Kelimeler arşivinde; içinde "asaba" olan, toplam 12 tane kelime bulunuyor. İçerisinde asaba bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu asaba ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında asaba olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
KASABAÖRENCİK
KASABACIK, KOCASABAN, SAYASABAN
KASABALI, MASABAŞI, ASABALIK, GABASABA
BASABAS
KASABA, GASABA
ASABA
ASABA
Ölen kimsenin, karısına düşen mal. Erkek mirasçı, erkek evlât. İkinci derecedeki akraba. Dost, arkadaş. Bir ilde, bir memlekette oturanlar. Soy, akraba, sülâle. Boy, yükseklik, derinlik. Fotin veya mestin topuğu örten parçası. Giyside beden: Ceketin asabası genişçe olmuş. Tarlanın yüzü.
KASABA
Şehirden küçük, köyden büyük, henüz kırsal özelliklerini yitirmemiş olan yerleşim merkezi, belde.
KASABALI
Kasaba halkından olan. Kasabada yaşayan.
MASABAŞI
Kuruluşlarda büro benzeri yerlerde genellikle oturularak yapılmış olan (iş, görev vb.).
KASABACIK
Küçük kasaba.
GABASABA
İlkbaharda yetişen bir çeşit yabani ot.
GASABA
Gerdan, boyun (hayvan için). Arapça kökenli kasaba: kasaba.
SAYASABAN
Toprağın derinliğine fazla inmeyen saban. (Dereköy Uluborlu Isparta).
KASABAÖRENCİK
Kastamonu kenti, merkez ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir bölge.
ASABALIK
Haksız olarak alınan toprak, mal.
BASABAS
Durmadan dinlenmeden; tıka basa.
KOCASABAN
Van şehri, Muradiye belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Bu bölümde tanımı içerisinde ASABA geçen kelimeler listesi verilmiştir.
DÜZENLEYİM
Devlete ve kişilere ait ormanların, önceden hazırlanıp kabul edilmiş esaslara uygun olarak işletilmesi, amenajman. Doğal kaynakların işletilmesi, amenajman. Bir kentin, kasabanın tümünün ya da bir yerleşim yerinin bir bölümünün kendiliğinden gelişmesine engel olmak, bu gelişmeye toplum yararına bir biçim vermek amacıyla, yerleşim yerinin işlevleriyle toprak kullanımı arasında bir ilişki kurmayı öngören, geleceğe dönük bir kamusal eylem türü. Nesneleri birbirine uyarlayarak oluşturulan düzen. Bir konuyu oluşturan düşünceleri uygun bir biçimde birbirine bağlama işi ve bundan doğan sonuç, bk. yazınç.
MAHALLE
Bir şehrin bir kasabanın, büyükçe bir köyün bölündüğü parçalardan her biri. Bu parçalarda oturan insanlarn tamamı.
HAN
Doğu ülkelerinde yerli beyler ve Kırım girayları için kullanılan unvan. Osmanlı padişahlarının adlarının sonuna getirilen unvan. Büyükşehirlerde serbest mesleklerde çalışanların oda veya daire tutup çalıştıkları birkaç katlı yapı. Eskişehir iline bağlı ilçelerden biri. Yol üzerinde veya kasabalarda yolcuların konaklamalarına yarayan yapı.
GILIÇ
Karasabanın ökçesini oka bağlayan parça. Şal dokunurken argacı attıktan sonra sıkışması için arasına vurulan ağaç: Annem kardeşimin savarını dokurken kuvvetli gılıç vuruyor. Kılıç.
GENBİNİ
Kent ve kasabalarda yolcuların topluca taşınmalarını sağlayan ve genellikle yerel yönetimlerce çalıştırılan taşıtlardan biri.
