Kelimeler arşivinde; içinde "tuta" olan, toplam 60 tane kelime bulunuyor. İçerisinde tuta bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu tuta ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında tuta olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
TUTARSIZLAŞMAK
TUTARSIZLAŞMA
TUTANAKÇILIK, İÇTUTARLILIK
YÜZTUTANAĞI, TOPRAKTUTAN, BAYRAKTUTAN, TUTARSIZLIK
KILIÇTUTAN, TUTARSIZCA, TUTABİLMEK, SAKALTUTAN, BOYUTTUTAR, TUTARLILIK, TUTAMAKSIZ, TUTAMLAMAK
YURTTUTAN, TUTARIKLI, TUTAMAKLI, TUTABİLME, TUTAMLAMA, KURTTUTAN, TUTANAKÇI, BAŞTUTARI, TUTAMAÇLI
HAPTUTAN, KARTUTAN, TUTAMLIK, BAŞTUTAR, BAŞTUTAN, TUTARSIZ, TUTARLIK
TUTARIK, TUTANKA, TUTARCA, TUTAMIK, TUTAMAÇ, TUTAMAH, TUTALIK, TUTALĞA, TUTALGA, TUTALAK, TUTARGA, TUTAĞAÇ, TUTAMAK, TUTACAK, TUTANAK, TUTARAK, TUTARLI
TUTAYA, TUTARI, TUTASI
TUTAÇ, TUTAŞ, TUTAK, TUTAM, TUTAR, TUTAH, TUTAJ
TUTA
TUTA
1.Karadut. 2.El ile meyve toplama işi ya da el ile toplanmış meyve : Bu elmalar tuta mıdır?. Meyveleri elle toplama.
TUTANAKÇILIK
Tutanakçının yaptığı iş.
KILIÇTUTAN
Giresun şehri, Çamoluk ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Hatay kenti, Karbeyaz nahiyesine bağlı bir bölge. Van ilinde, Yalınca bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
BAYRAKTUTAN
Iğdır şehrinde, merkez belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer.
YÜZTUTANAĞI
İşini yaptırmak için ya da iyilik yapana verilen küçük armağan.
TUTARSIZLIK
Tutarsız olma durumu, insicamsızlık.
TUTARSIZLAŞMAK
Tutarsız duruma gelmek.
İÇTUTARLILIK
Bir ölçeği oluşturan sınarların ayrı ölçüm boyutuna ilişkin olmaları ya da tek tek her sınarla elde edilen ölçümlerin tüm ölçeğe göre beliren ölçümle bağıntılı sonuçlar vermesi.
TUTARLILIK
Tutarlı olma durumu, insicamlılık.
BOYUTTUTAR
Isıl işlem sırasında, boyutsal değişimlerini önlemek için, parçaların içine konuldukları metal nesne.
SAKALTUTAN
Kayseri ili, Talas ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.
TOPRAKTUTAN
Hatay şehrinde, Yayladağı ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir bölge.
TUTARSIZCA
Tutarsız bir biçimde.
TUTAMAKSIZ
Tutunacak, dayanacak, güvenecek şeyi olmayan.
TUTABİLMEK
Tutma imkânı veya olasılığı bulunmak.
TUTARSIZLAŞMA
Tutarsızlaşmak durumu.
Bu bölümde tanımı içerisinde TUTA geçen kelimeler listesi verilmiştir.
BOPLUK
Bop tutarında olma.
ASORTİ
Birbirine uygun, birbirini tutar renk ve biçimde olan (giysi).
