İçinde AYDINLA geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "aydınla" olan, toplam 26 tane kelime bulunuyor. İçerisinde aydınla bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu aydınla ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında aydınla olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

17 harfli kelimeler

AYDINLATILABİLMEK

16 harfli kelimeler

AYDINLATILABİLME

15 harfli kelimeler

AYDINLATABİLMEK, AYDINLATMACILIK, AYDINLATIVERMEK, AYDINLANIVERMEK, AYDINLANABİLMEK

14 harfli kelimeler

AYDINLANABİLME, AYDINLATABİLME, AYDINLANIVERME, AYDINLATIVERME

13 harfli kelimeler

AYDINLATILMAK

12 harfli kelimeler

AYDINLATILIŞ, AYDINLATILMA, İÇAYDINLATMA

11 harfli kelimeler

AYDINLANMAK, AYDINLATICI, AYDINLAŞMAK, AYDINLATMAK

10 harfli kelimeler

AYDINLAŞMA, AYDINLANIŞ, AYDINLATIŞ, AYDINLATMA, AYDINLANMA

8 harfli kelimeler

AYDINLAR

7 harfli kelimeler

AYDINLA

Bazı kelimelerin anlamları

AYDINLA

Aydınlık.

AYDINLATABİLMEK

Aydınlatma imkânı veya olasılığı bulunmak.

AYDINLATILMA

Aydınlatılmak işi.

AYDINLANABİLME

Aydınlanabilmek işi.

İÇAYDINLATMA

Araçların yolcu taşınan bölümlerini aydınlatan donatım ve bu bölümleri aydınlatma işi.

AYDINLANABİLMEK

Aydınlanma imkânı veya olasılığı bulunmak.

AYDINLANIVERMEK

Çabucak aydınlanmak.

AYDINLATABİLME

Aydınlatabilmek işi.

AYDINLATILABİLME

Aydınlatılabilmek işi.

AYDINLATILIŞ

Aydınlatılma işi veya durumu.

AYDINLATMACILIK

Aydınlatmanın bilimsel temel ve tekniklerinin tümü.

AYDINLATILMAK

Aydınlatma işine konu olmak.

AYDINLATIVERMEK

Çabucak aydınlatmak.

AYDINLANIVERME

Aydınlanıvermek işi.

AYDINLATIVERME

Aydınlatıvermek işi.

AYDINLATILABİLMEK

Aydınlatılma imkânı veya olasılığı bulunmak.

  -   -   -  

Anlamında AYDINLA bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde AYDINLA geçen kelimeler listesi verilmiştir.

BELEDİYE

İl, ilçe, kasaba, belde vb. yerleşim merkezlerinde temizlik, aydınlatma, su, toplu taşıma ve esnafın denetimi gibi kamu hizmetlerine bakan, başkanı ve üyeleri halk tarafından seçilen, tüzel kişiliği olan örgüt, şehremaneti. Bu örgütün bulunduğu bina.

FANUS

Süslü, ayaklı fener. Genellikle silindir biçiminde olan mum, gaz lambası vb. aydınlatma araçlarının çevresini kapatarak rüzgârdan koruyan cam. Saat, mikroskop vb. araçları tozdan korumak için üzerlerine kapatılan, yarım küre biçiminde cam kap.

FEYİZLENMEK

Feyzalıp aydınlanmak, faydalanmak.

AÇILMA

Açılmak işi. Bir grupta, sıraların jimnastik alıştırmaları için dağınık düzene girmesi. Bir film çekiminde karanlıkta başlayıp gittikçe aydınlanarak görüntülerin belirmesine dayanan noktalama. Çatlama.

AVİZE

Tavana asılan, şamdanlı, lambalı, cam veya metal süslü aydınlatma aracı.

ELEKTRİK

Maddenin elektron, pozitron, proton vb. parçacıklarının hareketleriyle ortaya çıkan enerji türü. Fiziğin, bu enerji ile oluşan olaylarını inceleyen kolu. Bu enerjiden elde edilen aydınlanma. Çarpıcılık, cazibe, canlılık. Bu enerjinin gündelik hayatta kullanılan biçimi.

FENER

Saydam bir maddeden yapılmış veya böyle bir madde ile donatılmış, içinde ışık kaynağı bulunan aydınlatma aracı. Askı. Gemilere yol gösteren ışık kulesi.

AÇIKLAMAK

Bir konuyla ilgili gerekli bilgileri vermek, izah etmek. Açıkça söylemek, ifşa etmek. Belirtmek, göstermek, açığa vurmak, izhar etmek. Bir sorunla ilgili aydınlatıcı bilgi vermek, tavzih etmek. Bir sözün, bir yazının ne anlatmak istediğini belirtmek, yorumlamak.

GÜNEŞSİZ

Güneş ışınlarıyla aydınlanmayan, güneş ışınlarını almayan. Kapalı, bulutlu (hava).

ENDOSKOP

İnsan vücudunun herhangi bir boşluğunu, muayeneyi kolaylaştırmak için aydınlatıp görünür duruma getiren alet, içgöreç.

AYDINLATMA

Aydınlatmak işi, ışıklandırma. Sahnelerin ışıklandırılması işi.

ERGİNLEMEK

Birini bir konu üzerinde aydınlatıp onu gerekli temel bilgi ve becerilerle donatarak ergin ve yetişmiş kılmak. Bir kişiyi dernek, topluluk vb.ne özel bir törenle almak.

AÇMAK

Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek. Yakışmak, güzel göstermek. Engeli kaldırmak. Savaşla almak, fethetmek. Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek. Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak. Birbirinden uzaklaştırmak. Satranç, poker vb. oyunları başlatmak. Ayırmak, tahsis etmek. Yarmak. Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak. Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Yapmak, düzenlemek. Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek. Alışverişi başlatmak. Görünür duruma getirmek. Geçit sağlamak. Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak. Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak. Ferahlık vermek. Bir konu ile ilgili konuşmak. Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek. Rengin koyuluğunu azaltmak. Beğenmek. Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmak. Alanını genişletmek.

GENELGE

Yasa ve yönetmeliklerin uygulanmasında yol göstermek, herhangi bir konuda aydınlatmak, dikkat çekmek üzere ilgililere gönderilen yazı, tamim, sirküler.

ÇIRA

Çam vb. reçineli ağaçların yağlı ve çabuk yanmaya elverişli bölümü. Lamba. Bu bölümden küçük küçük kesilerek hazırlanmış, tutuşturma ve aydınlatma işlerinde kullanılan parça.

AĞARMAK

Beyazlaşmak. Rengi solmak. Aydınlanmak.

AYDINLANMA

Aydınlanmak işi ya da durumu. Bir sorun üzerine gereği kadar bilgi edinme, tenevvür. Bir yüzeyin, karşısına konulan eşit ışık kaynaklarının sayısı ile orantılı olarak aydınlık görünmesi.

GÜNEŞLİ

Güneş ışınlarıyla aydınlanmış. Güneş ışınlarıyla yanmış. Açık, aydınlık (hava).

AYDINLIK

Bir yeri aydınlatan güç, ışık. Kolay anlaşılacak derecede açık olan, vazıh. Kötülükten uzak, temiz, saf. Bir yapının ortasına gelen oda ve öbür bölümlerin ışık alması için damın ortasından zemine kadar açılan boşluk. Işık alan.

FAR

Taşıtların ön bölümünde bulunan, kısa ve uzun mesafeyi aydınlatmaya yarayan ışık düzeneği. Kadınların süs için göz kapaklarına sürdükleri çeşitli renkte boya, düzgün.