İçinde CUD geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "cud" olan, toplam 15 tane kelime bulunuyor. İçerisinde cud bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu cud ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında cud olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

10 harfli kelimeler

MEVCUDİYET

8 harfli kelimeler

MEVCUDAT, BURCUDAR, CUDAMSIZ, OCUDUMAK

7 harfli kelimeler

CUDAYMA, MEVCUDE

6 harfli kelimeler

CUDİYE

5 harfli kelimeler

CUDAM, BACUD, BOCUD, CUDAR

4 harfli kelimeler

CUDA, CUDİ

3 harfli kelimeler

CUD

Bazı kelimelerin anlamları

CUD

(Argo) Gölge oyunu'nda Yahudi tasvirine verilen ad. bk. Yahudi. Tiplerden Yahudi'ye verilen addır. Karagözcüler de bu "tasvir" i bu adla anarlar.

CUDAYMA

Leblebi.

CUDA

Bodur, kısa çelimsiz.

CUDAM

Beceriksiz, güçsüz, görgüsüz kimse.

CUDAR

Sakat ve çirkin.

CUDAMSIZ

Beceriksiz.

CUDİYE

Cömert, eli açık.

OCUDUMAK

Bir şeye karşı çok istek duymak : Veli çobanlığa ocuduyor.

BOCUD

Toprak, çam ağacı veya madenden yapılmış ibrik, emzikli testi. Su bidonu, sürahi.

MEVCUDAT

Var olan şeyler, varlıklar. Yaratıklar.

CUDİ

Cömert, eli açık.

MEVCUDE

Var olan, bulunan. Hazır olan, hazır bulunan.

MEVCUDİYET

Varlık. Varoluş.

BURCUDAR

İş bozan.

BACUD

Taze fasulye.

  -   -   -  

Anlamında CUD bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde CUD geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ANESTEZİ

Canlı vücudunun tümünde veya bir bölgesinde ağrı, ısı, ışık ve dokunma gibi tüm duyuların ortadan kaldırılması, duyu yitimi. Belirli bir sinirin hasarına bağlı olarak vücutta ilgili bölgede ortaya çıkan duyu olmaması.

ATARDAMAR

Kalbin sağ karıncığından akciğerlere, sol karıncığından vücudun diğer bölümlerine kan taşıyan damar, şiryan, arter.

AĞRI

Vücudun herhangi bir yerinde duyulan şiddetli acı. Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.

AMİP

Amipler takımından, vücudunun biçim değiştirmesiyle oluşan geçici kollar veya ayaklar üzerinde sürünerek yer değiştiren, tatlı ve tuzlu sularda yaşayan bir hücreli canlı (Amoeba).

AĞRIMAK

Vücudun bir yeri ağrılı durumda olmak.

ANTİKOR

Vücuda giren antijenlere karşı oluşan bağışıklık proteini.

AEROBİK

Sağlıklı bir vücuda sahip olmak için tempolu müzik eşliğinde yapılmış olan bir jimnastik türü.

AKKARAMAN

Orta ve Doğu Anadolu'nun batı kesimlerinde yaygın olarak yetiştirilen, vücudu beyaz, ağız, burun, göz etrafı, kulak ve ayaklarında siyah lekeler bulunabilen, kaba karışık yapağılı, yerli bir tür koyun.

ALIŞTIRMA

Alıştırmak işi. Vücudun gücünü ve dayanıklılığını artırmak için yapılmış olan uygulama, hazırlık çalışması, idman, egzersiz, antrenman. Bir beceriyi, bilgiyi kazanmak için yapılmış olan tekrar, temrin, talim, egzersiz. Bir araç motorundan tam verim elde edilebilmesi için ilk dönemlerinde yüksek devirde düşük hızda çalıştırılması, rodaj.

AKAR

Kiraya verilerek gelir getiren ev, dükkân, tarla, bağ vb. mülk, akaret. Halı, koltuk, yatak vb. yerlerde ve nemli ortamlarda yaşayan, astıma yol açabilen, insan vücudundan dökülen deri tozlarıyla ve parçacıklarıyla beslenen bir tür canlı. Sıvı, mai, likit.

AKINTI

Akma işi. Sıvı yapıştırıcıların ağaç yüzeylerine gereğinden çok sürülmesi ile oluşan durum. Hastalık sebebiyle vücudun herhangi bir yerinden sulu madde akması. Havanın veya suyun herhangi bir yöne doğru yer değiştirmesi, akım, cereyan. Eğiklik, eğim, meyil. Çam türü ağaçlarda bulunan reçinenin eriyerek akması olayı.

AKUPUNKTUR

Vücudun belirli noktalarına genellikle altın iğne batırılarak yapılmış olan tedavi.

ALTMIŞINCI

Altmış sıfatının sıra bildiren biçimi, sırada elli dokuzuncudan sonra gelen.

AŞILAMAK

Vücutta bağışıklık yaratmak veya yerleşmiş bir hastalığa karşı koyabilmek için hazırlanmış bir aşıyı vücuda vermek, aşı yapmak. Birtakım düşünce veya duyguları başkasına benimsetmek, telkin etmek, etkilemek. Soğuğa sıcak, sıcağa soğuk su katmak. Elde edilmesi istenilen herhangi bir ağacın bir parçasını anaç üzerine kaynaştırarak üretmek. Başkasına hastalık geçirmek.

ATLAMA

Atlamak işi. Belirli bir yerden gerilip hız alarak yapılmış olan sıçrama ile vücudu yerden kesip daha uzak bir yere kondurma veya belli bir yükseklikten aşırma. Bu biçimde en uzağa atlamak veya en yükseği aşmak amacıyla yarışılan atletizm dalı.

ANTİJEN

Vücuda girişi kendisine karşı antikor oluşmasına sebep olan protein yapısında madde.

ATLETİK

Vücudu gelişmiş, biçimli, atlet gibi. Atletleri ilgilendiren.

ARKA

Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı, ön karşıtı. Bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyi. Otururken sırtın dayandığı yer. Geri kalan bölüm. Geçmiş, geride kalmış zaman. Kayıran, destekleyen. İnsanın vücudu, bedeni. Art, peş. Arkada olan, arkada bulunan.

AKROMEGALİ

Genel gelişme bittikten sonra el, çene, burun vb. vücudun sivri kısımlarındaki kemiklerin kalınlaşması, büyümesi veya uzaması.

ANTİTOKSİN

İçine giren toksinleri zararsız duruma getirmek için vücudun çıkardığı madde, antitoksik.