İçinde KELET geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "kelet" olan, toplam 14 tane kelime bulunuyor. İçerisinde kelet bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu kelet ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında kelet olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

14 harfli kelimeler

KONDROSKELETON

11 harfli kelimeler

PARKELETMEK, EKZOİSKELET

10 harfli kelimeler

PARKELETME, LEKELETMEK, SEKELETMEK

9 harfli kelimeler

LEKELETME

8 harfli kelimeler

SKELETON

7 harfli kelimeler

İSKELET, KELETER, KELETİR, VEKELET

6 harfli kelimeler

KELETE

5 harfli kelimeler

KELET

Bazı kelimelerin anlamları

KELET

İki kulplu küfe biçiminde büyük sepet.

LEKELETME

Lekeletmek işi.

VEKELET

Arapça kökenli vekâlet: vekâlet; bakanlık.

KELETE

Vücut yapısı gösterişsiz, kaba. Çirkin, kötü. Çuval. Koyun derisinden yapılan torba, dağarcık. Hemen kullanılmak için öğütülen az ölçüde buğday, tahıl. Değirmencinin öğüttüğü undan aldığı pay, supayı. Ölçek : Değirmene beş kelete buğday götürdüm. Küçük harman. Zayıf, cılız hayvan. Çürük, işe yaramaz şey. Ayakkabı çekeceği. Çamaşır yıkanırken komşudan yıkanmak için gelen birkaç parça çamaşır. Toprağı az olan çiftçi. Önemsiz nesne, ufak tefek. Küçük parça, artık: Bu kumaş kelete kalmıştı, çocuğa yaptım. Önemsiz söz. Küçük çuval.

SKELETON

İskelet.

PARKELETMEK

Parke ile döşetmek.

İSKELET

İnsan ve hayvan bedeninin kemik çatısı, teşrih. Kuru, çıplak. Bir şeyi oluşturan temel çatı. Yumuşak bölümleri dökülmüş, ölü bir vücudun kemiklerinin bütünü. Bir eserin genel planı. Çok zayıf.

SEKELETMEK

Sendeletmek, sektirmek.

LEKELETMEK

Lekeli duruma getirmek.

KELETER

İki kulplu küfe biçiminde büyük sepet. Küçük sepet. Duvara asılan küçük kaşık sepeti. Sepet. Kargı ya da hayıttan yapılan gübre taşıma küfesi. (Kemalpaşa İzmir). Sepet, pamuk sepeti, harar.

KELETİR

İki kulplu küfe biçiminde büyük sepet. İncir. Kulpsuz, yayvan sepet, sele. Küfe. Yemekleri süzmekte kullanılan süzgeç. (Gönen Isparta).

KONDROSKELETON

Kıkırdaksı iskelet.

EKZOİSKELET

Dış iskelet.

PARKELETME

Parkeletmek işi.

  -   -   -  

Anlamında KELET bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde KELET geçen kelimeler listesi verilmiştir.

AKANTOMETRA

Kök ayaklılar (Rhizopoda) sınıfının ışınlılar (Radiolaria) takımından, bazı türleri ışınsal uzanan eşit boyda iskelet iğnelerine sahip türleri olan bir cins. (Acanthometra), Kök-ayaklılar (Rhizopoda) sınıfının ışınlılar (Radiolaria) takımından birgözeli cinsi. türü ışınsal uzanan eşit boyda iskelet iğnelerine sahiptir.

SÜNGER

Genellikle denizlerde bir yere tutunarak koloni durumunda yaşayan, çok hücreli ilkel hayvan. Yapay olarak elde edilen temizlik veya dolgu gereci. Bu hayvanın temizlik işlerinde kullanılan, suyu fazlaca çeken esnek iskeleti.

MERCAN

Tropik ve ılık denizlerde yaşayan, geniş resifler oluşturan, mercanlar sınıfının örneği olan, kırmızı kalker iskeletli hayvan, mercan balığı (Corallium rubrum). İzmaritgillerden, Atlantik Okyanusu, Akdeniz ve Karadeniz'de bulunan, açık kırmızı renkte, eti beğenilen bir balık, mercan balığı (Pagrus pagrus). Bu maddeden yapılmış. Bu hayvanın iskeletinden elde edilen ve süs eşyaları yapımında kullanılan madde.

ANTİSPAZMODİK

İskelet kasları ve sindirim kanalında ani ve istek dışı olarak ortaya çıkan kasılmaları önleyen, spazmolitik ilaç.