ALMAK
Bir şeyi elle ya da başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak. Zararlı, tehlikeli bir şeye uğramak. Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak. Motor çalışması için gerekli olan elektrik veya yakıttan yararlanır duruma gelmek. Satın almak. Erkek, kadınla evlenmek. Göreve, işe başlatmak. Örtmek, koymak. Yolmak, koparmak. Bürümek, sarmak, kaplamak. İçine sığmak. İçecek veya sigara içmek. Görevden, işten çekmek. Kazanç sağlamak. Gidermek, yok etmek. Kazanmak, elde etmek. Çalmak. Kısaltmak, eksiltmek. Vücuttaki hasta bir organı ameliyatla çıkarmak. İçeri sızmak, içine çekmek. Yol gitmek, mesafe katetmek. Kabul etmek. İçeri girmesini sağlamak. Birlikte götürmek. Soldurmak. Kendine ulaştırılmak, iletilmek. Temizlemek. Sürükleyip götürmek. Yer değiştirmek. Yutmak, kullanmak. Tat veya koku duymak. Başlamak. Ele geçirmek, fethetmek.
BALIKÇI
Balık tutan ya da satan kimse.
AĞCI
Ağ ile balık tutarak geçinen kimse.
BAĞLAYICI
Bağlama niteliği olan. Kuruduğu zaman yüzeyde film oluşturan, pigment ve dolgu maddelerini bir arada tutan, boyanın uçucu olmayan bölümü. Bağlamaya ve birleştirmeye yarayan: "Ve" bağlayıcı bir edattır. Uyulması zorunlu.
BAREM
Devlet memurlarının maaşlarının derece ve tutarlarını düzenleyen sistem ve çizelge.
BAĞDAŞIM
Tutarlık, tutarlılık, insicam.
BENCİL
Yalnız kendini düşünen, kendi çıkarlarını herkesinkinden üstün tutan, hodbin, hodkâm, egoist. Bencilik öğretisine inanan.
CEBİR
Zor, zorlayış. Artı ve eksi gerçek sayılarla, bunların yerini tutan harfler yardımıyla nicelikler arasında genel bağlantılar kuran matematik kolu.
BEYYİNE
Bir olayın doğruluğunu ortaya koyabilen yöntem. Duruşma sırasında bir düşünceyi gerçekleştirmek için başvurulan belge, kanıt, tutamak, delil.
BEDEL
Değer, fiyat, kıymet. Askerlik yapmamak veya yapılacak süreyi kısaltmak isteyenlerin devlete ödedikleri para. Bir ücret karşılığında çalışan kimse. Eşit, denk. Bir şeyin yerini tutabilen karşılık. Başkasının adına ve onun parası ile hacca giden kimse.
ÇARMIH
Suçlunun öldürülmek amacıyla çivilendiği haç biçimindeki darağacı. Ana direkleri ve gabya çubuklarını yandan tutan halatlar.
ANALIK
Anne olma durumu. Üvey ana. Anne yerini tutan veya anne kadar yakınlık gösteren kadın. Anaca davranış. Anne olma duygusu.
AMA
Çelişkili ve tutarsız iki cümleyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz, amma, lakin, velakin. Uyarma veya şartlı bir ifade niteliğinde olan bir cümleyi, başka bir cümleye bağlamaya yarayan bir söz. Bir yargıyı veya bir buyruğu pekiştirmek için de kullanılan bir söz. Beklenmeyen bir sonucu anlatan iki cümleyi onun sebebi durumunda olan cümleye bağlayan bir söz. Bazen dikkati çekmek için cümlenin sonuna getirilen bir söz.
CERİDE
Gazete. Tutanak, kayıt defteri. Süvari kolu.
ÇALYAKA
Yakasına yapışıp sıkıca tutarak.
ÇAKIRCI
Kuş avında çakırdoğanı tutan kimse.
ACYO
Herhangi bir paranın gerçek değeriyle sürüm değeri arasında veya bir ticaret senedinin üzerinde yazılı miktar ile indirimden sonraki tutarı arasında doğan fark. Bankaların senetli kredi işlemlerinde yaptıkları tahsilat. Bir ticaret senedinin yenilenmesinde alınan komisyon.
BAĞDAŞMAZ
Uyuşmaz, tutarsız.