İçinde TUTA geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "tuta" olan, toplam 60 tane kelime bulunuyor. İçerisinde tuta bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu tuta ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında tuta olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

14 harfli kelimeler

TUTARSIZLAŞMAK

13 harfli kelimeler

TUTARSIZLAŞMA

12 harfli kelimeler

TUTANAKÇILIK, İÇTUTARLILIK

11 harfli kelimeler

YÜZTUTANAĞI, TOPRAKTUTAN, BAYRAKTUTAN, TUTARSIZLIK

10 harfli kelimeler

KILIÇTUTAN, TUTARSIZCA, TUTABİLMEK, SAKALTUTAN, BOYUTTUTAR, TUTARLILIK, TUTAMAKSIZ, TUTAMLAMAK

9 harfli kelimeler

YURTTUTAN, TUTARIKLI, TUTAMAKLI, TUTABİLME, TUTAMLAMA, KURTTUTAN, TUTANAKÇI, BAŞTUTARI, TUTAMAÇLI

8 harfli kelimeler

HAPTUTAN, KARTUTAN, TUTAMLIK, BAŞTUTAR, BAŞTUTAN, TUTARSIZ, TUTARLIK

7 harfli kelimeler

TUTARIK, TUTANKA, TUTARCA, TUTAMIK, TUTAMAÇ, TUTAMAH, TUTALIK, TUTALĞA, TUTALGA, TUTALAK, TUTARGA, TUTAĞAÇ, TUTAMAK, TUTACAK, TUTANAK, TUTARAK, TUTARLI

6 harfli kelimeler

TUTAYA, TUTARI, TUTASI

5 harfli kelimeler

TUTAÇ, TUTAŞ, TUTAK, TUTAM, TUTAR, TUTAH, TUTAJ

4 harfli kelimeler

TUTA

Bazı kelimelerin anlamları

TUTA

1.Karadut. 2.El ile meyve toplama işi ya da el ile toplanmış meyve : Bu elmalar tuta mıdır?. Meyveleri elle toplama.

TUTANAKÇILIK

Tutanakçının yaptığı iş.

KILIÇTUTAN

Giresun şehri, Çamoluk ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Hatay kenti, Karbeyaz nahiyesine bağlı bir bölge. Van ilinde, Yalınca bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

BAYRAKTUTAN

Iğdır şehrinde, merkez belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer.

YÜZTUTANAĞI

İşini yaptırmak için ya da iyilik yapana verilen küçük armağan.

TUTARSIZLIK

Tutarsız olma durumu, insicamsızlık.

TUTARSIZLAŞMAK

Tutarsız duruma gelmek.

İÇTUTARLILIK

Bir ölçeği oluşturan sınarların ayrı ölçüm boyutuna ilişkin olmaları ya da tek tek her sınarla elde edilen ölçümlerin tüm ölçeğe göre beliren ölçümle bağıntılı sonuçlar vermesi.

TUTARLILIK

Tutarlı olma durumu, insicamlılık.

BOYUTTUTAR

Isıl işlem sırasında, boyutsal değişimlerini önlemek için, parçaların içine konuldukları metal nesne.

SAKALTUTAN

Kayseri ili, Talas ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.

TOPRAKTUTAN

Hatay şehrinde, Yayladağı ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir bölge.

TUTARSIZCA

Tutarsız bir biçimde.

TUTAMAKSIZ

Tutunacak, dayanacak, güvenecek şeyi olmayan.

TUTABİLMEK

Tutma imkânı veya olasılığı bulunmak.

TUTARSIZLAŞMA

Tutarsızlaşmak durumu.

  -   -   -  

Anlamında TUTA bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde TUTA geçen kelimeler listesi verilmiştir.

BOPLUK

Bop tutarında olma.

ASORTİ

Birbirine uygun, birbirini tutar renk ve biçimde olan (giysi).