AKSOPOT

Protozoonların iskelet yapısı. 2.Mikrotüpçüklerden oluşan sert ve düz hücre uzantıları. Protozoonların iskelet yapısı. Mikrotüpçüklerden oluşan sert ve düz hücre uzantıları.

APODEM

Eklem bacaklılarda iç iskelet uzantıları.

SEMER

At, eşek, katır vb. hayvanların sırtına yerleştirilen, üzerine yük bağlanan veya binilen, iskeleti ağaçtan araç. Hamalların yük taşırken kullandığı deriden sırt yastığı, arkalık. Yukaç.

AKONDROPLAZİ

Fibroblast çoğalmasını düzenleyen genin mutasyonundan kaynaklanan, iskelet sistemindeki kıkırdak doku gelişiminin az veya hiç olmamasıyla belirgin, en önemli cücelik nedeni olarak değerlendirilen genetik bozukluk. Kimi köpek ırklarının doğal vücut yapısı bu özelliktedir.

KADRO

Bir kamu kuruluşunun, bir işletmenin, denetim veya yönlendirme işlerini gerçekleştirenler ve bunların taşıdığı ödev, yetki ve sorumlulukların hepsi. Bu çizelgedeki yer. Bir işte görev alan kişi veya kişiler, ekip. Bu kişi ve sorumlulukları sayı, nitelik ve aşamalarıyla gösteren çizelge. Bisiklet ve motosiklette iskeleti oluşturan metal bölüm.

KEMİRDEK

Kuyruğun iskeleti.

KABURGA

Eğe kemiklerinin oluşturduğu kafes. Gemilerde dış kaplamanın dayandığı iskelet. Eğe.

YELKENKANAT

Sert bir iskeleti olan, hava akımlarına dayanıklı, motorlu veya motorsuz tek kişilik uçuş aracı.

ÇATMA

Çatmak işi. Provada geçici olarak bir giysiye iliştirilmiş olan parça. Heykel yapımında çamuru ayakta tutan tel iskelet. Ahşap yapılarda ağaç iskeletin temel parçaları. Semerin ağaç kısmı. Duvarları ağaç gövdesinden birbirine takılarak ve çivisiz olarak yapılmış olan yayla evi, Yörük çadırı. Bir tür döşemelik kumaş.

YARASA

Yarasalardan, ön ayakları perdeli kanat biçiminde gelişmiş, vücudu yumuşak sık kıllarla kaplı, iskeletleri hafif yapılı, uçabilen memeli hayvan (Vespertilio).

BALIKSIRTI

Balık iskeleti biçiminde birbirine paralel ve çapraz çizgili kumaş deseni. Suların toplanmaması için ortası şişkin bir biçimde yapılmış olan (yol). Orta bölümü yüksek olup yanlara doğru alçalan bir biçimde.

ÇATI

Bir yapının, bir evin damını kuran parçaların bütünü. Bir yapıyı örten ve eğik yüzeyleri olan damın tahtadan iç yapısı. Belli bir maksada yönelik kimselerin oluşturduğu birlik. Özne, nesne durumlarına göre, belirli çatı eklerinin fiil kök veya gövdelerine getirilen türev, bina: Sevinmek (sev-in-), sevdirmek (sev-dir-), sevindirmek (sev-in-dir-) gibi. İnsan ve hayvanda iskeletin kuruluşu. Yapının tavanı ile damı arasındaki kullanılan yer. Birbirine çatılmış, çakılmış şeylerin bütünü. Barınılan, sığınılan yer. Hikâye, roman, piyes vb. edebî türlerde olay kuruluşu, kurgu.

PİRANA

Genellikle Güney Amerika'da rastlanan, grup hâlinde avlanan ve avını kısa sürede iskeleti kalıncaya kadar yiyen yırtıcı balık.

TEŞRİH

Bir sorunu veya konuyu ele alıp en ince noktalarına kadar gözden geçirerek anlatma, açımlama. İskelet. Anatomi.

KAFES

Hayvanlar için aralıklı tel, metal veya ağaç çubuklardan yapılmış taşınabilir bölme. Çapraz çubuklarla ve aralıklı olarak yapılmış, pencerelere takılan siper. Şimşirlik. Vahşi hayvanlar için demir çubuklarla yapılmış taşınabilir bölme. Hapishane. Cami, tekke vb. yerlerde kadınlara ayrılan yer. Ahşap yapıların direk ve çatmalardan oluşan kaplama tahtaları dışında kalan iskeleti.

KADİT

Çok zayıf. İskelet. Güneşte veya hafif alevde kurutulmuş et.