Kelimeler arşivinde; içinde "yeme" olan, toplam 56 tane kelime bulunuyor. İçerisinde yeme bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu yeme ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında yeme olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
MURADİYEMENGENCİK
KEDİYEMEZLİK
YOĞURTYEMEZ, YEMEKLENMEK, YEMENİCİLİK, PEYNİRYEMEZ, ÖDEYEMEZLİK, CIMBARYEMEK, VARYEMEZLİK, YİRİYEMEMEK
YEMEYHHANA, YEMEKÇİLİK, YEMENÇAYIR, ETYEMEZLİK, YEMEKLEMEK
ETYEMEZLİ, KURTYEMEZ, TURKYEMEZ, YEMELEMEK, YEMEKHANE, YEMEKALTI, MÜLAYEMET, YİYEMEMEK
ÖDEYEMEZ, YEMENEŞİ, YEMENMEK, BALYEMEZ, MALYEMEZ, YEMEKSİZ, BAŞYEMEK, HÜRYEMEZ, VARYEMEZ, YEMEKLİK, HAHYEMEZ, YEMENİCİ, YEMENİLİ
YEMELİK, BÜYEMEK, ETYEMEZ, YEMENLİ, YEMENTİ, YEMEKLİ, TEYEMEK, YEMELEK, SİYEMEK, YEMEKÇİ, YEMECİK
YEMENİ, YEMETE, BİYEME, YEMECE, TÜYEME
YEMEN, YEMEK, YEMEG
YEME
YEME
Yemek işi. Yiyecek.
PEYNİRYEMEZ
Yozgat kenti, Sorgun ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.
YEMENİCİLİK
Yemeni yapma işi. Yemeni alıp satma işi.
YEMEKLENMEK
Yemek yemek.
YEMENÇAYIR
Kars ilinde, Digor ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.
ETYEMEZLİK
Etyemez olma durumu, vejetaryenlik.
YOĞURTYEMEZ
Bitlis kenti, Ovakışla bucağına bağlı bir yer.
YİRİYEMEMEK
Yürüyememek.
MURADİYEMENGENCİK
Düzce kenti, merkez ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.
YEMEYHHANA
Yemekhane.
YEMEKLEMEK
Yemek yedirmek, şölen vermek. Doyurmak, yemek yedirmek.
YEMEKÇİLİK
Yemekçinin yaptığı iş. Yemekçi olma durumu.
CIMBARYEMEK
Dayak yemek.
ÖDEYEMEZLİK
aciz (bk. ödeme güçsüzlüğü).
VARYEMEZLİK
Varyemez olma durumu.
KEDİYEMEZLİK
Yemek, et ve benzerleri şeyleri koymaya yarayan dolap.
Bu bölümde tanımı içerisinde YEME geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AYVAZ
Koca, erkek, eş. Savaş gemilerinde çalışan cerrah yardımcısı. Büyük konaklarda mutfak ve yemek hizmetlerinde çalıştırılan uşak.
ACİZ
Gücü bir işe yetmez olanın durumu, güçsüzlük. Beceriksizlik. Kişinin ve kuruluşun borcunu vaktinde ödeyememesi durumu.
ACIKMAK
Yemek yeme gereksinimi duymak.
AÇ
Yemek yemesi gereken, tok karşıtı. Karnı doymamış olarak. Yiyecek bulamayan. Çok istekli, hevesli. Gözü doymaz, haris.
BAKICI
Bakma işiyle görevlendirilen kimse. Bir şeyi satın almayı düşünmeden yalnızca bakarak ilgilenen kimse. Falcı. Yabancı ülkede bir aile yanında kalarak eğitimini sürdüren ve aynı zamanda o evin çocuklarına bakan kimse. Genellikle çocuk, yaşlı ve hastalara bakma işiyle görevli kimse. Yeme içme, barınma ve eğitim karşılığında bakıcılık görevi yapan kimse.
AZIKLIK
Azık olarak ayrılan veya hazırlanan yiyecekler. Hemen yemek üzere, harman zamanından önce biçilip savrulan ekin. Azık koymaya yarayan kap veya torba.
AŞÇIBAŞI
Birlikte çalışan birkaç aşçının başı. Bir lokanta veya evde yemek pişirmekle görevli kimse.
ANTRE
Giriş. Başlangıç yemeği.
AŞEVİ
Lokanta. Düğün, nişan vb. toplantılarda, verilecek yemekleri hazırlamak için geçici olarak mutfak gibi kullanılan yer. Yoksullara parasız yemek yedirilen veya dağıtılan yer, aşhane. Tekkelerde yemek pişirilen yer.
ALİNAZİK
Közlenmiş patlıcan, sarımsaklı yoğurt ve kıyma ile yapılmış olan bir yemek türü.
AŞÇI
Yemek pişirmeyi meslek edinen kimse. Yemek yenilen dükkân, aşevi, lokanta. Yemek pişirip satan kimse.
ARPALAMA
Atların ayaklarında görülen ve rahat yürümelerini önleyen bir hastalık. Çok arpa yemekten ileri gelen bir hayvan hastalığı.
APERİTİF
Ön içki. Yemek öncesinde yenen çerez vb. yiyecek.
ARTIKLAMAK
Yemekte artık bırakmak.
AV
Karada, denizde, gölde veya akarsularda evcil olmayan hayvanları vurma veya yakalama işi, şikâr. Bir hayvanın bir başka hayvanı yemek için yakalaması. Tuzağa düşürülen, kendisinden yararlanılan kimse. Bu yollarla yakalanan hayvan.
ANIK
Hazır. Ballıbabagillerden, tek yıllık, mavi çiçekli, yemeklere koku vermek için kullanılan bir bitki, dağ reyhanı (Ziziphora).
ALAKART
Seçmeli yemek, tabildot karşıtı.
AĞIZLIK
Bir ucuna sigara takılan, öbür ucundan nefes çekilen çubuk biçimindeki araç. Hayvanın ısırmasına, zararlı bir şey yemesine engel olmak için ağzına takılan tel, deri vb. kafes. Nefesli çalgılarda ağza gelen yer. Kuyu bileziği. Su tesisatında su alıp vermeye yarayan vanalı uç. Yemiş küfelerinin üzerine yapraklı dallarla yapılmış olan kapak. Telefon vb. cihazlarda ağza yaklaştırılan bölüm. Huni. Bir şeyin başladığı yer. Dokumacılıkta çözgünün açılıp kapandığı ve içinde mekiğin geçtiği yer.
ATIŞTIRMAK
Acele olarak yemek ya da içmek. Yağmur veya kar serpiştirmek.
ASİDE
Un, et ve bamya ile yapılmış olan bir Arap yemeği.