İçinde KAPATMAK geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "kapatmak" olan, toplam 1 tane kelime bulunuyor. İçerisinde kapatmak bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu kapatmak ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında kapatmak olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

Bazı kelimelerin anlamları

KAPATMAK

Bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek. Bir kadınla nikâhsız yaşamak. Herhangi bir yerin bütün masraflarını üstlenip başkalarını içeri almadan isteği doğrultusunda eğlenmek. Bitirmek, unutturmak, söz edilmesini engellemek. Yayımını yasak etmek, yayımına son vermek. Kapamak.

  -   -   -  

Anlamında KAPATMAK bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde KAPATMAK geçen kelimeler listesi verilmiştir.

BASIRIK

Bahçe duvarı, çit, avlu duvarları üzerine konulan çalı çırpı, harçsız yapılan duvar, tarla sınırı, tarlaların alt yanına çekilen taş set, siper. Tahta veya demirden Yapılmış kapı sürgüsü. Damın üzerine kapatmak için kullanılan düzgün ardıç. Gizli, kapalı yer, hücre: Kimbilir hangi basırıkta kaldı. Kuyulara biriktirilmiş kar, kar baskısı. Havasız, basık yer.

KAYTAN

Pamuk ya da ipekten sicim. Yelkeni yarı kapatmak için kullanılan örgü halat.

ÇIĞDAÇ

Süt kazanlarının üzerini kapatmak için kamıştan yapılan örtü.

CİCGAR

Dana kapatmak için ahırın bir köşesine yapılmış yer.

ŞİŞE

İçerisine sıvı konulan, cam veya plastikten yapılmış, dar ağızlı uzun kap. Bu kabın aldığı miktarda olan. Gaz lambasında fitil çevresine konulan cam koruyucu. Tavan tahtaları arasındaki açıklığı kapatmak için uzunluğuna çakılan çıta.

BASIRMAK

Kapıyı sürgülemek, desteklemek, mandallamak. Kapamak, örtmek, bastırmak. Dikiş dikerken, yama yaparken kumaşın kenarlarını kıvırarak dikmek, bastırmak. Ekmek pişerken tandırın iyi, sürekli ve düzenli yanmasını sağlamak. Gömmek, defnetmek. Gömmek. Bastırmak, kapatmak, saklamak.

FESHETMEK

Verilmiş bir yargıyı kaldırmak, bozmak. Kapatmak, dağıtmak.

BERKETMEK

Kapatmak, tıkamak, örtmek. Sağlamlaştırmak, pekiştirmek, sıkıştırmak, sertleştirmek, katılaştırmak.

BASITMAK

Örtmek, kapatmak.

BEGETMEK

Kapatmak, tıkamak, örtmek.

KAPATMA

Kapatmak işi. Basketbolda, elinde top olmayan bir oyuncunun pas almasına veya ilerlemesine engel olma. Yolsuz olarak değerinden aşağı elde edilmiş (mal). Metres.

MÜHÜRLEMEK

Bir yazı, belge vb.nin doğruluğunu veya kabul ve onayını belirtmek amacı ile altına mühür koymak, mühür basmak. Yasalara, ahlak ve sağlık kurallarına aykırı görülen iş veya eğlence yerlerinin çalışmasını durdurmak amacıyla, kapısının açılmasını engellemek için uygun yere mumu yapıştırıp üzerine mühür basmak, kapatmak. Bir şeyin üzerine açıldığında belli olması için yetkili makamlarca yapıştırılan kırmızı muma mühür basmak.

TUTUKLAMAK

Kanun yoluyla hürriyeti kısıtlayarak bir yere kapatmak, tevkif etmek.

GÖZEMEK

Kumaştaki deliği örerek kapatmak. Dikilen bitkilerin seyrek yerlerini sıklaştırmak.

KİLİTLEMEK

Anahtarla kilidi kapamak. Bir nesne veya bir kimseyi kilitli bir yere kapamak. Karşılıklı çıkıntı ve girintileri olan şeyleri birbirine geçirmek, kenetlemek. Sıkıca tutmak. Kapatmak.

ROZET

Yakaya takılmak için çeşitli biçimlerde yapılan, bir kuruluşun sembolü sayılacak genellikle küçük metal nesne. Kapı kolunun altına monte edilen metal parça. Güney Anadolu sahillerinde yetişen, pembe ve beyaz çiçekleri olan süs bitkisi. Musluğun, gizli döşenmiş boruya vidalandığı yerin çirkin görünüşünü kapatmak amacıyla kullanılan nikel veya krom kaplanmış çember biçimli sac parça.

TUTMAK

Elde bulundurmak, ele almak. Herhangi bir durumda kalmasını sağlamak. Ulaşmak, varmak. Otobüs, vapur, uçak vb. hasta etmek. Uygun gelmek, çelişmez olmak. Bir şey düşünmek. Alacağa ya da vereceğe saymak. Hedef olarak almak. Kapatmak, sarmak. Hürriyetinden yoksun bırakıp bir yere kapamak, tevkif etmek. Avlamak. Yapışarak veya sokularak çıkmaz olmak. Bırakmamak. Beddua, dua, ah vb. etkisini göstermek, gerçekleşmek, yerine gelmek, varmak. Bir işe herhangi bir anlayışla girişmek. Herhangi bir durumda bulundurmak. Beklenen sonucu vermek. Askerlikte, bankacılıkta durdurmak, blokaj. Gereğini yapmak, yerine getirmek. Başlamak. Sarmak, bürümek. Denetimi ve yetkisi altına almak. Hizmetine almak veya kiralamak. Yaklaştırmak. Bağlamak. İşgal etmek. Kaplamak. İzlemek. Bir kimsenin yerini almak. Benimsemek, beğenmek. Asılmak, kuvvetlice sarılmak. Biriktirmek, tasarruf etmek. Takım oyunlarında karşı takımdaki bir oyuncuyu yakından izlemek, markaja almak. Bir sanat eseri geniş ilgi görmek. Desteklemek, birinden yana çıkmak. Para toplamı ...-e varmak, değeri olmak. Sunmak. Kullanmak. Varsaymak, farz etmek. Bir şeyi kullanması için uzatmak. Yanında bulundurmak, alıkoymak. Bir yerde kalmasını sağlamak. Ele geçirmek, yakalamak. Sürmek, zaman almak. Kırağı, çiğ veya kar bir yüzeyde görünür durumda olmak, kalmak. İş görebilmek. Uğramak.

DEMİRLEMEK

Kapı ve pencerenin kol demirini takmak, kapatmak. Gemi demir atmak. Demire vurmak.

CİZEME

Döşeme ağaçlarını yan yana dizerek yapılan duvar. Duvarlara konulan ağaç. Bağ, dizi. Parmaklık, çit. Ağaç evlerde, iç ve dış kısımları kapatmak için, dikliğine çakılan ağaçlar. (Mudurnu Bolu).

ÖRMEK

İplik, yün, tel, saz vb.ni birbirine dolayarak ya da geçirerek işlemek veya tezgâhta dokumak. Kumaşlardaki delikleri elde iplikle besleyerek kapatmak. Estetik kaygıyla, duygulu biçimde bir güzelliği ortaya koymak. Duvar yapmak veya onarmak. Saç, yele vb. şeylerin tellerini birkaç bölüme ayırıp birbirine geçirmek yolu ile dağınıklıktan kurtarmak. Müzik, edebiyat vb.nde bir özelliği oluşturmak, ortaya koymak.