Kelimeler arşivinde; içinde "merdiven" olan, toplam 11 tane kelime bulunuyor. İçerisinde merdiven bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu merdiven ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında merdiven olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
MERDİVENKOVASI
MERDİVENCİLİK
KIRKMERDİVEN, AŞKMERDİVENİ
MERDİVENEVİ, MERDİVENKÖY, MERDİVENLER
MERDİVENCİ, MERDİVENLİ, MERDİVENSİ
MERDİVEN
MERDİVEN
Bir yere çıkmaya veya bir yerden inmeye yarayan basamaklar dizisi, basak.
AŞKMERDİVENİ
Eğrelti otu.
MERDİVENLER
Malatya ilinde, Çolaklı bucağına bağlı bir yerleşim yeri.
MERDİVENSİ
Merdiveni andıran, merdivene benzeyen, merdiven gibi, merdivenimsi.
MERDİVENCİ
Yapılardaki merdivenleri yapan kimse.
MERDİVENKOVASI
Dönerek çıkılan merdivenlerde yukarıdan aşağıya bakıldığında ortada görülen boşluk.
MERDİVENCİLİK
Merdivencinin yaptığı iş.
MERDİVENLİ
Merdiveni olan.
MERDİVENKÖY
Erzurum şehrinde, Kandilli nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.
MERDİVENEVİ
Binalarda merdivenden yapılmış olan duvarlarla çevrili kısım.
KIRKMERDİVEN
Dik yokuş.
Bu bölümde tanımı içerisinde MERDİVEN geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AYAKÇAK
Merdiven, merdiven basamağı. Çocukların, cambazların ayaklarına takıp yürüdükleri çifte sırık. Dokuma tezgâhı ayaklığı, ayaklık.
BASAK
Merdiven.
ANAHTAR
Kilidi açıp kapamak için kullanılan araç, açar, açkı, miftah, dil. Kurgu. Şifre yazmak ve çözmek için kararlaştırılmış olan yol. Konserve kutularının kapağını keserek açmaya yarayan alet, açacak. Herhangi bir olayda belirleyici olan. İstenilen yere veya aygıta, isteğe göre elektrik akımının geçmesini sağlamak için kullanılan düzen, çevirici, çevirgeç, şalter, komütatör. Somunları veya vidaları çevirerek sıkıştırıp gevşetmek için kullanılan çelik saplı araç. Notaların müzik merdivenindeki yükseklik derecelerini göstermek ve buna göre okunmasını sağlamak için portenin başına konulan işaret. Vesile, araç, vasıta.
İSKELE
Deniz taşıtlarının yanaştığı, çoğu tahta ve betondan yapılmış, denize doğru uzanan yer. Kıyıya yanaşan deniz aracına doğru uzatılan eğreti küçük köprü veya gemiye çıkmayı sağlayan merdiven. Vapur uğrağı olan şehir veya kasaba. İçerilerde bulunan bir yerin kendine en yakın olan deniz taşıtı uğrağı veya demir yolu durağı. Işıkların yerleştirilmesi, ışıkçıların dolaşabilmesi için stüdyolarda tavana yakın yerde duvarı çepeçevre saran çıkıntı. Geminin sol yanı. Yapıların dışında sıvama, boyama veya onarım için keresteden kat kat kurulan, çalışma sırasında üstüne çıkılan çatkı.
KISKAÇ
Bir şeyi tutup sıkıştırmaya yarayan kerpeten, pense vb. araç. Demircilerin kızgın demiri tuttukları maşa vb. araç. Açılıp kapanan eğreti merdiven. Böceklerde besin maddelerini parçalamaya ve kendilerini savunmaya yarayan organ.
ÖRCİN
İp merdiven.
BAMBU
Buğdaygillerden, sıcak ülkelerde yetişen, boyu 25 metre kadar olabilen, mobilya, merdiven, baston vb. birçok eşyanın yapımında kullanılan bir tür kamış, Hint kamışı, hezaren (Bambusa vulgaris). Bu kamıştan yapılan.
BASAKSIZ
Merdiveni olmayan.
HORST
Merdiven biçimli fay serisindeki iki tektonik çukur arasında veya bir tektonik çukurun iki yanında yükselen kısım.
OTOMAT
Canlı bir varlığın yapabileceği bazı işleri yapan mekanik veya elektrikli araç. Yapılarda, merdivenleri aydınlatacak biçimde düzenlenmiş elektrik düzeneği. Sıcak su verecek biçimde hazırlanmış, hava gazı ocaklı cihaz.
BASAR
Göz. Merdivenin ayakla basılan yüzeyi. İleriyi görme, algılama yetisi.
TAŞLIK
Taşı bol, taşlı (yer). Kuş vb. hayvanların sindirim kanalları üzerinde bulunan kaslı, öğütücü mide, katı, konsa. Taşla döşenmiş avlu, sofa, merdiven altı vb.
MİNBER
Camilerde hutbe okunan merdivenli, yüksekçe yer.
PODYUM
Genellikle atletizm yarışmalarında derece alan atletlerin veya giysileri sergilemek için mankenlerin çıktıkları merdivenli, yüksekçe yer.
MOZAİK
Türlü renklerde, küçük küp biçiminde mermer, taş veya pişmiş toprak parçalarının yan yana getirilmesiyle yapılmış olan resim ve bezeme işi. Bu sıvayla yapılmış olan (döşeme, merdiven vb.). İnce kum, çimento ve küçük mermer parçalarından oluşan karışımla döşeme sıvası. Değişik dillere ve kültürlere sahip insan topluluğu. Tatlı bisküvi parçalarıyla yapılmış olan kakaolu pasta. Bu iş için kullanılan mermer parçaları.
BABA
Çocuğu olan erkek, peder. Kazılarda çıkarılan toprağın miktarını hesaplayabilmek için yer yer bırakılan toprak dikme. Çok kaliteli, üstün nitelikli. Tarikatların bazısında tekke büyüğü. Çocuğun dünyaya gelmesinde etken olan erkek. Koruyucu, babalık duyguları ile dolu kimse. Çatı merteği. Bir ülkeye veya bir topluluğa yararlı olmuş kimse. Gemi veya iskelede halatın takıldığı yuvarlak başlı iri demir, ağaç veya beton dikme. Anlayışlı, iyi huylu erkek. Silah kaçakçılığı, kara para aklama ve uyuşturucu madde ticareti vb. kirli ve gizli işler yapan çetenin başı. Ata. Bir merdivende, tırabzanın sahanlıkla birleştiği yerde bulunan dikey öge. Bu gibi kimselere verilen unvan.
LİMONLUK
Sera. Limon ağaçlarının bulunduğu yer, limon bahçesi. Üzerine kesilmiş limon bastırılıp sıkılan, ortası tümsek ve oluklu küçük araç. Merdiven, balkon vb. yerlerin kıyılarına çekilen, 20-30 santimetre yüksekliğindeki set, tavhane.
SAHANLIK
Yapılarda ve bazı taşıtlarda kapı önünde, merdiven başlarında veya dönülen bölümünde bulunan geniş yer. Sahanın aldığı miktarda olan.
BASAKLI
Merdiveni olan.
DÜZAYAK
İçinde merdiven veya inilip çıkılacak bölüm bulunmayan (ev, yol). Özellikle Orta Anadolu'da oynanan bir halay türü.