Kelimeler arşivinde; içinde "poli" olan, toplam 194 tane kelime bulunuyor. İçerisinde poli bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu poli ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında poli olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
POLİMERLEŞTİRİLME
POLİMERLEŞTİRMEK, FOTOPOLİMERLEŞME, HOMOPOLİSAKKARİT, LİPOPOLİSAKKARİT, MUKOPOLİSAKKARİT, POLİAKRİLONİTRİL, PSÖDOPOLİGLOBULİ
POLİMERLEŞTİRME, POLİENSEFALİTİS, POLİMORFNÜKLEER, POLİRADİKULİTİS, POLİSENSİTİVİTE, POLİVİNİLKLORİD, POLİVİNİLKLORİT, POLİYOMİYELİTİS, PSÖDOPOLİODONTİ
DEPOLİTİZASYON, APOLİPOPROTEİN, ENDOPOLİPLOİDİ, KOPOLİMERLEŞME, POLİDİYOKSANON, POLİELEKTROLİT, POLİİZOPRENOİT, POLİKEMOTERAPİ, POLİMERİZASYON, POLİPARAZİTİZM, POLİVİNİLALKOL
POLİMERLEŞMEK, POLİTİKACILIK, HİPERAPOLİZİS, POLİARTERİTİS, POLİEMBRİYONİ, POLİKOTİLEDON, POLİMİYOZİTİS, POLİNÜKLEOTİT, POLİPEPTİDEMİ, POLİSERÖZİTİS, POLİSİNUZİTİS, POLİYOMAVİRÜS
METROPOLİTEN, POLİMERLEŞME, ENDOPOLİGENİ, HİPERPOLİTİK, HİPERPOLİZİS, HİPOLİMNİYON, OTOPOLİPLOİT, POLİARTRİTİS, POLİFİYODONT, POLİMASTİGOT, POLİNÖROPATİ, POLİOKLASTİK, POLİORŞİDİZM, POLİPROPİLEN, POLİSAKKARİT, POLİSPERMİZM, POLİYOKSALEN, PSÖDOPOLİTİK, PSÖDOPOLİZİS
FOTOPOLİMER, HİPERAPOLİZ, HİPOLİMNİON, POLİAMİNLER, POLİAMİTLER, POLİDAKTİLİ, POLİDİSPERS, POLİFİLETİK, POLİGLOBULİ, POLİKLİMAKS, POLİKROMAZİ, POLİMORFİZM, POLİNÖRİTİS, POLİOSTOTİK, POLİPAREZİS, POLİPROTEİN, POLİRİBOZOM, POLİSİMETRİ, POLİSİSTRON
JEOPOLİTİK, KOZMOPOLİT, METROPOLİT, POLİETİLEN, POLİKLİNİK, POLİMERLİK, POLİTİKACI, POLİÜRETAN, ANAPOLİTİK, ANAPOLİZİS, HİDROPOLİP, HİPERPOLİZ, HİPOLİPEMİ, POLİDROZİS, POLİESTRUS, POLİHEDRON, POLİHİBRİD, POLİHİBRİT, POLİKARPİK, POLİKARYON, POLİKİSTİK, POLİKLONAL, POLİKÜLTÜR, POLİLİNKER, POLİMİKSİN, POLİMORFİK, POLİODONTİ, POLİORŞİDİ, POLİORŞİZM, POLİÖSTRİK, Devamını Oku »»
KOPOLİMER, POLİANDRİ, POLİFONİK, POLİTEİST, POLİTEİZM, LİPOLİSİS, LİPOLİTİK, POLİMERAZ, POLİDİPSİ, POLİDONTİ, POLİESTER, POLİFAGOS, POLİGENEZ, POLİNEMİK, POLİPETAL, POLİPLEJİ, POLİPLOİT, POLİSEPAL, POLİTİPİK, POLİTOKOZ, POLİTRİKİ
POLİASİT, POLİFONİ, POLİGAMİ, POLİJİNİ, POLİMERİ, POLİSİYE, POLİSLİK, POLİTİKA, POLİSEVİ, APOLİTİK, APOLİZİS, POLİAMİN, POLİAMİT, POLİFAJİ, POLİGALA, POLİKARP, POLİKSEN, POLİMELİ, POLİMORF, POLİOZİS, POLİPATİ, POLİSOMİ, POLİSPOR, POLİTELİ, POLİTİKİ, POLİTİZE, POLİÜRİK, POLİZOİK, POLİZOMİ
POLİGAM, POLİGON, POLİMER, POLİSAJ, POLİTİK, SİPOLİN, TRİPOLİ, LİPOLİZ, POLİARK, POLİFAG, POLİFİL, POLİGEN, POLİNOM, POLİPNÖ, POLİTİP, POLİTOK, POLİÜRİ, POLİZOM
POLİÇE, APOLİZ, POLİOL
POLİP, POLİS, POLİK
POLİ
POLİ
Çok, fazla. Bütün alt birimleri sitozin olan homopolimer. Bütün alt birimleri timin olan homopolimer. Bütün alt birimleri urasil olan homopolimer.