BELEDİYE
İl, ilçe, kasaba, belde vb. yerleşim merkezlerinde temizlik, aydınlatma, su, toplu taşıma ve esnafın denetimi gibi kamu hizmetlerine bakan, başkanı ve üyeleri halk tarafından seçilen, tüzel kişiliği olan örgüt, şehremaneti. Bu örgütün bulunduğu bina.
ARADAN
Karasaban demirinin eklendiği, ve üstüne geçtiği ağaç parçası.
KIR
Beyazla az miktarda siyah karışmasından oluşan renk. Şehir ve kasabaların dışında kalan, çoğu boş ve geniş yer, dağ bayır. Bu renkte olan.
HAYAT
Canlı, sağ olma durumu. Canlılığı gösteren hareket, kaynaşma. Yaşam. Avlu. Bir kimsenin tarihsel biyografisi, hayat öyküsü, hayat hikâyesi. Geçim şartlarının bütünü. Genellikle köy ve kasaba evlerinde, üstü kapalı, bir veya birkaç yanı açık sofa. Meslek. Sundurma. Hayat biçimi, içinde yaşanılan şartların bütünü, yaşantı. Balkon. Yazgı. Yaşamayı sağlayan şartların bütünü.
DÜZENTASAR
Kent ya da kasaba halkının sağlığını korumak, toplumsal, ekonomik ve ekinsel gereksinmelerini, iyi yaşama düzenini ve çalışma koşullarını ve güvenliğini sağlamak amacıyla, ülke, bölge ve kent verilerine dayanılarak oturma, çalışma, dinlenme ve ulaşım gibi kentsel işlevler arasında denge kurup, eldeki ve sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi çözüm yollarını bulmak için, varsa yeryazım durumu da belirtilen haritalar üzerinde toprak parçalarının kullanım biçimlerini ve başlıca bölge tiplerini gösteren, tüzel bir değeri olan onaylanmış belge. bk. ana düzentasar.
ÇEVREGÖRÜ
Bir kentin ya da kasabanın, belli başlı özelliklerinin ilk bakışta algılanmasına ve kavranmasına olanak veren kısa gözlemi.
ARONA
Karasaban.
ĞARAHIDIR
Karahıdır (kasaba).
ŞEHİRLEŞMEK
Köy, kasaba büyüyerek şehir durumuna gelmek, kentleşmek.
VAROŞ
Kent veya kasabada kenar mahalle.
DİNLENEK
Bir kent ya da kasabanın içinde ya da yakınında, insanların, boş süreylerinde dinlenmeleri, eğlenmeleri, yemekli kır gezisi yapabilmeleri için kent ya da il yönetimlerince düzenlenmiş, ayrılmış alanlar.
İSKELE
Deniz taşıtlarının yanaştığı, çoğu tahta ve betondan yapılmış, denize doğru uzanan yer. Kıyıya yanaşan deniz aracına doğru uzatılan eğreti küçük köprü veya gemiye çıkmayı sağlayan merdiven. Vapur uğrağı olan şehir veya kasaba. İçerilerde bulunan bir yerin kendine en yakın olan deniz taşıtı uğrağı veya demir yolu durağı. Işıkların yerleştirilmesi, ışıkçıların dolaşabilmesi için stüdyolarda tavana yakın yerde duvarı çepeçevre saran çıkıntı. Geminin sol yanı. Yapıların dışında sıvama, boyama veya onarım için keresteden kat kat kurulan, çalışma sırasında üstüne çıkılan çatkı.
AYAT
Evlerin önünde topraktan yapılmış kaldırım. Sundurma. Evlerde sofa. Kapı. Avlu, açık arsa. Alt kattaki sofa, taşlık. Arapça kökenli hiyât. Köy ve kasaba evlerinde, üstü kapalı, bir veya birkaç yanı açık sofa. Avlu.
HONDAZ
Kabasaba, biçimsiz kimse: Bırak şu hondazı.
ARADAM
Karasaban demirinin eklendiği, ve üstüne geçtiği ağaç parçası.