Kelimeler arşivinde; içinde "dinleme" olan, toplam 3 tane kelime bulunuyor. İçerisinde dinleme bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu dinleme ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında dinleme olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
DİNLEME
Dinlemek işi.
DİNLEMECE
Masal, hikâye. Çoğu doğa üstü olaylara dayanan, kısa ve eğlenceli hikâye.
DİNLEMEK
İşitmek için kulak vermek. Uymak, baş eğmek, itaat etmek. Birinin sözünü, öğüdünü kabul edip gereğince davranmak. Kulakla veya dinleme aletiyle hastayı muayene etmek.
Bu bölümde tanımı içerisinde DİNLEME geçen kelimeler listesi verilmiştir.
PLAK
Sesleri kaydetmek ve kaydedilen sesleri yeniden pikap veya gramofonda dinlemek amacıyla hazırlanan plastik daire biçiminde yaprak. Metal nesne, plaka.
ODİTORYUM
Etkinlik merkezi. Antik Roma'da halkın ozanları dinlemek üzere toplandığı yer.
İTAAT
Söz dinleme, boyun eğme, buyruğa uyma.
İTAATSİZ
Söz dinlemez, buyruk dinlemez, kendi başına buyruk olan (kimse).
NATO
"Söz dinlemez, söz anlamaz, taş gibi kafa" anlamlarındaki nato kafa, nato mermer deyiminde geçen bir söz.
ÇALMAK
Başkasının malını gizlice almak, hırsızlık etmek, aşırmak. Bir müziği dinlemeyi sağlayan aleti çalıştırmak. Benzemek, andırmak. Bozmak, zarar vermek. Üzerine sürmek. Kumaşın bir parçasını kesmek. Vurarak ya da sürterek ses çıkartmak. Ses çıkarmak, ses vermek. Zamanı boşa harcatmak, ziyan edilmesine yol açmak. Süpürmek, temizlemek. Atmak, çarpmak, vurmak. Madeni oymak, kalemle işlemek.
DİNLETMEK
Dinlemesini sağlamak, söz geçirmek.
MUKABELE
Karşılık verme, karşılama, karşılık. Karşılaştırma, karşılıklı yapılmış olan okuma. Karşı gelme, başkaldırma. Toplu yerlerde yüksek sesle hatim okunurken Kur'an okumasını bilenlerin gözleriyle Kur'an'ı takip etmesi, bilmeyenlerin dinlemesi.
DALINÇ
Kendinden geçercesine sessiz bir coşkuya dalma, istiğrak, meditasyon. Günlük hayatın sıkıntılarından sıyrılmak amacıyla bağdaş kurarak sessiz ve hareketsiz bir biçimde düşüncelerden uzaklaşma, kendini dinleme, istiğrak, meditasyon.
DİNLEYİŞ
Dinleme işi.
DİNLENMEK
Güç kazanmak için çalışmaya ara vermek, yorgunluğunu gidermek, soluklanmak, istirahat etmek. Dinleme işine konu olmak. Bazı yiyecek ve içecekleri, tadını arttırma, kolay pişmesini sağlama vb. sebeplerle bir süre bekletmek. Önemsenmek, öğüdü yerine getirilmek.
YARAMAZLAŞMAK
Çocuk söz dinlememek, rahat durmamak, yasak edilen şeyleri yapmakta ayak diremek.
STETOSKOP
Kalbin ve iç organların hareketleri ile meydana gelen sesleri dinlemeye yarayan araç.
SESLEMEK
Dinlemek, kulak vermek. Çağırmak.
YARAMAZ
Uygun ve yararlı olmayan, bir işe yaramayan. Çapkın. Söz dinlemeyen, uslu durmayan, yasaklanan şeyleri yapmakta ayak direyen, haşarı (çocuk), uslu karşıtı.
YÜRÜRÇALAR
Pille çalışan kulaklık aracılığıyla müzik dinlemeye yarayan, insanın üzerinde taşıyabileceği teyp.
GİYMEK
Örtünüp korunmak için bir şeyi vücuduna geçirmek. Ağır söz veya hakareti, küçültücü davranışı ses çıkarmadan dinlemek.
PERKÜSYON
Vurmalı sazlar. Tanı için parmak veya alet kullanılarak vurup dinlemekle yapılmış olan muayene.
DİKBAŞLI
İnatçı, bildiğinden dönmeyen, büyüklerinin sözünü dinlemeyen, boyun eğmeyen (kimse), dikkafalı. Kurumlu (II).
PİKAP
Küçük kamyon, kamyonet. Elektrikle veya pille çalışan, plak dinlemekte kullanılan araç.