İçinde GERGİN geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "gergin" olan, toplam 7 tane kelime bulunuyor. İçerisinde gergin bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu gergin ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında gergin olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

15 harfli kelimeler

GERGİNLEŞTİRMEK

14 harfli kelimeler

GERGİNLEŞTİRME

12 harfli kelimeler

GERGİNLEŞMEK

11 harfli kelimeler

GERGİNLEŞME

9 harfli kelimeler

GERGİNLİK

8 harfli kelimeler

GERGİNCE

6 harfli kelimeler

GERGİN

Bazı kelimelerin anlamları

GERGİN

Gerilmiş durumda olan. Buruşuğu, kırışığı olmayan (cilt). Bozulacak duruma gelmiş olan (ilişki). Huzursuz, sinirli.

GERGİNCE

Biraz gergin.

GERGİNLİK

Gergin olma durumu.

GERGİNLEŞTİRME

Gerginleştirmek işi.

GERGİNLEŞTİRMEK

Gergin duruma getirmek.

GERGİNLEŞME

Gerginleşmek işi.

GERGİNLEŞMEK

Gergin duruma gelmek.

  -   -   -  

Anlamında GERGİN bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde GERGİN geçen kelimeler listesi verilmiştir.

GERİLMEK

Germe işi yapılmak, gergin duruma gelmek, belirli bir uzama ile çekilmek. İlişki ve davranış bozulacak duruma gelmek. Kızmak, öfkelenmek, sinirlenmek. Kasılmak. Gergin bir biçimde açılmak.

ÇIRPI

Dal, budak kırpıntısı. Çok zayıf. Boyalı ve gergin bir sicimi yay gibi çekip bırakarak duvara veya yere çizilen çizgi.

AJİTASYON

Körükleme. Duygu sömürüsü yapma. Kişinin ruhsal gerginliğini dışa vurması sonucu oluşan etrafına karşı saldırganlık durumu. İnsanın zihninde ve duygu dünyasında sarsıntı yaratma. Çırpıntı.

GERİLİM

Gerginlik, tansiyon. Konuşmada bir sesin ortaya çıkması için ses kirişlerinin gerginleşmesi. Bir iletkenin uçları arasındaki gizil güç farkı, potansiyel farkı, voltaj. Çeşitli yollara başvurularak filmde yaratılan sıkıntılı, gergin hava, tansiyon. İhtiyaçların karşılanamadığı veya bir hedefe yönelmiş davranışlar engellendiğinde ortaya çıkan coşkulu durum. İki ucundan ters yanlara çekilen bir telin her noktasında, o iki güce karşı koyan güç, tevettür.

BURUŞUK

Gerginliği, düzgünlüğü kalmamış, buruşmuş olan.

ELEKTRİKLENDİRMEK

Bir yere elektrik sağlamak. Sinirli ve gergin bir duruma yol açmak.

BOŞANMAK

Karı ve koca mahkeme kararı ile birbirinden ayrılmak. Dertlerini, yakınmalarını anlatmak. Sıyrılmak, kurtulmak. Kapalı bir yerde bulunan insanlar birden dışarı çıkmak. Hayvan, başlığından, koşum takımından veya bağından kurtulmak. Baskı altında gergin duran bir şey, birden ve hızla kurtulmak. Bol bol akmak.

ELEKTRİKLİ

Elektriği olan, elektrik enerjisiyle yüklü olan, elektrikle işleyen. Sinirli ve gergin bir duruma gelmiş olan.

BOZUK

Bozulmuş olan. Kızgın, sıkıntılı. Madenî para, bozuk para. Görevini yapamaz duruma gelmiş (organ). Türk halk müziğinde, bağlamadan biraz büyük ve meydan sazından küçük dokuz telli bir saz. Kötümser, gergin, huzursuz, karışık.

BUNALIMLI

Gerginlik, sıkıntı veren, gerginliği olan.

BUNALIM

Doğal bir süreçte birdenbire oluşan aykırılık, bunluk, buhran, kriz. Tehlikeli sonuç doğurabilecek gerginlik, buhran, kriz. Uyaranlara karşı duyarlığın, iş yapabilme gücünün, kendine güvenin azalarak karamsarlığın, umutsuzluğun güçlenmesiyle ortaya çıkan ruhsal bozukluk, ruhsal çöküntü, depresyon. Bir hastalıkta iyileşme veya ölümle sonuçlanan, birdenbire ortaya çıkan fizyolojik değişiklik, kriz. Çöküntü.

GERMEK

Bir şeyin uçlarından veya kenarlarından çekerek gergin duruma getirmek. Kol, bacak, uzatmak. Gergin bir şeyle örtmek. Gergin duruma getirmek, gerginlik yaratmak, sinirlendirmek.

GERİLME

Gerilmek işi. Kasların son uzama gücü ile vücudun bütün bölümlerinde oluşan gergin durum, gevşeme karşıtı.

GERGİ

Perde. İp, kayış, tel vb.ni gerginleştirme işinde kullanılan araç.

BALIKLAMA

Suya dalmada, atlamada balık gibi gergin, düz ve baş aşağı bir biçimde. Bir işe, bir duruma, bir harekete sonucunun ne olacağını düşünmeden (girişmek).

FIRLATMA

Fırlatma işi. Kol ve bacağın vücudun orta çizgisinden türlü yönlere, son eklemine kadar hızla ve gergin olarak uzaklaştırılması.

BAGET

Bateri çalmaya yarayan ince, kısa çubuk. Tavuk, piliç vb. kanatlılarda but ile paça arasında kalan etli bölüm. Çorabı gergin tutmak ve düşmesini engellemek için kullanılan sert lastik. Tıraşlanmış, dikdörtgen biçiminde değerli taş. Düşük gramajlı ince, uzun ekmek.

ELEKTRİKLENMEK

Elektrik enerjisiyle yüklü duruma gelmek. Etkilenmek. Sinirli ve gergin bir duruma gelmek, gerginleşmek.

ÇIRPINTI

Çırpınma. Aşırı uykusuzluk, huzursuzluk, titreme, silkinme durumu. Suların ufak ve oynak dalgalarla kaynaşması. Ruhsal gerginliğin dışa vurulması, ajitasyon.

GERİNMEK

Kolları açarak gövdeyi gergin bir duruma sokmak.