bir ilacı basınçla vermek amacıyla enjektör ucuna takılan, boru biçiminde, ucu keskin metal araç. Dokunaklı söz. Bazı böceklerin kendilerini savunmak için kullandıkları organ. İki şeyi birbirine tutturmaya yarar ince, uzun, ucu sivri, metal araç. Toplu iğnenin süs olarak kullanılan, iri başlı, renkli bir türü. Genellikle kadınların süs olarak elbiselerinin göğüs, yaka vb. yerlerine taktıkları süs eşyası. Bazı araçların ucu sivri parçaları.

KISKAÇ

Bir şeyi tutup sıkıştırmaya yarayan kerpeten, pense vb. araç. Demircilerin kızgın demiri tuttukları maşa vb. araç. Açılıp kapanan eğreti merdiven. Böceklerde besin maddelerini parçalamaya ve kendilerini savunmaya yarayan organ.

FÜZESAVAR

Saldırı nitelikli füzeleri etkisiz duruma getirmek amacıyla üretilen savunma sistemi.