POLİMORFNÜKLEER
Parçalı çekirdek gösteren, parçalı çekirdekli. Parçalı çekirdekli lökosit.
HOMOPOLİSAKKARİT
Nişasta, selüloz gibi aynı tip monosakkarit monomerlerinden oluşmuş, dallanmış veya tek zincir durumunda olan polisakkarit, homoglikan.
POLİMERLEŞTİRİLME
Polimerleştirilmek işi.
MUKOPOLİSAKKARİT
Glikozaminoglikan.
POLİVİNİLKLORİD
Vinilkloridin polimerizasyonuyla elde edilen sentetik bir madde.
POLİVİNİLKLORİT
Bazı mıknatıslı kuşak tabanlarında ya da plaklarda kullanılan yoğruk çeşidi.
LİPOPOLİSAKKARİT
Lipitlerin polisakkaritlerle birleşmesinden oluşan herhangi bir molekül.
POLİSENSİTİVİTE
Çok sayıda ve çeşitlilikte etkene karşı, aşırı şekilde duyarlılık gösterme durumu.
POLİRADİKULİTİS
Sinir köklerinin yangısı.
FOTOPOLİMERLEŞME
Işık etkisiyle moleküllerin kondensasyon reaksiyonu vermesi.
POLİMERLEŞTİRMEK
Bir maddeyi polimer durumuna dönüştürmek.
POLİENSEFALİTİS
Beynin gri maddesinin yangısı, poliyoensefalitis, poliyoensefalopati.
POLİMERLEŞTİRME
Polimerleştirmek işi.
PSÖDOPOLİGLOBULİ
Semptomatik poliglobuli.
POLİAKRİLONİTRİL
Akrilonitril yarı iletken polimeri.
Bu bölümde tanımı içerisinde POLİ geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AGORA
Yunan klasik devrinde, sitenin yönetim, politika ve ticaret işlerini konuşmak için halkın toplandığı alan, halk meydanı.
AVİSTO
Ödenmesi gereken poliçelere yazılan ve "görüldüğünde" anlamına gelen bir terim.
AYNASIZ
Aynası olmayan. Polis. Hoşa gitmeyen, kötü, yakışıksız, çirkin, ters, biçimsiz.
DİPLOMAT
Dış politikayla uğraşan ve ülkesini temsil etmekle görevlendirilen kimse. İlişkilerinde kurnaz, becerikli olan. Teksir yapmak için kullanılan bir mumlu kâğıt türü.
DÖVİZ
Ülkeler arası ödemelerde kullanılabilecek para, çek, poliçe vb. her türlü ödeme aracı. Herhangi bir konuyu tanıtma, duyurma, propaganda yapma amacıyla üzerine yazı yazılmış bez veya karton. Yabancı ülke parası.
EMNİYET
Güvenlik. Güvenlik işlerinin yürütüldüğü yer. Bir araçta güven sağlayıcı parça. Polis işleri. Güven, inanma, itimat.
