İçinde KESİT geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "kesit" olan, toplam 7 tane kelime bulunuyor. İçerisinde kesit bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu kesit ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında kesit olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

Bazı kelimelerin anlamları

KESİT

Bir şey enlemesine veya boylamasına kesildiğinde ortaya çıkan yüzey. Bir toplumun bölümü, kesim. Bir cisim düz olarak kesildiğinde ortaya çıkan düzlemin biçimi, makta. Ayırıcı özellikleriyle belirlenen süreç.

KESİTDEYA

Birdenbire (kalkmak, bir işe davranmak için).

BAŞKESİT

Ağacın boyuna dikey yönde kesilmesi sonunda yıl halkalarının çember biçiminde görüntü verdiği yüzey.

ALTINKESİT

Bir doğru parçasının eşit olmayan iki parçaya bölünmesi, öyleki küçük parçanın büyük parçaya oranı, büyük parçanın tüm doğru parçasına oranına eşit olsun.

KESİTMEK

Birisini yermek, kötülemek.

KESİTARAŞTIRMA

Belli bir evrenden belli bir zamanda örneklemeyle alınmış bir kesit üzerinde yapılan gözlemlerle gerçekleştirilen araştırma, bk. ağırlıklı kesitaraştırma, ağırlıksız kesitaraştırma.

ÖZKESİT

Tomruğun boyu yönünde alınan ve özünden geçen kesit yüzeyi.

  -   -   -  

Anlamında KESİT bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde KESİT geçen kelimeler listesi verilmiştir.

TOMOGRAFİ

Bir organ veya organizma kesitinin röntgenle filmini çekme yöntemi.

ÇİZECEK

Ağacı çizmeye yarayan, çember kesitli, ucu sivri ve ağaç saplı el aracı.

HAYATAĞACI

Soyağacı. Beyinciğin kesitinde dıştaki boz madde bölümüne yayılarak dallanma gösteren ak maddenin oluşturduğu ağaç biçimi. Binaların dış cephelerine işlenen ve uzun ömürlü olması dileğini simgeleyen özel ağaç motifi.

BARIN

Göğüs: Barnıma bir yumruk vardu. Öküzleri otlatma, doyurma. Çekinlerin çarpışma olaylarında gösterdikleri kesit alanlar için kullanılan ölçü birimi. Bütün, hep. Güç, kuvvet. Göğüs. Diyarbakır şehrinde, Kulp belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.

AÇIKTOPLULUK

Kent, bölge, alan, ulus ya da ülke kesitleri gibi örgütlenme ve toplumsal ilişkilerin kapsamı bakımından sınırlı olmayan araştırma evreni.

KUKLA

Hareketli yerleri iplikle sanatçının parmaklarına bağlanarak veya eldiven gibi bir kesiti kullanarak bir perdenin üzerinden oynatılan, bez, karton vb. hafif nesnelerden yapılmış insan ve hayvan figürleri. Bu bebeklerle oynatılan oyun. Ayakları olmayan, alttan içine el sokularak oynatılan çeşitli nesnelerden yapılmış bebek. Başkasının etkisinde olan, onun isteklerine göre davranan (kimse).

YANAY

Bir cismin düşey kesiti, profil. Katmanları gösteren kesit.

MAKTA

Kalem ucunu düzeltmeye yarayan kemikten yapılmış araç. Kesit. Divan edebiyatında gazelin veya kasidenin son beyti.

METALOGRAFİ

Maden, alaşım ve maden filizlerinin yüzeylerini, kesitlerini ve billurlaşma özelliklerini mikroskopla inceleyerek çözümünü yapan bilim kolu.

DAMAR

Canlı varlıklarda kanın veya besleyici sıvıların dolaştığı kanal. Mermerde, bazı taşlarda ve tahta kesitlerinde renk ayrılığı gösteren dalgalı çizgi. İçinde ongun besi suyunun dolaştığı odunsu dokudan boru. Başka türden katmanların arasında bulunan sıvı, maden veya mineral katmanı. Böceklerde kanat zarını dik tutmaya yarayan organ. Huy. Soy, yaradılış.

KİNİŞ

Marangozlukta tahta üzerine boydan boya açılan, kesiti kare veya dikdörtgen biçiminde kanal.

AYRIT

İki düzlemin ara kesiti.

KONİK

Koni biçiminde olan veya koni ile ilgili olan, mahruti. Tabanı daire biçiminde olan bir koninin bir düzlemle ara kesiti.

KUYU

Su katmanına varıncaya kadar derinliğine kazılan, genel olarak silindir biçiminde, çevresine duvar örülen, suyundan yararlanılan çukur. İçinden çıkılamayan durum ya da yer. Toprağa kazılan derince çukur. Yer altındaki iş yerlerine ulaşmak için açılmış ve kesit boyutları derinliğine oranla sınırlı, düşey veya düşeye yakın bağlantı yolu.

İZ

Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet, emare. Bir olay, bir durum veya yaşayıştan geride kalan belirti, eser. Bir düzlemin başka bir düzlemle veya bir doğru ile kesişmesinden doğan ara kesit. Bir olay veya bir durumdan geride kalan belirti, ipucu, emare. Bir şeyin dokunmasıyla geride kalan belirti.

KARTONPİYER

Çoğunlukla duvar ve tavan ara kesitleriyle tavan göbeklerinde süsleme amacıyla kullanılan sertleştirilmiş alçı.

KARIKLAMA

Meralarda yüzey akışını önlemek ve toprak nemini uzun süre koruyarak vejetasyonu geliştirmek için 1-1,5 metre aralıklarla 10-15 santimetre kesitinde tesviye eğrilerine paralel küçük hendeklerin açılması.

BEŞİKTONOZ

(Mimarlık) Kesiti yarım silindir biçimindeki tonoz. a. bk. tonoz, manastır tonozu.

ALYAN

Cıvataları çıkarıp takmaya yarayan, altıgen kesitli, L biçiminde alet.

KUŞAK

Bele sarılan uzun ve enli kumaş. Yeryüzünde veya herhangi bir gök cisminde belli şartları sağlayan bölge. Henüz birleştirilmemiş ses ve görüntü taşıyan filmler. Bir küre yüzeyi, paralel iki düzlemle kesildiğinde iki kesitin arasında kalan bölüm. Yaklaşık yirmi beş, otuz yıllık yaş kümelerini oluşturan bireyler öbeği, göbek, nesil, batın, jenerasyon. Bir ürünün, bir aygıtın teknolojideki ve bilimdeki gelişmeye göre üretilen yeni biçimleri. Sağlamlığını artırmak için bir şeyin çevresine geçirilen ağaçtan veya metalden bağ. Televizyonda programlar için ayrılmış özel zaman dilimi. Yeryüzünün kutuplar, kutup daireleri ve dönencelerle belirlenen beş bölümünden her biri, küre kuşağı. Yaklaşık olarak aynı yıllarda doğmuş, aynı çağın şartlarını, dolayısıyla birbirine benzer sıkıntıları, kaderleri paylaşmış, benzer ödevlerle yükümlü olmuş kişilerin topluluğu.