Kelimeler arşivinde; içinde "cud" olan, toplam 15 tane kelime bulunuyor. İçerisinde cud bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu cud ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında cud olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
MEVCUDİYET
MEVCUDAT, BURCUDAR, CUDAMSIZ, OCUDUMAK
CUDAYMA, MEVCUDE
CUDİYE
CUDAM, BACUD, BOCUD, CUDAR
CUDA, CUDİ
CUD
CUD
(Argo) Gölge oyunu'nda Yahudi tasvirine verilen ad. bk. Yahudi. Tiplerden Yahudi'ye verilen addır. Karagözcüler de bu "tasvir" i bu adla anarlar.
CUDAYMA
Leblebi.
CUDA
Bodur, kısa çelimsiz.
CUDAM
Beceriksiz, güçsüz, görgüsüz kimse.
CUDAR
Sakat ve çirkin.
CUDAMSIZ
Beceriksiz.
CUDİYE
Cömert, eli açık.
OCUDUMAK
Bir şeye karşı çok istek duymak : Veli çobanlığa ocuduyor.
BOCUD
Toprak, çam ağacı veya madenden yapılmış ibrik, emzikli testi. Su bidonu, sürahi.
MEVCUDAT
Var olan şeyler, varlıklar. Yaratıklar.
CUDİ
Cömert, eli açık.
MEVCUDE
Var olan, bulunan. Hazır olan, hazır bulunan.
MEVCUDİYET
Varlık. Varoluş.
BURCUDAR
İş bozan.
BACUD
Taze fasulye.
Bu bölümde tanımı içerisinde CUD geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ANESTEZİ
Canlı vücudunun tümünde veya bir bölgesinde ağrı, ısı, ışık ve dokunma gibi tüm duyuların ortadan kaldırılması, duyu yitimi. Belirli bir sinirin hasarına bağlı olarak vücutta ilgili bölgede ortaya çıkan duyu olmaması.
ATARDAMAR
Kalbin sağ karıncığından akciğerlere, sol karıncığından vücudun diğer bölümlerine kan taşıyan damar, şiryan, arter.
AĞRI
Vücudun herhangi bir yerinde duyulan şiddetli acı. Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.
AMİP
Amipler takımından, vücudunun biçim değiştirmesiyle oluşan geçici kollar veya ayaklar üzerinde sürünerek yer değiştiren, tatlı ve tuzlu sularda yaşayan bir hücreli canlı (Amoeba).
AĞRIMAK
Vücudun bir yeri ağrılı durumda olmak.
ANTİKOR
Vücuda giren antijenlere karşı oluşan bağışıklık proteini.
AEROBİK
Sağlıklı bir vücuda sahip olmak için tempolu müzik eşliğinde yapılmış olan bir jimnastik türü.
AKKARAMAN
Orta ve Doğu Anadolu'nun batı kesimlerinde yaygın olarak yetiştirilen, vücudu beyaz, ağız, burun, göz etrafı, kulak ve ayaklarında siyah lekeler bulunabilen, kaba karışık yapağılı, yerli bir tür koyun.
ALIŞTIRMA
Alıştırmak işi. Vücudun gücünü ve dayanıklılığını artırmak için yapılmış olan uygulama, hazırlık çalışması, idman, egzersiz, antrenman. Bir beceriyi, bilgiyi kazanmak için yapılmış olan tekrar, temrin, talim, egzersiz. Bir araç motorundan tam verim elde edilebilmesi için ilk dönemlerinde yüksek devirde düşük hızda çalıştırılması, rodaj.
AKAR
Kiraya verilerek gelir getiren ev, dükkân, tarla, bağ vb. mülk, akaret. Halı, koltuk, yatak vb. yerlerde ve nemli ortamlarda yaşayan, astıma yol açabilen, insan vücudundan dökülen deri tozlarıyla ve parçacıklarıyla beslenen bir tür canlı. Sıvı, mai, likit.
AKINTI
Akma işi. Sıvı yapıştırıcıların ağaç yüzeylerine gereğinden çok sürülmesi ile oluşan durum. Hastalık sebebiyle vücudun herhangi bir yerinden sulu madde akması. Havanın veya suyun herhangi bir yöne doğru yer değiştirmesi, akım, cereyan. Eğiklik, eğim, meyil. Çam türü ağaçlarda bulunan reçinenin eriyerek akması olayı.
AKUPUNKTUR
Vücudun belirli noktalarına genellikle altın iğne batırılarak yapılmış olan tedavi.
ALTMIŞINCI
Altmış sıfatının sıra bildiren biçimi, sırada elli dokuzuncudan sonra gelen.
AŞILAMAK
Vücutta bağışıklık yaratmak veya yerleşmiş bir hastalığa karşı koyabilmek için hazırlanmış bir aşıyı vücuda vermek, aşı yapmak. Birtakım düşünce veya duyguları başkasına benimsetmek, telkin etmek, etkilemek. Soğuğa sıcak, sıcağa soğuk su katmak. Elde edilmesi istenilen herhangi bir ağacın bir parçasını anaç üzerine kaynaştırarak üretmek. Başkasına hastalık geçirmek.
ATLAMA
Atlamak işi. Belirli bir yerden gerilip hız alarak yapılmış olan sıçrama ile vücudu yerden kesip daha uzak bir yere kondurma veya belli bir yükseklikten aşırma. Bu biçimde en uzağa atlamak veya en yükseği aşmak amacıyla yarışılan atletizm dalı.
ANTİJEN
Vücuda girişi kendisine karşı antikor oluşmasına sebep olan protein yapısında madde.
ATLETİK
Vücudu gelişmiş, biçimli, atlet gibi. Atletleri ilgilendiren.
ARKA
Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı, ön karşıtı. Bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyi. Otururken sırtın dayandığı yer. Geri kalan bölüm. Geçmiş, geride kalmış zaman. Kayıran, destekleyen. İnsanın vücudu, bedeni. Art, peş. Arkada olan, arkada bulunan.
AKROMEGALİ
Genel gelişme bittikten sonra el, çene, burun vb. vücudun sivri kısımlarındaki kemiklerin kalınlaşması, büyümesi veya uzaması.
ANTİTOKSİN
İçine giren toksinleri zararsız duruma getirmek için vücudun çıkardığı madde, antitoksik.