ÇEKMEK
Bir şeyi tutup kendine ya da başka bir yöne doğru yürütmek. Atmak, vurmak. Taşıma gücü olmak. Bir kimseyi veya bir şeyi geri almak. Kaçan ilmeği örmek. Asmak. Herhangi bir engel kurmak. Şans denemek amacıyla hazırlanmış kâğıtlardan birini almak. Güç durumlara dayanmak, katlanmak. Görüntüyü bir aletle özel bir nesne üzerine kaydetmek. Üzerinde bulunan bir silahla saldırmak için davranmak. Dişi hayvanı çiftleşmek için erkeğin yanına götürmek. İmbik yardımı ile elde etmek. Hoşa gitmek, sarmak. Tartıda ağırlığı olmak. Masrafını karşılamak, ikramda bulunmak. Yollamak. İçine almak, emmek. Hamur vb. iyice pişmiş duruma gelmek. Daralıp kısalmak. Vericiden gelen dalgaları algılayarak televizyon, radyo, telefon vb. aygıtlarla bağlantı kurmak. Bir kimse ailesinden birine herhangi bir bakımdan benzemek. Germek. Tedavi amacıyla şişe, vantuz, sülük vb.ni uygulamak. Bir duyguyu içinde yaşatmak. Aynısını yazmak veya çizmek. Bir yerden bir şeyi yukarı doğru almak. Öğütmek. Çizgi durumunda uzatmak. Boya, badana vb. sürmek. Döşemek. Yürütmek, sürmek. Yol, ay sürmek. Bir yerden başka bir yere taşımak. Örtmek, giymek. Protesto, poliçe, çek vb. düzenleyip yürürlüğe koymak. Bir amaçla ortadan kaldırmak. Bir cisim, belli bir yakınlıktaki başka bir cismi kendisine yaklaşmaya zorlamak, itmek karşıtı. Herhangi bir anlama almak. Taşıtı bir yere bırakmak, koymak. Bir şeyin içyüzünü anlamak amacıyla bir kimseyi sıkıştırmak. İçki içmek. Bir şeyi emip dışarıya çıkarmak.
ETKİNCİ
Toplumsal veya politik değişim meydana getirmek, belirli sorunlara dikkat çekmek için özel amaçlı etkinlik gerçekleştiren kimse, aktivist.
FRAKSİYON
Bir siyasi partinin politikasını parlamentoda, yerel yönetimlerde, çeşitli kuruluşlarda yürütmek için teşkilatlanmış grup, bölüntü, bölüngü. Hizip.
AKSEPTANS
Yabancı ülkelerde okuyacak öğrenciler için gönderilen kabul belgesi. Poliçelerin üzerine "kabulümdür" biçiminde yazılarak altı imzalanan açıklama, kabul.
COP
Kalın, kısa değnek. Polislerin kullandığı genellikle lastikten yapılmış olan sopa.
BİREYCİLİK
Bireylerin yararlarını toplumsal yararlardan daha üstün veya daha önemli sayan öğreti, tutum veya politikaların genel adı, ferdiyetçilik, individüalizm. Bütüne, genele değil de bireye, tek olana üstünlük tanıyan görüş, ferdiyetçilik, individüalizm.
ÇOKGEN
Açı oluşturacak biçimde üç ve üçten çok kenardan oluşan kapalı şekil, poligon.
DEDEKTİF
Suç sayılan bir işi veya bu işi yapanı ortaya çıkarmakla görevli kimse, hafiye, polis hafiyesi.
AHTAPOT
Kafadan bacaklılardan, dokunaçlı bir tür mürekkep balığı (Octopus). Genellikle burun zarı üzerinde çıkan bir ur türü, polip.
GAZETE
Politika, ekonomi, kültür ve daha başka konularda haber ve bilgi vermek için yorumlu veya yorumsuz, her gün veya belirli zaman aralıklarıyla çıkarılan yayın. Bu yayının yönetildiği, hazırlandığı, basıldığı yer.
FERAHİ
Bolluk, genişlik. Ucuzluk. Polis ve inzibat görevlilerinin boyunlarına taktıkları ayça biçiminde üstü yazılı metal arma. II. Mahmut devrinde feslerin tepesine püskülü tutturmak için takılan metal tepelik.
ETKİNCİLİK
Toplumsal veya politik değişim meydana getirmek, belirli sorunlara dikkat çekmek için özel amaçlı etkinlik gerçekleştirme, aktivizm. İnsan hayatı ve düşüncesinde başlıca gerçekliğin etki ve eylem olduğunu öne süren öğreti ve dünya görüşü, aktivizm.
FEDERASYON
Savunma ve dış politika alanında dayanışma amacıyla birden fazla devletin bir birlik devleti içinde birleşmesi. Aynı alandaki çeşitli kuruluşları bir arada toplayan dayanışma birliği.
BLOK
Kocaman ve ağır kitle. İçine resim veya yazı kâğıtları konulan karton kap. Politik çıkarları sebebiyle birlik kuran devletler topluluğu. Voleybolda, file üstünde karşı oyuncunun topu sert vururken önünde iki veya üç kişinin elleri ile oluşturdukları perde. Yapı adası. Birden çok bölümü bir araya getirilmiş olan, bir bütün oluşturan.