ALMAK

Bir şeyi elle ya da başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak. Zararlı, tehlikeli bir şeye uğramak. Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak. Motor çalışması için gerekli olan elektrik veya yakıttan yararlanır duruma gelmek. Satın almak. Erkek, kadınla evlenmek. Göreve, işe başlatmak. Örtmek, koymak. Yolmak, koparmak. Bürümek, sarmak, kaplamak. İçine sığmak. İçecek veya sigara içmek. Görevden, işten çekmek. Kazanç sağlamak. Gidermek, yok etmek. Kazanmak, elde etmek. Çalmak. Kısaltmak, eksiltmek. Vücuttaki hasta bir organı ameliyatla çıkarmak. İçeri sızmak, içine çekmek. Yol gitmek, mesafe katetmek. Kabul etmek. İçeri girmesini sağlamak. Birlikte götürmek. Soldurmak. Kendine ulaştırılmak, iletilmek. Temizlemek. Sürükleyip götürmek. Yer değiştirmek. Yutmak, kullanmak. Tat veya koku duymak. Başlamak. Ele geçirmek, fethetmek.

BALIKÇI

Balık tutan ya da satan kimse.

AĞCI

Ağ ile balık tutarak geçinen kimse.

BAĞLAYICI

Bağlama niteliği olan. Kuruduğu zaman yüzeyde film oluşturan, pigment ve dolgu maddelerini bir arada tutan, boyanın uçucu olmayan bölümü. Bağlamaya ve birleştirmeye yarayan: "Ve" bağlayıcı bir edattır. Uyulması zorunlu.

BAREM

Devlet memurlarının maaşlarının derece ve tutarlarını düzenleyen sistem ve çizelge.

BAĞDAŞIM

Tutarlık, tutarlılık, insicam.

BENCİL

Yalnız kendini düşünen, kendi çıkarlarını herkesinkinden üstün tutan, hodbin, hodkâm, egoist. Bencilik öğretisine inanan.

CEBİR

Zor, zorlayış. Artı ve eksi gerçek sayılarla, bunların yerini tutan harfler yardımıyla nicelikler arasında genel bağlantılar kuran matematik kolu.

BEYYİNE

Bir olayın doğruluğunu ortaya koyabilen yöntem. Duruşma sırasında bir düşünceyi gerçekleştirmek için başvurulan belge, kanıt, tutamak, delil.

BEDEL

Değer, fiyat, kıymet. Askerlik yapmamak veya yapılacak süreyi kısaltmak isteyenlerin devlete ödedikleri para. Bir ücret karşılığında çalışan kimse. Eşit, denk. Bir şeyin yerini tutabilen karşılık. Başkasının adına ve onun parası ile hacca giden kimse.

ÇARMIH

Suçlunun öldürülmek amacıyla çivilendiği haç biçimindeki darağacı. Ana direkleri ve gabya çubuklarını yandan tutan halatlar.

ANALIK

Anne olma durumu. Üvey ana. Anne yerini tutan veya anne kadar yakınlık gösteren kadın. Anaca davranış. Anne olma duygusu.

AMA

Çelişkili ve tutarsız iki cümleyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz, amma, lakin, velakin. Uyarma veya şartlı bir ifade niteliğinde olan bir cümleyi, başka bir cümleye bağlamaya yarayan bir söz. Bir yargıyı veya bir buyruğu pekiştirmek için de kullanılan bir söz. Beklenmeyen bir sonucu anlatan iki cümleyi onun sebebi durumunda olan cümleye bağlayan bir söz. Bazen dikkati çekmek için cümlenin sonuna getirilen bir söz.

CERİDE

Gazete. Tutanak, kayıt defteri. Süvari kolu.

ÇALYAKA

Yakasına yapışıp sıkıca tutarak.

ÇAKIRCI

Kuş avında çakırdoğanı tutan kimse.

ACYO

Herhangi bir paranın gerçek değeriyle sürüm değeri arasında veya bir ticaret senedinin üzerinde yazılı miktar ile indirimden sonraki tutarı arasında doğan fark. Bankaların senetli kredi işlemlerinde yaptıkları tahsilat. Bir ticaret senedinin yenilenmesinde alınan komisyon.

BAĞDAŞMAZ

Uyuşmaz, tutarsız.