Kelimeler arşivinde; içinde "nüne" olan, toplam 3 tane kelime bulunuyor. İçerisinde nüne bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu nüne ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında nüne olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
NÜNE
Kadınların iki kaşları arasına yaptıkları büyükçe siyah nokta, ben.
NÜNEK
Huni.
GONNÜNE
Gönlüne.
Bu bölümde tanımı içerisinde NÜNE geçen kelimeler listesi verilmiştir.
EKSPOZE
"Sergilemek, gözler önüne sürmek" anlamındaki ekspoze etmek birleşik fiilinde geçen bir söz.
BAYAN
Kadınların ad veya soyadlarının önüne getirilen saygı sözü. Kadınlara bir seslenme sözü. Kadın. Eş, karı.
BAY
Parası, malı çok olan, zengin (kimse). Erkek. Erkeklerin ad veya soyadlarının önüne getirilen saygı sözü.
FALAN
Söylenmesi istenmeyen veya gerekli görülmeyen bir özel adın yerini tutan kelime, filan. Tarih, yer, kişi vb.nin önüne gelerek tekrarlanmak istenmeyen sözlerin yerine kullanılan kelime. Cümlede belirtilen nesne veya nesnelerden sonra gelerek "ve benzerleri" anlamında kullanılan bir söz.
GÜNLÜK
O günkü, o günle ilgili. Günü gününe tutulan anı yazısı ya da bu yazıları içine alan eser, günce. Üzerinden gün geçmiş veya geçecek. Her gün yapılan, her gün yayımlanan, her gün çıkan. Günü gününe tutulan hatıra, günce, muhtıra. Tütsü için kullanılan bir tür ağaç sakızı.
EKONOMETRİ
Ekonomik olayların açıklanmasında çok sayıda değişkeni göz önüne alarak ve karşılıklı bağıntılar kurarak teorik çalışmaların deneylerle doğrulanmasını sağlayan matematiksel yöntem.
GÜNEŞLİK
Güneş ışınlarına engel olan perde veya buna benzer gereç. Alıcı merceğini zararlı ışınlardan korumak için mercek önüne takılan ve merceğin önünde gölgeli bir alan sağlayan yardımcı donatım türü. Siperlik. Güneş ışınlarını alan (yer).
AYKIRI
Alışılmışa, doğru olarak kabul edilmişe uygun olmayan, karşıt, ters, mugayir, muhalif. Toplumda görüş ve yaşayış biçimiyle uçlarda bulunan (kimse), marjinal. Çapraz, ters. Gidilen yol üzerinde olmayıp gidiş yönüne ters düşen. Bütün noktaları aynı düzlemde bulunmayan.
BİREYSELLEŞTİRMEK
Bir şeyi ayrı olarak, bireysel olarak göz önüne almak.
BENT
Bağ, rabıt. Gazete yazısı. Bir şiirdeki dörtlüklerin her biri, bağlam. Kanun maddesi. Su biriktirmek için akan suyun önüne yapılmış olan set, büğet. Kitaplarda kendi içinde bütünlük oluşturan bölüm.
GENEL
Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi. Bir genelleme sonucunda elde edilen. Herkesin yararlanabileceği (yer, nesne). Yetkisi ve sorumluluğu çok olan. Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan.
GÜTMEK
Hayvan veya hayvan sürüsünü önüne katıp otlatarak sürmek. Bir düşünceyi veya bir ilkeyi gerçekleştirmeye çalışmak. Bir kimseyi, bir topluluğu kendi düşünce ve amacı doğrultusunda yönetmek, sevk ve idare etmek.
AY
Birdenbire duyulan acı, ağrı, şaşırma, ürkme veya sevinç anlatan bir söz. Dünya'nın uydusu olan gök cismi, kamer, mah, meh. Yılın on iki bölümünden her biri. Art arda gelen iki yeni ay arasında geçen süre. Bir ayın herhangi bir gününden ertesi ayın aynı gününe kadar geçen veya yaklaşık otuz gün olarak kabul edilen süre.
DÜŞÜNMEK
Aklından geçirmek, göz önüne getirmek. Zihniyle arayıp bulmak. Akıl etmek, ne olabileceğini önceden kestirmek. Bir şeye karşı ilgili ve titiz davranmak. Tasalanmak, kaygılanmak. Bir sonuca varmak amacıyla bilgileri incelemek, karşılaştırmak ve aradaki ilgilerden yararlanarak düşünce üretmek, zihinsel yetiler oluşturmak, muhakeme etmek. Tasarlamak. Farz etmek.
BOHEM
Yarınını düşünmeden günü gününe tasasız, derbeder bir yaşayışı olan (kimse veya topluluk).
BÜĞEMEK
Önüne bent yaparak suyu toplamak.
DÜVEN
Harmanda ekinlerin sapı ve tanelerini ayırmak için kullanılan, önüne koşulan hayvanlarla çekilen, alt yüzünde keskin çakmak taşları dikine çakılı bulunan, kızak biçiminde araç.
ÇELME
Çelmek işi. Arkadan hafifçe bağlanan başörtüsü. Birini yere düşürmek için ayağının önüne ayak uzatma.
ERBAİN
Rumi takvimde 22 Aralık'tan 31 Ocak gününe kadar süren kırk günlük kış dönemi.
AMENTÜ
Bir oluş, düşünce veya ideolojinin temelini oluşturan değer yargıları. Arapça "inandım" anlamına gelen ve İslamiyetin temel inançları olan "Allah'a, onun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayır ve şerrin Allah'tan geldiğine inanma"yı dile getiren söz.