Kelimeler arşivinde; içinde "afat" olan, toplam 48 tane kelime bulunuyor. İçerisinde afat bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu afat ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında afat olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
MÜKAFATLANDIRMAK
MÜKAFATLANDIRMA
KALAFATLANMAK, GALAFATDEMİRİ, ŞATAFATSIZLIK, KAFATASSIZLAR
KALAFATLAMAK, KARAFATMALAR, KALAFATLANMA, KALAFATÇILIK, KALAFATÇILAR, ORTAFATMACIK, KAFATASÇILIK
KALAFATLAMA
MÜSAKKAFAT, KALAFATSIZ, ŞATAFATSIZ, AFATLANMAK
KILAFATLI, ŞATAFATLI, KAFATAHTA, KALAFATLI, MÜKAFATEN, ALAFATIMA, AFATLAMAK, KARAFATMA, KALAFATÇI, KAFATASÇI, ŞATAFATÇI
FAFATARA, KAFATMAK, GAFATAŞI, KAFATASI
GALAFAT, MALAFAT, MARAFAT, MUSAFAT, MÜKAFAT, ŞENAFAT, ŞATAFAT, KALAFAT, TAFATIR
ARAFAT, RAFATA, ALAFAT
NAFAT, VAFAT
AFAT
AFAT
Afetler.
KALAFATLANMA
Kalafatlanmak işi.
MÜKAFATLANDIRMAK
Ödüllendirmek.
MÜSAKKAFAT
Üzeri damla örtülmüş olan yapılar.
GALAFATDEMİRİ
Kayıklarda meydana gelen yarıkların arasına pamuk sokmağa yarayan demir araç. (Gençali Senirkent Isparta).
ŞATAFATSIZLIK
Şatafatsız olma durumu.
KALAFATLAMAK
Geminin kaplamasını kalafatla onarmak. Onarmak, çekidüzen vermek.
KALAFATÇILIK
Kalafatçının yaptığı iş.
KARAFATMALAR
Tarım yönünden kimi zararlı, kimi yararlı birçok türü içine alan ve asalak soluncanlara arakonakçı olanlarıyle ayrıca ilgimizi çeken, genellikle gececi, kınkanatlılar familyası.
ORTAFATMACIK
Şanlıurfa ili, Birecik ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.
KAFATASÇILIK
İnsanları kafataslarının biçimine göre değerlendiren görüş. Bir düşünce, inanç vb.ne körü körüne bağlılık.
KALAFATLANMAK
Kalafatlama işi yapılmak. Onarılmak, çekidüzen verilmek.
KAFATASSIZLAR
Çok hücrelilerin (Metazoa), ikincil ağızlılar (Deuterostomia) filumunun, kordalılar (Chordata) alt filumunun bir dalı. Saydam, ince, uzun, balık biçiminde vücutlu, ön ve art ucu sivri olan, belirli bir baş bölgeleri bulunmayan, deri örtüsü tek katlı olan, kordaları bütün hayatları boyunca bulunan ve destek sağlayan, sırt sinir borusu sinir sistemini oluşturan, solungaç yarıkları dar ve uzun olan, yürekleri bulunmayan, ayrı eşeyli, ılık ve sıcak denizlerde kısmen kuma gömülü olarak yaşayan, batrak (Amphioxus lanceolatum) türü iyi bilinen bir dal. Cephalochorda. (Acrania, anlamdaş. Cephalochorda),türü iyi bilinir.
MÜKAFATLANDIRMA
Ödüllendirme.
KALAFATLAMA
Kalafatlamak işi.
KALAFATÇILAR
Tersane halkını oluşturan bölüklerden her biri.
Bu bölümde tanımı içerisinde AFAT geçen kelimeler listesi verilmiştir.
BEYİN
Kafatasının içinde beyin zarları ile örtülü, iki yarım küre biçiminde sinir kütlesinden oluşan, duyum ve bilinç merkezlerinin bulunduğu organ, ensefal, dimağ. Muhakeme, usa vurma. Bilgisi, eğitimi, düşüncesi yüksek düzeyde olan kimse. Akıl, anlayış. Bir şeyi yönetmede önemli görevi olan kimse.
BINGILDAK
Kafatasının kemikleşmeden önce kemiklerin birleşme yerlerinde bulunan kıkırdak bölümü.
CAFCAFLI
Gösterişli, fazla şık, şatafatlı. Karışık, gürültülü patırtılı, tehlikeli.
BRAKİSEFAL
Kafatasının genişliği ile uzunluğu hemen hemen eşit olan (kimse), kısa kafalı.
BEYİNCİK
Kafatasının art bölümünde ve beynin altında, hareket dengesi merkezi olan organ.
GÖRKEM
Göz alıcı ve gösterişli olma durumu, gösteriş, debdebe, ihtişam, tantana, haşmet, şatafat, şaşaa. Büyüklük.
KAFATASÇI
Kafatasçılıktan yana olan (kimse, görüş).
ABRAZONLU
Gösterişli, şatafatlı, oynak: Fatma çok abrazonludur.
FRENOLOJİ
Kafatasının biçimine bakarak insanın karakterini ve zihinsel yeteneğini inceleme.
HİDROSEFALİ
Beyin omurilik sıvısının çoğalmasıyla, beyin karıncıklarının büyümesine yol açan, bazen de kafatasının büyümesine sebep olan hastalık.
MİKROSEFAL
Yetersiz gelişme sonunda beyni ve kafatası küçük olan (kimse).
GÖRKEMLİ
Büyüklüğü, görünüşü ve güzelliğiyle görenleri etkileyen, gösterişli, debdebeli, haşmetli, ihtişamlı, muhteşem, şaşaalı, şatafatlı, tantanalı, anıtsal. İri yapılı, iyice serpilmiş.
ÜSTÜPÜ
Gemi kalafatında, işliklerde, buharlı makinelerde, temizlik işlerinde, otomobilcilikte kullanılan didilmiş kendir.
KALAFATÇI
Gemi ve kayıklarda kalafatlama işini yapan kimse. Kalafat yapan ya da satan kimse.
KRANİYOLOJİ
Kafatasının içgüdü ve yeteneklerle olan ilgisini inceleyen bilim kolu.
BİLAR
Katranlı kıldan yapılmış olan ve kalafat işlerinde kullanılan bir macun türü.
CAFCAF
Gösteriş, şatafat. Ağız kalabalığı ile bir şeyi elde eden, şirret.
TEPE
Bir şeyin en üstteki bölümü. Başın üst, kafatasının iki kulak arasında kalan bölümü. İkizkenar bir üçgende eşit kenarların kesişme noktası. Yüksekliği genel olarak birkaç yüz metreyi geçmeyen, çok kez tek başına, yamaçları yatık yer biçimi. Birinin yanı başı, baş ucu. Çokgende veya çok yüzlüde köşelerden her biri. Bir yerin, bir nesnenin vb.nin üstü, hizası. Bakışım ekseni bulunan bir eğrinin veya yüzeyin bu eksenle kesişme noktalarından her biri.
MUTANTAN
Görkemli, şatafatlı.
LÜKS
Giyimde, eşyada, harcamada aşırı gitme, gösteriş, şatafat. Aydınlatma ölçü birimi. Aşırı, fazla. Hava basınçlı bir tür petrol lambası, lüks lambası. Gösterişli, şatafatlı. Gereksinim dışı olan.