İçinde EFOR geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "efor" olan, toplam 9 tane kelime bulunuyor. İçerisinde efor bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu efor ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında efor olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

11 harfli kelimeler

DEFORMASYON, REFORMCULUK

9 harfli kelimeler

REFORMİST, DEFORMİTE, SİDEREFOR

8 harfli kelimeler

REFORMCU

7 harfli kelimeler

DEFORME

6 harfli kelimeler

REFORM

4 harfli kelimeler

EFOR

Bazı kelimelerin anlamları

EFOR

Çaba, güç (II).

REFORM

Düzeltme.

DEFORME

Biçimi, kalıbı bozulmuş.

REFORMİST

Düzeltmeci.

REFORMCU

Düzeltmeci.

SİDEREFOR

Hemosiderin pigmenti içeren makrofaj.

DEFORMASYON

Biçimi bozulma, biçimsizleşme.

DEFORMİTE

Biçim bozukluğu, sakatlık; organın normal biçimde olmayışıyla belirgin durum.

REFORMCULUK

Düzeltmecilik.

  -   -   -  

Anlamında EFOR bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde EFOR geçen kelimeler listesi verilmiştir.

DARDAĞAN

Palmiye cinsinden bir ağaç (Celtis tournefortii). Bu ağacın çitlembik büyüklüğünde, sert çekirdekli tatlı yemişi.

BONSMARASIĞIRI

Güney Afrika'dan köken alan, 5/8 Güney Afrika beyaz sığırı, 3/16 Hereford, 3/16 Shorthorn genotipi taşıyan, vücudu kaslı ve sağlıklı görünümde, kırmızı renkli ve çoğunlukla boynuzsuz, omuzları, bacakları ve arka çeyreği gelişmiş, kas gelişimi iyi, dayanıklı, uysal mizaçlı, sürü idaresi kolay ve pek çok yetiştirme sisteminde kullanılabilen, kene enfeksiyonlarına direnci yüksek, karkas verimi, et kalitesi ve mermerleşme oranı yüksek etçi sığır ırkı.

ÇAMURYILANIGİLLER

(İlysiidae), Omurgalı hayvanlardan sürüngenler (Reptilia) sınıfının pullu-sürüngenler (Squamata) takımının yılanlar (Ophidia) alt-takımının boalar (Boaeformia) bölümüne giren bir familyası. Başları ve kuyrukları çok kısadır. Pulları düzdür. Güney Amerikada yaşayan zehirsiz yılanları içine alır. Çamur yılanı (İlysia scytale) kızıl yılan (Cylindrophis rufus) en iyi bilinen türleridir.

TOPLUMCULUK

Toplumsal refahı devlet inisiyatifinin getireceğini savunan, işçilerin yönetime katılmalarına ağırlık veren, hür teşebbüsü devletin ve sendikaların baskısı altında tutmaya çalışan, telkin ve propagandalarını eğitim, tarım ve vergi reformları üzerinde yoğunlaştıran siyasi öğreti, sosyalistlik, sosyalizm, erkincilik karşıtı.

BEEFMAKERSIĞIRI

ABD' den köken alan, % 75 Hereford ve % 25 Simental genotipi taşıyan, düşük bakım maliyetleriyle yüksek karkas verimini etkili bir biçimde sağlamada ün kazanmış olan etçi sığır ırkı.

İNKILAP

Toplum düzenini ve yapısını daha iyi duruma getirmek için yapılmış olan köklü değişiklik, iyileştirme, devrim, reform. Bir durumdan başka bir duruma geçiş, dönüşüm.

PİTONGİLLER

Sürüngenler (Squamata) takımının, yılanlar (Ophidia) alt takımının, boalar (Boaeformia) bölümünden, büyük ve zehirsiz türleri içine alan bir familya. (Pythonidae), kum yılanı (Eryx jaculus) iyi bilinen türleridir.

ERGOJEN

Enerji metabolizmasında görev alan ara ürünlerden olup atların sportif etkinliklerini ve başarımını iyileştirmesi ve efor sırasında oluşan zararlı metabolitlerin azaltılması amacıyla kullanılan yem katkı maddesi.

HOLOPROZENSEFALİ

Nöronal migrasyon anomalisi, beyin yarım kürelerinin deformiteleri ve özellikle koku soğanıyla traktuslarının yokluğuyla belirgin, merkezi sinir sisteminin bir gelişim bozukluğu.

SKOLYOZ

Omurganın yanlara doğru çarpıklığı, omurga deformitesi.

DÜZELTMECİ

Düzeltmecilik yanlısı, ıslahatçı, reformist. Düzeltmeyi yapan kişi.

PROTESTAN

Hristiyanlıkta reform hareketi sonucu doğan mezhep. Bu mezhebe bağlı olan kimse.

DÜZELTME

Düzeltmek işi, tashih. Düzelti. Daha iyi duruma getirmek için yapılmış olan değişiklik, ıslahat, reform.

HİDROSEFALUS

Beyinde su toplanması. Beyinde ventriküler sistemde, subaraknoidal boşlukta veya her iki boşluk sisteminde, doğuştan veya kazanılmış nedenlerle anormal miktarda sıvı birikimi. Oluşumunda en ön sebep beyin-omurilik akışını engelleyen tıkanmaya sebep olucu deformitelerdir.

GÜÇ

Fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki yapabilme veya bir etkiye direnebilme yeteneği, kuvvet, efor. Bir akarsuyun aşındırma ve taşıma yeteneği. Bir olaya yol açan her türlü hareket, kuvvet, takat. Sınırsız, mutlak nitelik. Bir toprağın verimlilik yeteneği. Ağır ve yorucu emekle yapılan, çetin, müşkül, kolay karşıtı. Yeterliliğini ve güvenilirliğini kanıtlamış kimse. Birim zamanda yapılmış olan iş. Bir cihazın, bir mekanizmanın iş yapabilme niteliği. Büyük etkinliği ve önemi olan nitelik. Siyasi, ekonomik, askerî vb. bakımlardan etki ve önemi büyük olan devlet, devletler topluluğu. Zorlukla. Bir ulus, bir ordu vb.nin ekonomik, endüstriyel ve askerî potansiyeli.

DÜZELTMECİLİK

Eldeki imkânlarla, ihtilale başvurmadan toplum düzeninin daha iyi duruma getirilebileceğini, sosyal adaletin sağlanabileceğini ileri süren siyasi sistem, ıslahatçılık, reformculuk.

OSTEOKLAZİ

Deforme bir kemiğin müdahaleyle kırılması.

ÇABA

Herhangi bir işi yapmak için ortaya konan güç, zorlu, sürekli çalışma, gayret, ceht, efor.

REOLOJİ

Maddenin akış ve biçim bozulmasını inceleyen bir bilim. Gıda maddelerinin akışkanlığını ve deformasyonunu inceleyen bilim dalı.